0Yorum

Tarih Kokan Duayenler

Adamın biri amacının mutlu olmak olduğuna karar vermiş ve mutluluğu aramaya koyulmuş. Ama ne yaptıysa onu bir türlü bulamamış. Sonunda zengin bir bilgenin adını duymuş ki bu bilge hem aklı hem bilgisi hem de malı ile tam anlamıyla zengin birisiymiş. Zengin olduğu kadar yardımsevermiş, kapısına kim gelirse sorusunu yanıtlamadan, derdine derman bulmadan geri göndermezmiş.

Bilgeyi görmeye karar veren adam büyük uğraşlar sonunda onu bulmuş ancak kapısında çok uzun bir kuyruk varmış. Bizimki bilgenin gerçekten de büyük birisi olduğuna ve derdine kesinlikle deva olacağına kanaat getirmiş.

Bekleye bekleye sıra kendisine gelince bilgeye mutluluğun nerede olduğunu sormuş. Bilge biraz düşünmüş bu soruyu cevaplamaya kalkarsa sıradaki diğer insanların beklemekten öleceğini düşünmüş, sonra adamlarından kaşık istemiş ve içine iki damla yağ damlatıp adama vermiş: “Al bunu ağzında taşı ama sakın yağ dökülmesin, sarayımın her yerini gez sonra tekrar gel” demiş. Adam biraz şaşkın bir şekilde kabul etmiş. Dönünce bilge bakmış yağ hala kaşıkta. “Aferin yağı dökmemişsin, peki anlat bakalım sarayımda neler gördün?” Adam hık demiş, gık demiş başka bir şey diyememiş. Sonra bilge, “Olmadı” demiş. “Al bu kaşığı sarayımdaki güzellikleri iyice görüp dolaş sonra gene gel” demiş.

Adam biçare kabul etmiş. Her yeri gezmiş ve güzelliklerden gözleri kamaşmış. Tekrar bilgenin yanına gelince bilge sormuş, “Güzellikleri gördün mü?” Adam bu sefer bir bir anlatmaya başlamış. Ama bilge onun sözünü kesmiş ve “Peki yağ nerede?” demiş. Adam bir de bakmış ki yağı tamamen unutmuş, biraz utanmış ama ne desin? “Şey… döküldü” demiş. Bilge anlamlı bir bakış atmış adama ve “Mutluluk hayatın bütün güzelliklerini, bütün detaylarıyla görmek, tadını çıkarmak ve kaşıktaki yağa sahip çıkıp onu dökmemektir” demiş. Adam yanıt bu kadar basit olduğu halde nasıl olup da bu kadar zamandır uğraştırıp durduğuna şaşkın, ama yanıtı bulduğuna mutlu olarak teşekkür etmiş ve bilgenin huzurundan ayrılmış.

Feridun Köymen yaşamın tüm güzelliklerini bütünüyle görebilen, mücadeleden hiç yılmayan, insanların çektiği sıkıntılardan başka güzel şeylerin de olabileceğine inanan, kendisiyle barışık, yaşam sevinci hiç tükenmeyen çok değerli bir hukukçudur.

Uzun yıllardır Trilye’nin müdavimleri arasında olup tek başına gelip kendisine huzurlu anlar yaratan Feridun Bey, bazen de zarif eşi ile birlikte balık ve deniz ürünleri yemek için Trilye’ye gelir. Konukların da kendisine sevgi ve saygı yoğunluğu yaşattığı Feridun Bey, çok hoş sohbet bir insandır.

BABASINI İPTEN ALDI

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde 25 yıl öğretim görevlisi olarak görev yapan Feridun Bey, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra London School of Economics doktorasını tamamladı.

Feridun Bey’in babası Menderes Hükümeti dönemlerinde Çalışma Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı görevlerinde bulundu, 1960 İhtilalı olunca Yassıada’da yargılandı. Genç bir avukat olan Feridun Köymen babasının savunmasını üstlendi.

Mahkeme Reisi Salim Başol ilk kez yüzündeki güven verici ifadeden dolayı Feridun Bey’i çok sevdi ve kibar bir davranışta bulundu. “Lütfen acele etmeyin sizi dinleyeceğim” dedi ve iki gün Feridun Bey’i dinledi. “Yassıada hukukçular için bir maceraydı” diyen Köymen, “Hiçbir avukata gösterilmeyen ihtimam bana gösterildi” dedi.

Hazırladığı savunma, Almanya, Fransa, İngiltere ve İsviçre’deki demeçlerinde muhteşem bir örnek teşkil etti. Salim Başol, savunmayı yeterli bulup genç avukat Feridun Bey’in babası Ahmet Hulusi Köymen’i suçsuz buldu ve beraatına karar verdi. Fakat kısa bir süre sonra babasını kaybeden Feridun Bey, yaşamı boyunca hep çalıştı, her zaman dürüst oldu. Babasının çok genç yaşta ölmesi onu hem derinden üzdü bir o kadar da hayata daha sıkı sarılıp sorumluluklarını yürütmesini sağladı. Çok sevdiği oğlunu da genç yaşta kaybeden Köymen, bir ara hayata küstü ve derin üzüntü çekerek yaşadı.

ATATÜRK’ÜN SEVDİĞİ ÇOCUK

Atatürk ölmeden önce yapmış olduğu son Bursa seyahatinde belediyenin resmi kabulünde karşılayanlar arasında bulunan küçük çocuk Feridun Köymen’i kucağına alıp sevmiş ve gözlerinin içine bakarak “Evlat, Cumhuriyet’i koruyacaksın, değil mi?” demiş. Hala gözlerinde yaşlarla, Atatürk ile olan bu anısını anlatır ve ulu önderin elleri kendisine değdi diye o günden beri çok mutludur Feridun Bey. Atatürk’e çocukluk yıllarından beri hayranlık duyar.

ODTÜ’de hukuk hocalığı yaptığından bu yana pek çok öğrencide emeği olan Feridun Bey, zaman zaman Trilye’de öğrencileri ile karşılaşmakta ve çok duygulanmaktadır. Bazı öğrencileri ise ünlü isimler olup medyada sık sık boy gösterince Köymen, hep gururlanmaktadır.

Kibar bir beyefendi olan Feridun Bey, çok güzel Türkçe konuşur. Adnan Menderes’i de çok yakinen tanıyan Feridun Köymen, yakın tarihi yaşayan bir insandır. Fırsat buldukça eşim ve ben yanına oturup anılarını dinlemekten büyük keyif alırız.

Babasının hümanist, siyasete damgasını vurmuş, başarılı bir insan olduğunu söyleyen Köymen’in ailesi Trakya’dan İstanbul’a göçen bir semerciymiş daha sonra Bursa’ya göç etmişler. Baba Köymen, üç dönem Bursa milletvekilliği, TBMM Başkanvekilliği ve iki dönem bakanlık yapmış.

Ailesi ile ilgili yakın tarihte izlenimlerini, anılarını anlatırken hep gözleri dolar. “İyi doğmuş, iyi büyümüş ama çok çile çekmiş bir aileydi” der babasının yaşadıklarını ifade ederken. “Biz kimseye kötülük yapmadık ama hayatın cilvesi bize bu oyunları oynadı” diyerek Yassıada’da yaşadığı zor günleri anlatır Feridun Bey. Menekşe Sokak’taki evlerinin anılarla dolu olduğunu söylerken çok duygulanır.

İnsanlarda uzak geçmişi imgeleyen bellek yakın geçmişi imgeleyen belleğe oranla daha güçlüdür. Bir saat önce tanıştığınız bir insanın adını unutabilirsiniz ama ilkokul öğretmeniniz hemen hatırlanır. Ben de Feridun Bey anlattıkça yakın tarihe çocukluk yıllarıma giderim her zaman.

Onu dinlerken film şeridi gibi yakın tarihi geçiyor gözümün önünden, hatırlayabildiklerim duygulandırıyor beni hatırlayamadıklarım ise hafızamı zorluyor.

Zamana karşı koymanın tek yolu vardır, o da her zaman taze ve canlı anlatımlara olanak veren genç düşünceler bulmaktır. İyi pazarlar.

Yorum Yazın