0Yorum

Sus Korkma! Ben Türk Askeriyim

 

 

         Yurtdışındaki izlenimlerim bana hep göstermiştir ki Türkiye’ye duyulan saygının önemli bir bölümü Türk ordusuna karşı olan sevgi ve güvenden kaynaklanmaktadır. Bu kadar zor bir coğrafyada yaşayıp, sağanak yağan bir yağmurdan şemsiye olmadığı halde ıslanmayışımızın nedeni Türk ordusunun güvenilirliği ve caydırıcı bir güç olarak dimdik duruşudur.

         1952 Kore Savaşını, Kunuri Muharebelerini genç kuşak pek bilmez. Amerikan halkının  Türkiye’ye karşı büyük sevgi bağları oluşturmasına neden olan meşhur Kore harbinde Türk askerinin kahramanlığı kısa sürede bütün dünyada duyulmuştur.

         Savaş sırasında genç bir pilot teğmen olan Amerikan subayı Amiel J. Guitz’in uçağı Kunuri’deki Türk birliğinin yanına düşer. Elbiseleri paramparça olmuş, her tarafı yanık ve kan içinde, perişan bir halde olan Amerikalı subay karşısında bir Türk onbaşıyı görünce heyecanlanır. Onbaşı yarım yamalak İngilizcesiyle “Sus korkma! Ben Türk askeriyim” der. Amiel J. Guitz’in bu anısını geçen sene de dinlemiştim ama anlatmaya başlayınca çok ağladığı için hep yarım bırakmıştı. Onbaşı Amiel J. Guitz’i sırtına atar ve kilometrelerce taşıyarak kendi karargah bölgesine götürür. Hayatını bir Türk askerine borçlu olan Mr. Guitz o günden bu yana her yıl Türkiye’yi ziyaret eder. Türk Tanıtma Vakfı Başkanı Kemal Baytaş’ın konuğu olur ve kendisine “Abi Kemal” diye hitap eder.

         Mr. Guitz dünyada yirmi dokuz adet olduğu bilinen ve de sadece Amerikan ordusunda bulunan, değeri iki milyar dolar eden U-2 casus uçaklarının ilk pilotudur. Halen Amerika’da bu uçakların öğretmenliğini yapmaktadır. Binbaşılıktan sonra emekli olup beş yıl Suudi Arabistan Kralının pilotluğunu yapan Mr. Guitz, F-16 projesi gerçekleşince Türkiye’de de uzun yıllar görev yapmıştır. Amerika’daki evi Türk eserleriyle doludur. Çatal bıçağından tutun her şeyi Türk malıdır. Evini görenler adeta  “Türk müzesi” görmüş olmaktadırlar. 

CIA, FBI PEŞİNE DÜŞMÜŞ

         Rusya ile soğuk savaşın olduğu dönemde Sovyetler Birliği’nin efsane Büyükelçisi Albert Çernişev büyükelçilikte bir davet veriyor. Davete Türk-Rus Dostluk Derneği Başkanı Kemal Baytaş ve yakın dostları katılıyor. Baytaş Amerikalı pilot A.J.’i de bu davete götürüyor. Şen şakrak kişiliği ile tanınan A.J.’in fotoğrafları basında yayınlanıyor. Bir süre sonra CIA ve FBI A.J.’i Amerikan Büyükelçiliği’ne çağırıp orada ne işin vardı diye sorguluyorlar. “Ben emekli bir binbaşıyım ve şu anda da özel sektörde çalışıyorum. Beni Kemal Baytaş davet etti ve gittim” dediyse de yıllarca yakasını ajanlardan kurtaramıyor, taa ki soğuk savaşın sona ermesi imdadına yetişene kadar.

         Türkiye ya da Türk sözcüğü duyunca heyecanlanan, her yıl Türkiye’ye gelip özlem gideren Amerikalı pilotun duygu yüklü bir öyküsü. Vefa İstanbul’daki bir semtin adı değil sadece. Yıllar önce yaşanan bir olaya karşı sadakat duygularıyla yeşermektir aynı zamanda. 77 yaşında hayata bu kadar bağlı, duygu yüklü vefa örneği bu insanla tanıştıktan sonra ben de inandım ki dünya üzerinde en güçlü silah ateşlenmiş insan ruhudur. İyi pazarlar.  

Yorum Yazın