0Yorum

Siyasetin Vazgeçilmez İsmi

 

 

         Geçen haftaki yazımda Siirt’ten Malatya’ya seyahat ederken Diyarbakır’dan geçtiğimi söylemiştim. Her hafta sonu gastro-turizm kaçamakları yaptığım kent bana Paris gibi geliyordu. Pek çok kadim dostumun yaşadığı Diyarbakır, sur kapısıyla, Ofis semtiyle, Melik Ahmet ve Ali Emiri caddesiyle, Recep Ustasıyla, kaburgacı Selim Amcasıyla, tatlıcı Saim’iyle, Şeyhmuz’uyla, cartlak kebabıyla, meftunesiyle bende unutulmaz anılar ve de yıllarca atamadığım kilolar bırakmıştır. Bir başkadır Diyarbakır’ın lezzetleri, dost insanları.

         Diyarbakır denilince tartışmasız akla ilk gelen isim Abdülkadir Aksu’dur. Güneydoğuda görev yaptığım yıllarda Aksu’nun isminden söz edilmeyen ortamların çok nadir olduğunu hatırlıyorum.

         Mülkiye’yi bitirdikten sonra, kaymakamlık, emniyet müdürlüğü, valilik, bakanlık gibi devletin her kademesinde başarılı hizmetlerde bulunan Aksu’yu çok uzun zamandır tanırım. Görevde olsun olmasın etrafındaki sevgi seli hiç eksilmez. Tanıdığım ne kadar komutan, subay, astsubay varsa Abdülkadir Beyin ismi geçince hep saygı ile anarlar. Bir gün üst düzey bir yargı mensubu ile sohbet ederken bir başka politikacı ile kıyaslanması konuşuldu. O yargı mensubu şiddetle aynen şöyle dedi: “Ben Aksu’yu kaymakamlığından beri bilirim, yüz gömlek fark atar.” Trilye’ye ne zaman gelse, her partiden insanlar onun yanına gidip tokalaşır ve öperler. İşte böyle bir kişiliktir Abdülkadir Aksu, pek çok insana nasip olmayacak kadar fanatiği vardır ve her kesimi kucaklar. 

DÖRT MEVSİM YAŞAYAN SİYASETÇİ 

         Abdülkadir Aksu’nun en önemli özelliği vefalı oluşudur. Zaman zaman hep düşünmüşümdür, bu işin nasıl üstesinden geliyor diye. Her telefona cevap verir. Eğer aradıysanız, o anda size yanıt veremiyorsa on dakika sonra karşınızda olur. Her vatandaşa insan olduğu için değer verir. Çok şakacıdır. Espiri yoluyla mesaj vermeyi çok sever. Bir hafta sonu Türk Tanıtma Vakfı Başkanı Kemal Baytaş’ın Beysukentteki evinde dostlarla beraber yemekli bir sohbet için toplanmıştık. Bir hayli kalabalıktık. Oldukça geniş evin odalarından birinde bayanlar toplanmıştı. Salonda erkeklerle sohbet ediyorduk. Birdenbire Aksu, Kemal Baytaş’a dönerek “Kemal Ağabey manzara-i umumiyeyi görüyorsun, evini haremlik selamlık diye ayırmışsın, benim partim aynısını yapsa laf edersin!” dedi ve herkesi kahkahaya boğdu. Aksu, mevsimi hiç geçmeyen bir siyasetçidir. Bütün insanları kucaklayan yapısıyla zirveler ona çok yakışır.  

         Hoşgörü ve sevgiye dayanan yaşantısı onu hep başarıya taşımıştır. Uzun yıllar bulunduğu siyaset arenasında hiçbir akçeli konuda, hiçbir yolsuzlukta adı geçmemiştir. Dürüst devlet adamlığı, pırıl pırıl ve şaibesiz bir siyaset yaşamı onun her zaman zirveye tırmanmasını sağlamıştır. Denizlerle haşır neşir olan birisi olarak size yengeçlerin bir özelliğini anlatayım. Deniz kenarlarında yengeç avına çıktıysanız elinizdeki su dolu kovaya yengeçleri koymaya başlayınca kapağa asla ihtiyacınız olmayacaktır. Neden mi? Yengeçler kovadan çıkmak isteyen arkadaşlarından birisini gördüler mi hemen ayaklarından asılırlar. Hiçbirisinin çıkmasına izin vermezler. Sadece kral yengeçler (king crab) dediğimiz tür diğerlerine aldırmayıp dev cüssesiyle kovanın tepesine çıkmayı başarır. İyi pazarlar.

Yorum Yazın