0Yorum

Ruslarla Nice Yıllara

İki hafta önce Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ve heyeti adeta Ankara’ya çıkarma yaptı. Restoran ve eğlence sektöründe belirgin bir kıpırdanma yaratan bu ziyaretten pek çok işletmeci nasiplendi. Ruslarla bu kadar güzel ilişkiler içine girince hafızam tam 37 yıl öncesine gitti.

1973 yılı sıcak bir ağustos ayında Kuleli Askeri Lisesi’ne kaydımı yaptırmıştım. Birinci sınıftan itibaren haftada bir kez seçmeli dersler programa konmuştu: Müzik, resim, Rus dili ve edebiyatı. Her zaman olduğu gibi kolay yoldan gitmeyip en zor tercih olan Rus dili ve edebiyatını seçmiştim. İleriyi gördüğüm için değil. Aklıma bile gelmezdi Kuleli Askeri Lisesi’nde üç yıl Rusça öğrenip, dört yıl da Harp Okulu’nda kendi gayretimle geliştireceğim ve emekli olup açtığım restoranda günün birinde sebze meyve ihracatı konusunda sıkıntı yaşanılan bir dönemde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’u ağırlayacağım.

YANLIŞ BİLGİLERLE SOĞUTULDUK

İngilizce öğretmenimiz Yarbay Mustafa Ertugay her ders başlangıcından önce beş dakika boyunca Ruslarla ilgili konuşma yapardı. “Çok dikkatli olun arkadaşlar, Ruslar genç kızları ajan şeklinde kullanırlar, sizi elde ederler” gibi telkinlerde bulunurdu. Hafta sonu izinlerimde Beyoğlu-Taksim-Şişli civarında çok aradım ama bir türlü o manken gibi güzel Rus kızlarına rastlayamadım! Rusça öğretmenimiz ise bir gün Iğdır sınırında ikili görüşmelerde tercümanlık görevi yaparken bir çobanla tanışmış. Çobanın koyunları devletinmiş. Türkiye’deki çobanların koyunlarının kendi mülkiyetleri oluşuna hayret ediyormuş. Yıllarca Türkiye’de en yakın komşumuz, asil insanların bulunduğu bu ülkeye karşı birileri bizi hep işletti. Üretim araçlarındaki kollektif mülkiyet tüketim araçlarında da varmış denildi. Yalan yanlış kulağımıza pek çok şeyler üfürüldü. Ama o köprülerin altından çok dereler geçti ve su yolunu buldu.

Rusya’ya zaman zaman gidiyorum. Moskova’dan St. Petersburg’a, Goritsy’den Yaroslav’a kadar pek çok şehrini ziyaret ettim. Zaten iki büyük şehri yeniden yaratanlar ünlü Türk firmaları. Ama emin olun en ücra bir kasabada, köyde bile Türkiye’den ihraç edilen ürünlerle karşılaşıyorum. En son seyahatimde kendi kendime bu ülkeye bir an evvel partner olsak inanılmaz şeyler olur diye düşündüm. Herhalde bu çağrım duyulmuş olacak ki geçtiğimiz günlerde hayalim gerçekleşti. Çok önemli bir petrol geliri olan Rusya, 21. yüzyılın en büyük enerji kaynağı olan doğal gazın da sahibi. İki ülkenin birbirine çok ihtiyacı var. Türkiye de büyük bir devlet. Rusya’nın en işlek merkezlerinde Türk malı ürünler öncelikli olarak satılıyor. Her Rus çalışanın en büyük arzusu Antalya’da tatil yapmak. Tarkan’ın konser biletleri aylar öncesinden tükeniyor. Velhasıl Ruslar bizi çok seviyor.

Görüyorsunuz Medvedev’in gelişi beni öğrencilik yıllarıma götürdü. 37 yılda neler değişti neler. Nazım Hikmet’in mezarını kendi devlet başkanlarının yanına yapmışlar. Bir ziyaretimde karşıt görüşlü, zamanında Nazım’ı hiç sevmeyen birisini, mezarına karanfil koyarken gözlerimle gördüm. O nedenle fikirlere saygılı ve hoşgörülü olmak gerekir. Şu an abes gözüken bir fikir gelecekte geçerlilik kazanabiliyor. Fikir ayrılıklarından dolayı hemen kutuplaşıp hem kendimize hem ülkemize zarar veriyoruz. Başka Türkiye olmadığını da bile bile bunu yapıyoruz

Göz bozukluğu insanların gördüklerini sınırlar, görüş bozukluğu ise yaptıklarını. Ne demişler, “Dünyada ilk bakışta doğruluğuna çok güvendiğim şeylere ikinci kez dikkatle bakmanın gereğini anlayacak kadar çok yaşadım.”


Yorum Yazın