0Yorum

Prensin Kerameti

 

 

                   Türkiye'nin merhum sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal ülkenin ufkunu açmak isteyen bir kişiliğe sahipti ve "prenslerim" dediği, yurt dışında iyi öğrenim görmüş beyinleri başkanlığı döneminde önemli görevlerin başına getirdi. Coşkun Ulusoy dönemin en önemli kamu bankası olan Ziraat Bankasının genel müdürüydü. Çok uzun süre görevini başarıyla sürdürdü ve önemli rekorlara imza attı. Onu vazgeçilmez kılan işine olan aşkı, titizliği, ciddiyeti, adam kayırmama özelliği, dürüstlüğü ve üstün çalışma yeteneği idi. 

                   Coşkun Ulusoy'un Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) genel müdürü oluşuna herkes gibi en çok sevinenlerden birisiyim. Kendisini yaptığı başarılı icraatların dışında hiç tanımazdım. Zaten basında boy göstermeyi, gösterişi hiç sevmez. O sadece işini sever, hedefini belirler ve ona odaklanır. 

                    Biz devlette göreve başladığımızda emekli olan bir memur emekli ikramiyesini aldıktan ve de üç aylık maaşı bağlandıktan sonra  derin bir oh çekerdi, gelecek korkusu yaşamazdı. Ama günümüz koşullarında devletten emekli olan bir memur ikinci bir işte çalışmak zorunda kalıyor.  

OYAK MENSUPLARI ÇOK ŞANSLI 

             Coşkun Ulusoy döneminde hayata geçirilen bağışa dayalı emeklilik sistemi ile oyak emeklilik sistemi üyelerini ayrıcalıklı ve şanslı kılıyor. Zaman zaman, çok düşük fiyatla aldığı Oyakbank'ı 2 milyar 673 milyon dolar gibi astronomik bir rakama sattığı için bazı üyeler tarafından eleştirilen Ulusoy'u bence ayakta alkışlamak gerekir. Bu satış sonrası gelen kardan üyelere tam % 54,2 oranında nema dağıtılıyor. İş adamlarının %10 kar marjını bile hayal ettiği bir dönemde, pazarlamacıların hep örnek verdiği ünlü çanta markası Louis Vuitton'un bile 2006 yılındaki  yıllık karının % 16 olduğu göz önünde bulundurulursa satışa karşı çıkan üyelerin bu nemalar konusunda ne düşündüklerini, alıp almayacaklarını ben de merak ediyorum.

                Kendi birikimlerini akılcı yatırım için zaman ayıramayan dağda görev yapan üsteğmenin hakkını da Ulusoy'un geliştirdiği sistemler korumaktadır. Benim Silahlı Kuvvetlerde görev yaptığım yıllarda subay – astsubayların birikimleri borsadaki bilinçsiz yatırımlarda hep çarçur olurdu!

                Bir devlet memuru için artık ev sahibi olmak hayal oldu. Oyak'ın ön biriktirme sistemi ve özel koşullarda verdiği krediler biraz zorlanarak da olsa üyelerini ev sahibi yapabilmektedir. Büyük şehirlerdeki bu evler tapu alındıktan sonra iki misli fiyatına alıcı bulabilmektedir. Globalleşen dünyada Çin'deki bir şirketin çalkantısı, A.B.D.'deki mortgage krizi hemen İMKB'yi etkisi altında bırakıyor. Ama Oyak'a geçtikten sonra karlılığı müthiş artan ve borsada lokomotif görevi gören Ereğli Demir Çelik hisseleri çok etkin rol oynamaktadır.  

                  

                   Oyak mensuplarının hayat standartlarının yükselmesi için canla başla çalışan ve Oyak'ı dünya devleri arasına sokan Coşkun Ulusoy haksızlık yapmayan, çok hatırlı kişilerin bile torpil isteklerini kibarlıkla geri çeviren bir yapıdadır. Emin olun on tane Coşkun Ulusoy olsa ülkemiz çok iyi yerlere gelir. Ben bir tanesini buldum diğer dokuz kişiyi de siz bulun.

 

                   Coşkun Ulusoy’un kaptanlığındaki Oyak’ın ülke yararına gelecekte de yatırımlar yapacağına inanıyorum. Bizim hiç olmamış şeyleri düşleyen insanlara gereksinimimiz var.  Çünkü yarınlar düşlerinin güzelliğine inananlarındır.

İyi pazarlar.

 

 

Yorum Yazın