0Yorum

Pozitif Enerji Yayanlar

 

 

         “Başarı Yolculuğu”, “Başarı İçin Stratejiler”, “Kazanan Tutum”, “İçinizdeki Lideri Geliştirmek” gibi pek çok ünlü kitapların yazarı John C. Maxwell’in olumsuzluğun gücü ile ilgili anlattığı örnek öykü yıllardır kafamdan hiç silinmemiştir.

Yolun kenarında yaşayan ve hamburger satan adam zor işitiyordu bu yüzden bir radyosu yoktu. Gözleri bozuktu bu yüzden gazete okumazdı. Ama işini iyi yapar, çok miktarda hamburger satardı. Yolun kenarında durup bağırırdı: “Bir hamburger alır mıydınız bayım?” Ve insanlar onun hamburgerlerini alırdı. Ticaretini büyütmek için daha büyük fırın aldı. Sonunda oğlu ona yardımcı olmak için üniversiteyi bitirip geldi. Ama sonra bir şey oldu. “Baba radyoyu dinlemiyor muydun?” dedi oğlu. “Gazeteyi okumuyor muydun? Büyük bir ekonomik kriz yaşanıyor. Avrupa’nın durumu felaket. Bizim ülkenin durumu ise daha kötü.”

         Bunun üzerine adam düşündü. “Eh oğlum üniversiteli, gazeteleri okuyor, radyoyu dinliyor, haklı olmalı.” Adam böylece aldığı etin ve siparişlerin miktarını azalttı, tabelaları indirdi ve hamburgerlerini satmak için yolun kenarında durmaktan vazgeçti. Satışları bir günde düştü. “Haklısın oğlum,” dedi. “Kesinlikle büyük bir krizin ortasındayız.”

         Yağmur yağınca yerdeki çamuru görmek ve hiçbir zaman güneş çıkmayacakmış gibi karamsarlık bulutları arasında dolaşmak, toplumumuza bulaşıcı bir hastalık gibi yerleşti. Aylarca ABD’deki kriz dalgasının boyunu hesaplayıp, okyanustan Akdeniz’e, Ege’ye sıçrayıp, Anadolu’yu nasıl boğacağını bekledik. Kriz sözcüğünü dilimize doladık. Onunla yatıp kalktık. Ölümün dışında hiçbir şey dünyanın sonu değildir. Kriz varsa çözüm de vardır. Hayata ne denli olumlu bakarsanız sorunları o kadar çabuk atlatırsınız. Geçen hafta dostlarımızla birlikte Avrupa seyahatine çıkmıştık. Durgunluk her kentte gözleniyor. Her alanda Türkiye’de üretilen ürünler cirit atıyor. Elimize aldığımız çok güzel bir üründe “Made in Turkey” damgasını görmek artık çok alışılagelen bir şey oldu. Ülkemiz için çok güzel günlerin uzak olmadığına inanmak gerekir.

         Esen Kale, Ankara’nın tanınmış başarılı işadamlarından birisidir. Umutsuzluktan doğan karamsarlıklara kapıldığınız zamanlarda Esen Bey ile birkaç saat sohbet etmek gerekir. Ünlü kalp uzmanları bile öneriyor: “Olumsuz düşüncelerle yüklü insanları yanınızdan uzaklaştırın. Sağlığınız bozulur.” Esen Kale, hayatı hep olumlu yönleriyle ele alır, insanlara moral aşılar, size pozitif enerji yayar. Onun bulunduğu ortamlarda karamsarlık duyguları kor olur, hayat bulamaz.

TURİZM YATIRIMLARI ONDAN SORULUR

         Dünya tatlısı bir mimar olan Esen Kale, son derece zevk sahibidir. Eşi Zeynep Hanım da ince zevklere imza atan bir haslettedir. Trilye’nin cennet bahçesi gibi olmasında yıllar önce Zeynep Hanım’dan aldığımız önerilere uymamızın rolü büyüktür. Türkiye turizm ile tanıştığından bu yana pek çok tesiste Esen Bey’in imzası vardır. Turizmde yatırım yapmak isteyen müteşebbisler kendisinden aydınlatıcı görüşler alır. Toplumun her kesiminde çok candan dostları vardır. Geçen hafta ünlü GNC firmasının Türkiye distribütörü olan ağabeyi Eren Kale ile birlikte yeni binalarının açılışını görkemli bir kokteyl ile yaptılar. TÜTAV Başkanı Kemal Baytaş’tan, TBMM Başkanı Köksal Toptan’a, Cemil Çiçek’ten Yavuz Donat’a, Prof. Dr. Şükrü Kızılot’a kadar herkes açılıştaydı. Neredeyse bakanlar kurulunun önemli bir bölümü davete gelmişti. Esen Kale, etrafına pozitif enerji yayan, herkese iyiliği dokunan, çok özel, esprili yaşamı ıskalamayan bir girişimcidir. Herkesin, her ülkenin Esen Kale gibi insanlara ve dostlara gereksinimi vardır.

         Karamsar insanlar bahtsız olmaya öyle düşkündürler ki onu yarı yolda karşılamaya koşarlar. Ama yine de dünyada hem iyimsere hem de kötümsere ihtiyaç vardır. İkisinden biri olmasaydı denge kurulamazdı. İyimserler uçağı icat ettiler, kötümserler paraşütü! İyi pazarlar.

Yorum Yazın