0Yorum

Özlediğimiz Başarılar

         Her şeyin üstesinden gelen bir ulus olduğumuz için sık sık güzel yakıştırmalara konu oluruz. Türkler zoru başarır. İmkansız mı? Eğer gerekiyorsa elbette değil. Bir gün, baba oğluna timsahla kaplumbağanın öyküsünü anlatır. Der ki: “Bir timsah kaplumbağayı yutmak ister, kovalamaya başlar. Tam yakalayıp yutacağı sırada kaplumbağa kenara sıçrar ve bir ağaca tırmanır.” Öykünün burasında çocuk hayretle: “Baba, hiç kaplumbağa ağaca çıkar mı?” diye sorar. Babası şu cevabı verir: “Çıkması lazımdı oğlum. Çıkması lazımdı. Kurtulması için çıkması lazımdı.”

         Afrikalı kaşif David Livingstone’u duymuşsunuzdur. Bu ünlü gezgine bir gün Güney Afrika’daki derneklerden biri mektup gönderir: “Bulunduğunuz yere ulaştıracak iyi bir yol tespit ettiniz mi? Eğer böyle bir yol varsa bize bildirin, size katılmak isteyenleri yanınıza gönderebilelim.”      Livingstone’un mektuba cevabı şu şekilde olur: “Buraya ‘eğer iyi bir yol varsa gelmek isteyenleri’ ben istemiyorum. Benim ‘yol olmadığı halde gelmek isteyenlere’ ihtiyacım var.”

         Hayatın zorluklarından yılmayanlarla ilgili yukarıdaki iki öykü, ders çıkarılacak niteliktedir. Niyazi Akdaş, yolların olmadığı dönemlerde, dünyanın pek çok ülkesine çalışmalarını aktarabilmiş çok değerli bir işadamıdır. ODTÜ Mühendislik Fakültesi Metalurji bölümünden mezun olup, California Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptıktan sonra aynı üniversitede Araştırma Baş Mühendisi olarak görev yapar. Avrupa Kalite Teşkilatı İcra Kurulu Başkan Vekili, Akdaş Döküm San. Tic. A.Ş.’nin Kurucu Ortağı ve Genel Müdür’ü, Erçelik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı’dır. Pek çok önemli şirket, holding ve sivil toplum kuruluşunda etkin görevlerde yer almaktadır. Birinci Organize Sanayi Bölgesi’nin Başkanı Niyazi Bey’in fabrikasında yapılan ürünlerin yüzde sekseni, İsveç, Hollanda, Belçika, Almanya ve ABD’ye ihraç edilmektedir. Yüzde yüz kapasite ve üç vardiya çalışarak yıllarca bu başarı sürmüştür.

VAZGEÇİLMEZ KALİTE

         Akdaş Döküm’ün ürünleri dünyanın her yerinde çok kısa sürede aranılan bir marka olmuştur. Bütün dünyanın yakından ve heyecanla izlediği, 2000 Ağustos’unda Ruslar’ın Kursk Denizi’nde batan denizaltının çıkarılabilmesi için en elzem 26 tane çelik halat istikamet parçası gerekli olur. Bu parçalar Ankara’da Akdaş Döküm’de yapılarak Rusya’ya gönderilir.

         Türkiye’nin sanayi envanteri olması gerektiğini düşünen Niyazi Bey, yurt dışına sattığı parçaların dünyada birkaç ülkede el değiştirdikten sonra Türkiye’ye tekrar satılmasına çok üzülüyor. 27 yıllık şirketini başarıdan başarıya koşturan Akdaş, okuldan mezun olduğu gün kollarını açar ve “Allahım bana bir dökümhane nasip et” diye dua eder. Bugün üç dökümhanenin sahibi Niyazi Bey, 54 ülkeye ihracat yapar konuma gelmiştir. İlk ihracatını 1995-1996 yıllarında yapan Akdaş’ın en büyük destekçisi eşi Leyla Hanım’dır. ODTÜ mezunu mühendis oğlu Necdet ve Bilkent İşletme bölümü mezunu kızı Ceyda da babaları gibi genç yaşta başarıyı yakalamışlardır.         

         Öğrencilik yıllarından beri zor, çileli bir mücadele örneği veren Niyazi Bey’in başarıyı yakalaması, özellikle gençlerin gıpta ile irdelemesi gereken bir konudur. Hayat oyunu, iyi bir ele sahip olmak değil, kötü bir eli iyi oynamaktır. İyi pazarlar.

        

Yorum Yazın