0Yorum

Konyaaltı'ndan Cezayir'e

         Herkesin diline doladığı, şarkılara bile konu olan Amerika’nın Florida eyaletindeki ünlü Miami Beach’i duymayan kalmamıştır sanırım. Ama hiç de abartıldığı gibi değil. Sadece denize girmiş olmak için kerhen denize girdiğimizi, dalgalı ve bulanık okyanus denizini hiç sevmediğimizi söyleyebilirim. Antalya Konyaaltı plajının tadını aldıktan sonra kimse bana Miami plajını böbürlene böbürlene anlatamaz.

         Türkiye’de yaşayıp Konyaaltı plajını duymayan var mı bilmiyorum ama Rusya’da duymayan kalmamıştır. Çünkü Ruslar Türkiye’nin başkentinin Antalya olduğunu sanıyorlar. İstanbul’dan çok Antalya’yı tanıyorlar çünkü Antalya’ya hayranlar. Antalya’nın tartışmasız en çok bilinen yerlerinden birisi Konyaaltı plajıdır. Masmavi denizi, enfes kumuyla adeta göz kamaştırır. Bu plajın varlığı Baki Grubu’nun eline geçmesinden sonra daha çok hissedilmeye başlandı.

         Baki Grubu Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Cengiz, Ankara’nın yetiştirdiği nadir iş adamlarındandır. Son derece zevkli bir mühendis olan Cengiz, işini o kadar yürekten yapar ki her işi imzalı bir tablo gibidir. 

GURUR DUYULACAK PROJELER

         Yıllar önce Antalya’daki bir yemek faaliyetine katılmaya gittiğimde İrfan Bey’in neler yaptığını merak etmiştim. Akdeniz Üniversitesi Rektörünün yerli yabancı her misafirine gösterdiği Olbia Çarşısı’nı gezdirmişti. Benzerlerine Avrupa’da bile rastlamanın zor olduğu muhteşem eseri işin uzmanları da onaylamış ki Ağa Han Ödülü’ne layık görülmüş. 1977 yılından beri her üç yılda bir İslam kültürünü başarıyla yorumlayan çağdaş tasarım, sosyal konut, toplumsal gelişim, restorasyon, yeniden kullanım ve bölgesel koruma projelerini kapsayan mimarlık ürünlerine verilen bu ödül göğüs kabartan bir başarıdır. Akdeniz Üniversitesi’nden de Çevre Hizmet Ödülü’ne layık görülmüştür. Hele bir de Antalya Özürlüler Okulu var ki boyasına varıncaya kadar her konu titizlikle düşünülmüş. Yabancı ülkelerden gelip incelemelerin yapıldığı bu okul da uzun yıllar konuşulacaktır.

         Ankara’da Türkiye’nin en büyük Çağdaş Sanatlar Müzesini de eski bir cer istasyonundan modern bir mimariye dönüştüren Cengiz’e en büyük ödülü hem Ankaralılar hem de Antalyalılar verecektir. Neden mi? Ankara’daki Adliye binasının arkasındaki eski cer istasyonunun mezbelelik halini ben hatırlıyorum. En son durumu ise görülmeye değer. Antalya’daki Konyaaltı’nın kırık şişe cam parçalarından yürüyemediğimiz, sarhoşlarından geçemediğimiz, sigara izmariti ve çöp yığınlarının üzerinden atladığımız günleri de unutmadık. Titiz ve sevgi dolu işletmecilik marifet ister, birazcık da iltifat tabi. İltifat görmeyen marifetler heba olmasın.

         Son yıllarda yurt dışına açılıp ülkeye döviz kazandırmayı kendisine görev edinmiş olan İrfan Cengiz, şu sıralar Cezayir gibi yükseliş trendine girmiş ülkelerde önemli işlerin peşinde koşmakta ve fırsatlar aramaktadır. İnsanlar son zamanlarda fırsatlarla  uğraşacağına güven aramaktadır.

         Korku, gelecek bir kötülüğü beklemenin adıdır. Limandaki bir tekne güvendedir ama bir süre sonra altı çürümeye başlar. Türkiye’nin limanda geminin altını çürüteceklere değil, fırtınalı denizlerde gemiyi güvenle kullanan girişimci kaptanlara ihtiyacı vardır. İyi pazarlar.

Yorum Yazın