0Yorum

İşlerini Çok Önemseyenler

 

Askeri okullarda evci iznine çıkarak hafta sonunu ailelerin yanında geçirmek çok önemli bir ayrıcalıktır. Okulun bulunduğu şehirde anne, baba ve de evli kardeşleri ikamet edenler çok şanslıdırlar. Merkez Komutanlığı araştırmayı yaptıktan sonra evci çıkmasına müsaade edilen öğrenciler cuma ve cumartesi günlerini, nöbet tutmadan, içtimalara katılmadan çok rahat ve özgür şekilde evlerinde geçirirler. 35 yıl önceleri resmi kurumlarda cumartesi günleri öğleye kadar mesai yapılırdı. Daha sonra cumartesi günü tamamen tatil edilince, hafta sonu evci çıkmak çok daha fazla cazipleşti. Herkes bir formül arıyordu. Bir gün Kuleli Askeri Lisesi’nin nizamiyesinde ziyaretçim olduğu haberi geldi. Koşarak gittim ve bir de ne göreyim küçük ağabeyim Kemal evlenmiş ve sanki bu işi birazcık da benim için yapmış gibi eşi Şükran Hanım’la nizamiyeye gelip benim evci iznine çıkabilmem için gerekli evraklarımı getirmiş.

1974’te yaşadığım bu güzel olay beni çok mutlu etmiş, derslerime daha çok sarılmamı sağlamıştı. Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın otel yapılmasını istediği bu müthiş boğaz manzaralı okulun önünde balık tutanları, geçen gemileri izlemek, Türkiye’de üretilen üç otomobilden (Murat, Anadol, Renault) hangisinin belli bir zaman diliminde daha fazla geçtiğine bahis oynamak en büyük zevklerimizdendi. Cuma akşamı son dersten çıktıktan sonra evci belgelerimizi alır almaz, Çengelköy Üsküdar otobüsüne binerdik. Üsküdar’dan gemiye binip kırmızı beyazlı porselen çay tabağı ile servis yapılan tadına doyum olmaz tavşan kanı çayımızı yudumlarken Beşiktaş vapur iskelesine yanaşırdık. Taksim’e dolmuşla çıkar daha sonra Kurtuluş otobüsü için durakta beklerdik. Bir an evvel televizyonun karşısına geçip zamanın en meşhur iki dizisi “Kaçak” ve “Tatlı Cadı”yı izlemek için sabırsızlanırdık.

Herkesi ekran başına çeken “Tatlı Cadı” dizisinin kahramanı “Sementa” halkın arasında çok sevilen bir isim oluvermişti. Cadılıklarını hayal meyal hatırladığım bu dizi kahramanının ismi Türkiye’nin en tanınmış tekstil firmalarından biriyle her zaman kulağa hoş gelen bir tonla hep canlı kalmıştır. 35 yıl önce küçük bir işletme olarak penye üretimine geçen Sementa Tekstil, emin adımlarla ilerleyerek yediden yetmişe herkesin gönlünde taht kurmuş bir Ankara markası olmuş ve Türkiye’ye mal edilmiş bir konuma gelmiştir. 1992’de faaliyete giren triko parkuruyla bu sektörün lokomotifi olmuştur. Yılların verdiği deneyim ve kalite anlayışıyla piyasada aranılan bir marka olarak zirveye oturmuştur.

Sementa Tekstil’in sahibi Orhan Karsak çok mütevazi, kendini işine adayan, işine sevgisini katan, dünya moda trendlerini yakından izleyen, ufku geniş bir işadamıdır. Penye ve triko üretim departmanlarını 2000’li yıllarda modern tesisine taşıyan Karsak, yoğun çalışma ve hassas kalite denetimine verdiği önemle şirketin başarı grafiğini sürekli yükseltmiştir.

TEKNOLOJİYE SIKI TAKİP

Uzman yönetim kadrosuyla dünyadaki gelişmeleri yakından izleyen, ulusal ve uluslararası fuarları hiç ihmal etmeyen Orhan Bey, iş yaşantısında teknolojinin son imkanlarını kullanır. 600 çalışanıyla penye ve eşofman grubunda yılda 1 milyon, triko üretiminde ise 600 bin adet kapasitesiyle Başkent’in gurur kaynağı olmuştur. Özgün moda tasarımıyla “Dünya moda trendlerinde biz de varız” deyip, kendi çizgisini de üretime yansıtan Sementa Tekstil, en zor dönemlerde yakaladığı başarılarla hem sektöre hem de geleceğe güvenle bakılması yolunda çok güzel işler yapmıştır. Ünü ülke sınırlarını aşmış, titizlik ve kalite nedeniyle sağladığı üstünlükle zirveler ona çok yakışmıştır.

İyi bir orkestra gibi yöneticilik vasıflarını üzerinde taşıyan Orhan Karsak imkansızı hedef almış, mümkün olanın en iyisini elde etmiştir. Yavaş ve sabırla çalışma güzel işler üretir. İyi bir oyunun son söze ihtiyacı yoktur.

Yorum Yazın