0Yorum

İnce Düşünen İnsanlar

Bir gün beyleri Sultan Mahmut’a: “Eyaz denilen bu kölenin ne marifeti var ki sen ona otuz kişinin maaşı kadar maaş ödüyorsun?” dediler. Sultan Mahmut bu soruya o anda karşılık vermedi. Birkaç gün sonra beylerini yanına alarak ava çıktı. Yolculuk sırasında bir kervanın gitmekte olduğunu gördüler. Sultan Mahmut, beylerden birine: “Git sor bakalım bu kervan nereden geliyor?” dedi. Bey atını sürerek gitti, birkaç dakika içinde geriye döndü. “Efendim kervan Rey şehrinden geliyor” dedi. Sultan: “Peki nereye gidiyormuş?” diye sorunca bey susup kaldı. Bunun üzerine Sultan Mahmut başka birini gönderdi. O da gidip geldi. “Efendim Yemen’e gidiyormuş,” dedi. Padişah: “Yükü neymiş?” deyince o da sustu kaldı. Bu defa padişah başka bir beye: “Sen de git yükünü öğren!” dedi. Bey gitti geldi. “Her cins malı var, fakat çoğu Rey kaseleri…” dedi. Padişah: “Peki kervan Rey’den ne zaman çıkmış?” deyince, bey susup kaldı ve cevap veremedi. Padişah böyle tam otuz beyi gönderdi, otuzu da istenen bilgileri tam olarak getiremediler. Padişah son olarak Eyaz’ı çağırdı. “Eyaz, git bakalım şu kervan nereden geliyor?” dedi. Eyaz, saygıyla padişahın huzurunda eğilerek konuşmaya başladı. “Efendim, kervan görünür görünmez, sizin merak ederek soracağınızı tahmin ettiğimden gidip gerekenleri öğrendim. Kervan Rey’den geliyor, Yemen’e gidiyor, yükü şu kadar, şu kadar at, şu kadar deve, şu kadar katırdan oluşuyor. Kervan’da şu kadar insan var…” diye başlayarak kervan hakkında en küçük malumata varıncaya kadar her şeyi anlattı. Beyler, bütün bunları ağzı açık dinliyorlardı. Padişah beylerine döndü: “Sadık kölem Eyaz’a neden otuz kişinin ücretine denk ücret verdiğimi anladınız mı? Görüyorsunuz ki bu bile onun hizmetine az geliyor,” dedi.

Prof. Dr. Köksal Baloş, kendisinden çok şeyler öğrendiğim, hayatın güzel ayrıntılarına çok önem veren değerli bir bilim adamıdır.

Adını yüksek öğrenim dünyasına altın harflerle yazdırmış efsane bilim adamı Prof. Dr. Köksal Baloş, hayatında kavga, kin, nefret, öfke gibi sözcüklere hiç yer vermeyen müstesna bir insandır.

SEVGİ İNŞA EDER

Köksal Hoca ile uzun yıllardır deniz aşırı, kıtalar arası yolculuklara çıkarım. “Bir insanı tanıyacak mısın, yolculuğa çık” derler ya, aynen öyle. Yürekten bir dostluk, paylaşmanın daha ötesi, yoldaşlık, insanlık, hangi ulvi değerleri ararsan fazlası var eksiği yok Köksal Bey’de. Bir elma yerken ikiye bölen, bir harcama yapılırken elini hemen cebine atan çok farklı yapıda bir Anadolu insanıdır. Elazığ’ın bağrından çıkıp, bilim dünyasında kendini kabul ettiren, vatanını çok seven, yüreği ülke sevgisiyle dolu olan Prof. Dr. Köksal Baloş, mesleğine, hastalarına, fakültesine sürekli sevgi ile bağlanmıştır her zaman.

TERCÜMEYLE DEĞİL, TECRÜBEYLE

Emekli olduktan sonra da camiadan hiç kopmayan, pijamasını giyip evde oturmayı tercih etmeyip, bildiklerini gençlere öğretme çabası içinde olan Baloş; “Araştırmanızın hamuru kendi namusunuz olsun, bir an önce akademik mükemmeliyete gidin, Cumhuriyet’in herkese tanıdığı bir fırsat vardır,” diyerek gençleri hep tutarlı ve büyük hedeflere yönlendirme çabası içinde olmuştur. “Tercüme ile değil, tecrübe ile öğrenin” diyerek deneyimin önemini vurgulamıştır.

Türkiye’de Periodontoloji Anabilim Dalının kurucularından olan Prof. Dr. Köksal Baloş, Norveç Oslo Üniversitesi’nde Periodontoloji bölümünde çalışmalarda bulunmuştur.

Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nin Kurucu Dekanlığı’na atanan Baloş, 12 yıl dekanlık yapmış, öğrenci, veli, öğretim üyesi, öğretim görevlisi, çalışan tüm personelle çok yakın ilişki içinde olmuş, herkesi dinlemiş, görüş almış, görüş paylaşmış ve mükemmele uzanan yolculuğun temellerini atmıştır. Kapanan yollara hiç aldırmamış, kendisine yeni patikalar açmıştır. Başkalarının izinden yürüme yerine, kendisi iz bırakmıştır. Çevresindeki herkese verici bir baba, yakınındaki ağabey tarzıyla yaklaşım içinde olması onun gerçek dostane ilişkilerinin yegane göstergesidir.

ENERJİSİ HİÇ TÜKENMEZ

Köksal Bey’in en büyük yardımcısı, aynı zamanda meslektaşı Bilge Hanım bir iyilik meleği gibi Köksal Bey’deki pek çok hasleti kendisinde gördüğüm özel bir insandır.

Köksal Bey’in 20 tanesi uluslararası olmak üzere 156 adet bilimsel yayını vardır. Çalışmaktan hiç yorulmayan, enerjisi tükenmeyen Köksal Bey, pek çok sosyal sorumluluk projesinde her zaman ön saflarda yer almaktadır.

Uzun yıllar YÖK üyeliğinde bulunan Prof. Dr. Köksal Baloş, pek çok öğrenciye örnek olmuştur. Öğrencilerinin gelecekleriyle ilgili kararlar vermesinde, kendilerine yön bulmalarında karşılıksız mesai harcamış, tam bir gönül insanıdır.

Yüreği insan sevgisiyle dolu Köksal Bey’i anlatmak, bu efsanevi ismin insanlık yararına yaptığı güzellikleri sayfalara sığdırmak gerçekten zor. Onun için aşağıdaki dizeler belki özetlemeye çalışabilir.

   Kavgayı bir ağacın yaprağına yazmak isterdim,

   Sonbahar gelsin, kurusun diye…

   Öfkeyi bir bulutun üstüne yazmak isterdim,

   Yağmur yağsın, bulut yok olsun diye…

   Nefreti, karların üzerine yazmak isterdim,

   Güneş açsın karlar erisin diye…

   Dostluğu ve sevgiyi yeni doğmuş bebeklerin yüreğine yazmak isterdim,

   Onlar büyüsün, dünyayı sarsın diye…

İyi pazarlar.

Not: Acıların yaşanmadığı, herkesin yüzünün güldüğü, sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir 2017 diliyorum.  

Yorum Yazın