0Yorum

İçimizdeki Amerikalı

 

 

                   Bir şehri insana sevdiren, tutku haline getiren bazı şeyler vardır. Çok sevdiğiniz bir kadın, şehre özgü bir içki, ya da bir tiyatro olabilir sizi sıkı sıkıya bağlayan. Türkiye’nin tam merkezinde denizden kilometrelerce uzakta bir şehir olan başkentimiz bizim için de bir tutkudur. Dünyanın en meşhur şehirlerinden birisinde doğup büyüyen D. Mike Farell’i Ankara’ya aşık yapan tutkunun nedeni nedir acaba? Herhalde çok sevdikleridir. Ankara’da tanıdığım en mutlu çiftlerden birisidir Farell ailesi. George Bush ile aynı okulda okumuş; “Bush abi benden bir sınıf üstte okuyordu” diyor. Yıllar önce gelip Ankara’ya yerleşen  Mike Amerika’da iki ünlü üniversiteyi bitirmiş bir hukukçu. Philips Academy Andover ve Tulane University School of Law’dan mezun olduktan sonra mesleğine devam etmiş ama on iki yaşından beri hobi olarak sürdürdüğü aşçılıktan hiç kopmamış. 

TOMBUL SALI KUTLAMASI 

                   Amerikalıların Paskalya’dan kırk gün önce  kutladıkları özel günleri vardır. “Darsi Mari” ya da “Fat Tuesday” olarak anılan bu günde önceden hazırlıklar yapılır. Özel bir yemek hazırlanır; o yemeğin ismi GUMBO’dur (Gambo okunur). Restoranların özel menüsünde bulmak zordur ama New Orleans’lı herkesin kalbine girmeyi başarmıştır. İki yıldan beri Mike bu yemeği yaparken beni de çağıracağını söylemişti. Geçen hafta Birleşmiş Milletler’de çalışan eşi Müveddet Hanım beni aradı ve Mike’in Gumbo hazırladığını, beni beklediğini söyledi. Uzun süren bir hazırlık safhası ve pişirme süresi var. Bir gün sonra Ankara’nın tanıdık simaları Büyükelçi Kaya Toperi, Milletvekili Ahmet Tan, Sürücüler Holding’in sahibi Ahmet Sürücü, Fatoş ve Nafiz Girginok’un da bulunduğu davetliler Gumbo’yu tatmak için çeşitli ülkelerin giysileriyle gelmişler. Kapıdan girerken boncuklu kolyeler dağıtılıyor ve sizde kalıyor. Mitolojik karakterlerin, kralların, kraliçelerin renkli maskeli değişik kıyafetlerle temsil edildiği gece çok ilginçti. Mike ve eşi haşlanmış pilav ve herkesin merakla beklediği Gumbo’yu ikram ettiler. 

KALECİK’TE ŞARAP FABRİKASI 

                   Mike’in yıllardır kalbi Türkiye için atıyor. Kalecik’te müthiş bağları var. Domaine Kalecik Karası şaraplarının imalatını yapıyor ve sadece ünlü mekanlara veriyor. Ülkesinden binlerce kilometre  uzakta Ankara sevdalısı bir Amerikalı.  Beş yıl önce tanıştık. Izgara balığı sevmeyen Mike için sürpriz bir yemek hazırlamıştım. Fırında deniz kabuklularıyla Luisiana usulü bir balık sunmuştum. Ülkesindeki lezzete yakın bulduğu için çok etkilenmişti. Dünyaca ünlü 180 kg. ağırlığındaki şef Paul Prudhomme’nin de arkadaşı olan Mike şu aralar sır olarak sakladığı, hayata geçirebilirse Türkiye’yi kurtaracak çok önemli bir proje üzerine çalışıyor. Dedik ya Mike kendisini Türkiye’ye adamış bir kez. Sanki hayata yeni başlamış, onun için hayat bisiklete binmek gibi bir şey, pedalı çevirmeye devam ettiği sürece hiçbir zaman düşmeyeceğine inanıyor. İyi pazarlar.

 

Yorum Yazın