0Yorum

Gururlandığımız Başarılar

 

 

Nergis çiçeğine ilk ilgim İstanbul’a gittiğim yıl başlamıştı. Ağabeyimin 3. Levent’teki evi Nergisli Çiçeği Sokağındaydı. Cüneyt Arkın ve Zeki Müren’in evleri de aynı sokaktaydı. Nergis çiçeği öyküsünü bilir misiniz? Bir gün nergis çiçeği ölür. Çayırdaki çiçekler ırmaktan birkaç damla su isterler, ona karşı gözyaşı dökmek için.

         “Bendeki tüm su damlaları gözyaşı olsa, nergis için dökeceğim yaşlara yetmez, onu çok severdim” demiş, ırmak.

 “Nergisi kim sevmezdi? O kadar güzeldir ki…” diye yanıt vermiş, çayırdaki çiçekler.

 “Gerçekten güzel miydi?” diye sorunca ırmak, “Senden iyi kim bilebilir bunu? Kıyıda eğilip suyunda kendi güzelliğine bakardı her gün” demişler.

Irmağın yanıtı şöyle olmuş: “Onu sevmemin nedeni bana eğilip baktığında, suyumun yansımasını görmemdi gözlerinde.”

İnsanlar ara sıra gözleriyle de dinlemeli bazı olayları.

İki hafta kadar önce Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a gitmiştim. Osmanlı’dan kalan eserler dışında fazla önemli bir güzelliği olmayan Belgrad tarih kokuyor. Fakat iki büyük nehri şehre hayat veriyor. Bol bol sazan balığı ve ak levrek yedim. Yaban Hayatı Koruma Vakfı Başkanı Büyükelçi Süha Umar, orada da bir yıl gibi kısa sürede ses getirmiş. Yediden yetmişe herkes onu tanıyor. Müthiş bir saygınlık kazanmış. Evinde hiç durmuyor. Dağ, taş her tarafı dolaşıyor. Bizi de Sava ve Tuna Nehri’nin en ücra yerlerine götürdü. Müthiş manzaralar gördük. Tuna Nehri’nin kenarında balık tutanları izlerken bir ara düşündüm: Ankara böyle bir nehrin veya denizin kenarında oluverseydi. Suya bakarken nergis çiçeği gibi çok etkilendim. Sonra dedim ki Ankara’nın içinden geçen böyle dehasa bir nehir yok ama bir şehri yaşam merkezi kılan sadece tarihi zenginlikler ve doğa değildir. İnsanlardır şehri güzel kılan. Başkentimizi de güzelleştiren Ankara’ya gönül vermiş insanlarımızdır.

Hayrettin Özaltın, Arhavili bir işadamı olmasına rağmen Ankara ve yurt dışında ülke kalkınmasına büyük katkı sağlayan çok önemli faaliyetlerde bulunan, Ankara’dan kopmayan, Başkent’in yapısına katma değer katan bir işadamıdır. 41 yıl önce Nuri Özaltın tarafından kurulan Özaltın şirketi, müteahhit firması olarak faaliyete başlar. Yakaladığı başarılarla çok kısa sürede ünlenen ve baraj, sulama tesisi, otoyol, hastane ve enerji nakil projelerini yürüten dev bir şirket olur. Türkiye’nin en büyük altyapı projelerinde imzası olan şirket, dünya standartlarında ödüllü turizm tesislerine de sahip. Beş ayrı tesisten oluşan Gloria Otel zinciri, Türkiye’nin de gururu. 200 bin metrekare alana yayılmış seralarda ise özel teknoloji ile meyve sebze üretimi gerçekleştirip ihracat yapan firma, önemli sayıda istihdam sağlayıp ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. Şirketin kurucusu Nuri Bey, oğulları Hayrettin ve Nurettin Özaltın’la birlikte Arjantin Caddesi’ndeki karargahta bu dev organizasyonu yürütüyorlar. Ankara sevgisi onların yüreğinde hiç solmamış. Ankara’nın doğal mucizevi güzellikleri olmasa da insanların yarattığı güzellikler şehri hoş kılıyor. Özaltın ailesi bu güzellikleri yaratıp Ankara’ya inananlardandır.

Başarılı insanı belirleyen ilk özellik tutumudur. Kişi inançlı, olumlu bir tutum ve düşüncelere sahipse, zorluklarla uğraşmayı seviyor ve onların üstesinden gelmekten haz duyuyorsa, başarılarının yarısını gerçekleştirmiş sayılır. İyi pazarlar.

Yorum Yazın