Yakın tarihle tanışan herkes Franklin D. Roosevelt’i hatırlar. Amerika’ya ardı ardına dört kez başkan seçilerek bu konuda rekor kıran Roosevelt, 39 yaşında çocuk felci hastalığına yakalanır ve yürüyemez duruma gelir. Fakat bu konumu onun başarı merdivenlerini hızla tırmanmasına engel olamaz. ABD’nin 32. Başkanı olan Franklin D. Roosevelt, hayli tempolu geçen başkanlık günlerinde, buna II. Dünya Savaşı da dahil, onca işin üstesinden gelmesine rağmen nasıl bu kadar zinde ve dinç kalabildiği sorulduğunda şu yanıtı verir: “Beyler! Şu an ayağının başparmağını hareket ettirebilmek için iki yıl uğraşan birine bakıyorsunuz.”
Ali Çelen yaşamını Ankara’da güzel şeyler yaratmaya adamış, bu konuda çok çaba göstermiş, mücadeleci, değerli bir işadamıdır. Bir insanın başarısını ölçmek için ulaştığı noktaya değil, başarmak için aştığı engellere bakmak gerekir. Ali Çelen güzel Ankara’ya kıymetli hizmetler yapmıştır. Ankara, özgün bir şehirdir. Ketumdur, uyumludur, pek çok özellikleriyle diğer illerden ayrılır. İlk havayı koklar, iyi koku alırsa hoşlanır, tutar ve tuttuğunu bir daha bırakmaz. Modern bir şehirdir Ankara. Yapılarıyla, insanlarıyla, insanların kılık kıyafetleriyle hep özel olmuştur. Güzel olan her şey Ankara’nın hakkıdır. Cumhuriyetin temellerinin atıldığı başkente ne yapılsa azdır. Paris’te gördüğünüz bir şey ertesi gün Ankara’dadır. Yenilikleri çok yakından takip eder Ankara.
KARUM’UN İLK GÖZAĞRISI
Ali Bey’in ismini Nişantaşı’ndaki ünlü Versace mağazası açıldığında duymuştum. Daha sonra Karum’un girişinde açtığı Gazzelini mağazası. Ardından Turan Güneş Bulvarı ve Armada mağazaları. Nihayetinde Çankaya Köşkü’nün yanındaki Sergen’in yerine konuşlanıverdi tüm heybetiyle Classico. Açıldığı gün tüm dünyadaki ünlülere gömlek yapan İtalyan Stefano Ricci ile tanışmıştım mağazada. Ama Stefano hiç balık yemiyordu! Bir dünya markası temsilcisinin Ankara’da esprileriyle insanlara yakınlığını görmek beni duygulandırmıştı. Çalışan, kazanan, vergisini ödeyen herkes, her şeyin en iyisine layıktır. Hiçbir marka tesadüfen bir yerlere gelemez, gelirse kalıcı olamaz, marka olarak kalamaz. Ali Bey’in İstanbul’da açtığı Brioni markasındaki bir takım elbisenin hazır olması için 80 kere ütülenmesi gerekiyor. Bir takım elbisede 12-15 bin el dikişi bulunan kıyafetleri Bill Clinton’dan Putin’e, George W. Bush’tan Nelson Mandela’ya kadar ünlü başkanlar giymektedir. Ankara’yı dünyanın en iyileri sayılan ünlü markaları Classico’da buluşturan Çelen, son derece zevk sahibi, kibar ve şık giyinen bir işadamıdır. Aynı özelliklerini ve insanlara verdiği önemi inşaatlarına da yansıtan Ali Bey, Alteks A.Ş. firması adı altındaki tekstil faaliyetleri dışında, Platin A.Ş. şirketiyle de Ankara’nın yeni ve en gözde yerleşim alanlarından Çayyolu’nda yapmış olduğu Royal City inşaatıyla yine bir farklılık yaratmıştır.
Ankaralılar’a faaliyet gösterdiği her alanda en kaliteli hizmetleri sunan Ali Çelen, kalite, doğruluk gibi konularda hiç taviz vermeyen bir mizaca sahiptir. En zor dönemlerde bile çizgisinden ödün vermemiş ve asla sapmamıştır. Zaten güçlükler insanın gerçekten ne olduğunu meydana çıkaran şeylerdir. “Üstesinden gelinmesi” gereken zorluklar olmasaydı, insanoğlu en büyük zenginliği olan başarılarından tat alma duygusunu yitirirdi. Derin ve karanlık vadiler olmasaydı, dağların dorukları o kadar güzel olmazdı.
Çankaya’nın hakim yerinde başarmışlığın hazzını yaşayan Ali Çelen, geçmişteki yorgunluklarını eserleriyle atmaya çalışmaktadır.
Şunu unutmamak gerekir ki Nisanda yağan yağmur yerleri çamur yapsa da Mayıs çiçeğini getirir.
Son Yorumlar