0Yorum

Eşsiz Lezzetin Yaratıcısı

 

 

         Henry Ford’u bütün dünya tanır. Hayatı boyunca çok çalışmış ve önemli başarılara imza atmış, otomobil sektörünün bir numaralı ismidir. Yaşamı daima bir yürüyüş olarak görür. “Hayat benim anladığıma göre bir duruş değil, aksine daima bir yürüyüştür.” Kim ki “Ben artık yoruldum!” der ve istirahate çekilirse yerinde kalamaz. Aşağı doğru kayar.

         Henry Ford, yaşlanma ile ilgili bir soru üzerine şu cevabı verir: “Öğrenmeyi bırakan kişi, 20’sinde de olsa, 80’inde de olsa yaşlıdır. Öğrenmeyi sürdüren kişi gençtir. Yaşamdaki en muhteşem şey zihninizi genç tutmaktır.”

         Diyarbakırlı kaburgacı Selim Amca 1982’den bu yana koşturmaktan hiç yorulmamış, bıkmamış, zihnini her zaman genç tutmayı başarabilmiş bir işadamıdır. Birkaç yıl önce ünlü bir yazar, röportajında aynen şöyle diyordu: “Son bir ay içinde 3 kişiye rastladım, eğer aynı özellikte 97 kişi daha bulabilirsem Türkiye çok hızlı kalkınır!” Anlatılan üç kişiden birisi Selim Amca idi. Sekiz çocuk babası Selim Amca, Diyarbakır’ın simgesidir. Siirt’te görev yaptığım yıllarda, Selim Amca’nın kaburga dolmasını yemek için  hafta sonunu iple çekerdim. Kahvaltı bile yapmadan tutardık Dağkapı’nın yolunu. Diyarbakır’a iş için gidenler ya da turistik seyahat edenler, uçak ve otel rezervasyonu ile aynı anda Selim Amca’nın dükkanına da rezervasyon yaptırırlar.

LONDRA’YA PAKET SERVİSİ

         Pek çok gurme-yazar Avrupa’daki Michelin yıldızlı restoranları ballandıra ballandıra anlatırlar. Çoğunda yemek yeme şansım oldu. Bol kremalı ve genelde şekil maksada kurban edilmiş; sunuş ile lezzet, mekanın sıcaklığı gibi kavramlar göreceli olmuş o restoranları görmekten bazen burnumuzun dibindeki lezzetlerin farkına varamıyoruz. Selim Amca’nın 20 yıl önce bile İstanbul’a, Londra’ya paket servisi gönderdiğini çok iyi hatırlıyorum. Bir Michelin yıldızı kategorisinde çok iyi bir restoran olarak algılanıyor. İki Michelin yıldızı tekrar ziyaret etmeye değer mükemmel bir mutfak anlamına geliyor. Üç Michelin yıldızı ise özel bir seyahate değecek kadar olağanüstü bir mutfak özelliğini taşıyor. Diyarbakır’a Selim Amca’nın kaburga dolmasını yemek için özel seyahatler düzenlendiğini yıllardır biliyorum. Buyrun siz kategoriyi belirleyin.

YENİLİKÇİ KUŞAK

         1990’lı yılların başında Ankara’da görünüp daha sonra İstanbul’da ve Mardin’de şube açan Selim Amca’yı çok özlemiştik. Geçen hafta Çukurambar’dan geçerken Selim Amca’nın tabelasını gördüm ve maden bulmuş gibi sevindim. Ankara, sebat eden, düzgün iş yapanları bağrına basar.

         Oğlum Koray’la test ettiğimiz lezzetler bizi eski günlerimize götürdü. Diyarbakır’dan tanıdığım küçük Uğur Nazlıcan büyümüş, Galatasaray Üniversitesi’ni bitirmiş ve Londra’da master yaptıktan sonra Balgat’taki lokantanın başına geçmiş. Ramazan ve Mahir kardeşler de mutfakta çalışıyor. Yeni şubeye imzalarını atmışlar. Her yer pırıl pırıl. Modern ve şık dekorasyonlu mekanı eşsiz lezzetlerle birleştirmişler. Kuzular Diyarbakır bölgesinden getiriliyor. Onlar da inanmışlar, yenilenmeyenlerin yenileceğine. Otantik lezzetleri hiç bozmadan yeni yerlerinde modernize olmuş bir hava estirmişler.

         Henry Ford gibi Selim Amca da yaşamı bir yürüyüş olarak görüyor, hem de çok engebeli bir yürüyüş. Zorluklardan asla yılmadan yoluna devam ediyor. Yeni heyecanına heyecan katarak. Hayat da böyle bir şeydir, yapmakta ısrar ettiğiniz şey giderek kolaylaşır. İşin doğası değiştiğinden değil, bizim yapma yeteneğimiz geliştiğindendir.

         Hoş geldin Selim Amca! Başkentimiz iyi ve güzel olan her şeyi kucaklar. İyi pazarlar.

Yorum Yazın