0Yorum

Dünden Hızlı Olanlar

 

 

         Yıllar önce Amerika’da yaşlı bir kayıkçı, Mississippi Nehri’nin bir yakasından öteki yakasına yolcu taşıyarak geçimini sağlarmış. Yaşlı kayıkçı, kayığındaki küreklerden birinin üstüne “İnanç”, diğerine ise “Çalışmak” yazmış. Bunların ne anlama geldiğini soranlara kayıkçı şöyle yanıt verirmiş: “Nehri karşıdan karşıya geçmek için her iki küreğe de ihtiyaç vardır. Çalışmaksızın inanç veya inançsız çalışmak sizi bir dairede döndürür, durur.” Yaşam yoluna da tek kürekle çıkmak, nehri tek kürekle geçmekten farksızdır. Yerimizde döner, durur, hiçbir yere varamayız.

YENİLİKLERE AÇIK

         Taner Yılmaz, çok çalışkan, inandığı ve aklına yatan her işin üstesinden gelen Ankara’nın bağrından çıkan çok değerli bir işadamıdır. Amerika’da işletme eğitimi aldıktan sonra 1983’te Amerika’nın en büyük petrol koku firması olan Koch’un temsilciliği ile iş hayatına başlar. 1989’da Türkok Preslenmiş Katı Yakıt Sanayi’sini kurarak Türkiye genelinde bayilikler aracılığıyla ev ısınması amaçlı kömürleri piyasayla tanıştırır. Türkiye’de kömürü poşete koyup satan ilk sanayicidir. Aynı yıllarda denizi olmayan Ankara’nın armatörü olur. Kuru yük gemileriyle uluslararası nakliyecilik işine soyunur. 90’lı yılların ikinci yarısında kağıt fabrikası kurarak özellikli kağıt üretimi yapmıştır.

         Çağın koşullarına çok kısa zamanda reaksiyon göstererek, hızla gelişen yeni enstrümanlarla yakından ilgilenen Taner Bey, 2000’den itibaren finans sektörüne yönelerek, fon yönetimi ve finans konularında çalışmalarını sürdürmektedir.

RUHU GENÇ GİRİŞİMCİ

         Gastronomiye olan ilgisini yıllardır bildiğim Yılmaz, iyi bir gurmedir. Yıllar önce bir sohbetimizde anlattığı İngiltere’deki ünlü Nobu Restoran’da yediği enfes Kobe sığırı eti, benim dünyanın bir ucuna gidip inceleme yapmama neden olmuştur. Kendisi de bu muhteşem eti sağlayan Kobe sığırını Ankara’ya bir saatlik kontrol mesafesinde yetiştirmeye niyetlenmiştir. Ancak yoğun iş temposu bu hobisini gerçekleştirmeye izin vermemiştir.

         Taner Bey, ailesi ile birlikte işlerinden vakit bulduğu günlerde Trilye’ye gelir. Eşi Handan Hanım, kızı Ecem, çok titiz ve seçici tavırlarıyla her zaman takdir toplamaktadırlar. Handan Hanım’ın annesi Hamdiye Hanım da deniz ürünlerine çok düşkündür, bu nedenle de tanıdığım günden beri gençliğini muhafaza etmektedir. Sık sık yurt içinde ve yurt dışında seyahat edip işlerini takip eden Yılmaz, ülkesine yararlı hizmetler verebilmek için zamanla yarışırcasına çalışmaktadır.

         Hayat çalışanlar için titrek bir kandil değil, kuvvetli bir meşaledir. O meşalenin mümkün olduğu kadar güçlü ve parlak bir şekilde yanmasını sağladıktan sonra onu gelecekteki nesillere emanet etmek gerekir. İyi pazarlar.

 

Yorum Yazın