1Yorum

Bir Ankara Beyefendisi

Yazılarını yazmak üzere okyanus sahillerine giden bir yazar sabaha karşı sahilde dans eder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaştığında bu kişinin sahile vuran denizyıldızlarını okyanusa atan genç bir adam olduğunu fark eder. Yazar, genç adama yaklaşarak sorar: “Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?” Genç adam: “Güneş yükselip, sular çekilecek. Onları suya atmazsam ölecekler.” Yazar devam eder: “Kilometrelerce sahil ve binlerce denizyıldızı var. Ne fark eder ki?” Genç adam yazarı dinledikten sonra yanıtlar: “Onun için fark etti.” Yazar genç adamın yaptığının olup biteni izlemek yerine bir şeyler yapmak olduğunu anlar ve ona katılarak bütün sabahı okyanusa denizyıldızı atarak geçirir. İrfan Karaoğlu, Ankara’nın bağrından çıkıp Türkiye’nin en başarılı iş adamları arasına girmiş çok değerli bir insandır. Denizyıldızı öyküsüne benzer kendi alanımda çok değerli bilgiler öğrendiğim İrfan Karaoğlu gibi hayatta başarı elde etmiş müstesna insanların deneyimlerinden yararlanmak sizin yolunuzu kısaltır, onları fırsat buldukça dinlemek gerekir. İrfan Karaoğlu, Başarı Yatırımlar Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı, iş yaşamında yapılması gerekli her şeyin en mükemmelini ortaya koyan çok değerli bir iş adamıdır. Yüksel Proje, Noksel Çelik, YP İnşaat, Palmiye AVM Yönetim Tic. A.Ş. gibi Türkiye’nin devleri arasındaki şirketlerde iştiraki olan Başarı Yatırımlar’ın patronu İrfan Bey çok özellikleri olan bir insandır. İrfan Bey ile balıkla ilgili merak uyandıran konular konuşunca keyfe diyecek yok. Kendisine kalkan balığı konusunu açsanız hemen sizi eski yıllara götürür. İğneada’da nerelerde kalkan balığı yakalandığını, liman inşaatı yaparken dev erkek kalkanlarla karşılaşmasını, kalkanın üzerindeki düğmelere, ciğerine kadar anlatır. Hem de öyle güzel anlatır ki kendinizi deniz kenarında hissedip çok keyif alırsınız. Kılıç balığı konusunu açarsanız, kılıç avından başlar, kılıç tranç ve şişe varıncaya kadar detaylı bilgilendirilirsiniz. Levrekten bahsetseniz hemen İhsan Sabri Çağlayangil’in Dışişleri Bakanlığı döneminde büyükelçiye ikram ettiği ekose etekli levreğin öyküsünü dinlersiniz. Lakerda konusunu açtığınızda yanınızda denizden yeni çıkmış bir toriğin deniz kokusunu, Çengelköy’deki martıların seslerini hissettirircesine size anlatıverir balık etinden lokum yapma sanatını. Hele konu bir de çiroza gelince Beykoz’daki okulların eskiden neden iki ay önce tatil edildiğini duyunca hayretinizi gizleyemezsiniz. Eskiden İstanbul’un Beykoz ve Sarıyer ilçelerinde bolca çıkan uskumruları çiroz olarak değerlendirmek için öğrenciler ailelerine yardım etmek durumundaydılar. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün almış olduğu ilave tedbirle okullar iki ay önce tatil edilirdi. Şimdilerde tane hesabıyla bulabildiğiz uskumruların zebil gibi bolluğuna tanıklık etmiş İrfan Bey. Türkiye’de ve yurt dışında yaptığı kaliteli işlerle sektörde isminden söz ettiren Karaoğlu, Altınkaya Barajı, Karakaya Baraj Gölü üstündeki 2400 metrelik demiryolu köprüsü inşaatı, Haydarpaşa Limanı, Çırağan Sarayı restorasyonu ve Çırağan Oteli inşaatı, İstanbul Swiss Otel inşaatı, Pendik tersanesi ve Marmara Yat Limanı inşaatı, Suudi Arabistan’da 220 km’lik su isale hattı inşaatı gibi özellik, kalite ve zarafet farkıyla imzasını atmıştır. Bu denli güzel hizmetler yapmış bir duayenin son derece yalın, mütevazı bir yaşam tarzı vardır. Zarif eşi Ayla Hanım, oğulları Cemal ve Demir, İrfan Bey’in her zaman en iyi destekçileri olmuştur. Deneyimlerden yararlanmak çok fayda sağlar hepimize, paylaşmanın kendini azaltmak olmadığını, yüz yüze konuşmanın arkadan konuşmaktan daha etkili olduğunu öğreniriz. “Günaydın” demenin borç para vermek olmadığını, “Lütfen” demenin utanılacak bir şey olmadığını, yönetici olmanın emir vermek olmadığını, astları ile aynı asansöre binmenin asansörü düşürmeyeceğini, saygının el pençe divan durmak olmadığını, gülmenin laubalilik olmadığını, saygı duyulacak ve duyulmayacak iş diye ayırım olmadığını, yöneticiye duymak istediğini söylemenin iyilik olmadığını hep deneyimli, başarılı insanlardan öğreniriz. İletişim kurmanın yalnızca konuşmak olmadığını, “Özür dilerim” demenin küçültücü olmadığını, yaşamda sevinçler kadar hüzünlerin de olduğunu, mutluluk maskelerinin satılmadığını bilen, kendisi ve tüm dünya ile barışık olan ve bunları tüm çevresine anlatıp aşılayacak insan sayısı çok az. Böyle bir insanla karşılaştığınızda zevkle dinleyin ve ilham alın size katkıları çok büyük olacaktır inanın. Tecrübe, insanın başına gelen şey değildir, o insanın başına gelenle ne yaptığıdır.

Yorum Yazın