1Yorum

Başkentin Eğitim Gurusu

İskoçya’da yoksul mu yoksul bir çiftçi yaşardı. Tarlada çalışırken duyduğu çığlığın geldiği yöne doğru koştu. Bir de baktı ki beline kadar bataklığa batmış bir çocuk, kurtulmak için çırpınıp duruyordu. Çocukcağız bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Çiftçi çocuğu bataklıktan çıkararak feci bir ölümden kurtardı.

Ertesi gün çiftçinin evinin önüne gelen gösterişli arabadan şık giyimli bir aristokrat indi, çiftçinin kurtardığı çocuğun babası olarak tanıttı kendini.

“Oğlumu kurtardınız, size karşılığını vermek istiyorum,” dedi.

Yoksul ama onurlu çiftçi, “Kabul edemem!” diyerek ödülü geri çevirdi. Tam bu sırada kapıdan çiftçinin küçük oğlu göründü.

“Bu senin oğlun mu?” diye sordu aristokrat.

Çiftçi gururla, “Evet” dedi.

Aristokrat devam etti, “Gel seninle bir anlaşma yapalım. Oğlunu bana ver, iyi bir eğitim almasını sağlayayım. Eğer karakteri babasına benziyorsa ileride gurur duyacağın bir kişi olur.”

Bu konuşmalar sonunda çiftçinin oğlu aristokratın desteği ile eğitim gördü. Aradan yıllar geçti, çiftçinin oğlu Londra’daki St. Mary’s Hospital Tıp Fakültesi’nden mezun oldu ve tüm dünyaya adını penisilini bulan Sir Alexander Fleming olarak duyurdu.

Bir süre sonra aristokratın oğlu zatürreye yakalandı. Onu, Fleming’in bulduğu penisilin ilacı kurtardı. Penisilin sayesinde kurtulan aristokratın oğlunun adı Sir Winston Churchill’di. Yani İngiltere’nin gelmiş geçmiş en ünlü başbakanı.

Prof. Dr. Nizamettin Koç, yaşamı boyunca insanların çığlıklarını duymuş, pek çok yarayı sarmış, inanılmaz bir iyilik meleğidir.

Kara Harp Okulu’ndaki öğrencilik yıllarımdan tanıdığım, ağabeyimin askerlik arkadaşı olan Nizamettin Bey yaşamımdaki en önemli kazanımlarımdandır.

EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANI

Prof. Dr. Nizamettin Koç, Türkiye’nin yetiştirdiği çok önemli değerlerden biridir. Tokat’ın Erbaa İlçesine bağlı, ilkokulu bile olmayan Hacıali Köyünden, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanlığı’na kadar yükselen Nizamettin Bey, dayısı ve anneannesinin oturduğu Kozlu nahiyesinde ilkokula başladı. Henüz 6 yaşındayken okumaya çok istekliydi. Üçüncü sınıfa kadar Kozlu’da okuduktan sonra Erbaa’ya taşınıp eğitimine devam etti.

İlkokul ve ortaokulun ardından Tokat Erkek Öğretmen Okulunu kazandı ve yaşlı bir çiftin evindeki kiralık odada kalarak, yemeklerini ise anlaşmalı bir lokantada yiyerek okul hayatını sürdürdü Prof. Dr. Nizamettin Koç.

İkinci sınıfın sonunda iki yıllık akademik başarı not ortalaması dikkate alınarak, ‘Öğretmenler Kurulu Kararıyla’ Ankara Yüksek Öğretmen Okulu’na seçildi. Hazırlık sınıfını başarı ile tamamlayıp yüksek öğretim lisans programlarına başvuru hakkı kazandı.

İDEALİST YAKLAŞIM

Üniversite giriş sınavında yüksek puan almasına karşın Koç, henüz yeni kurulmuş olan Eğitim Fakültesi’ni (şimdiki adı ile Eğitim Bilimleri Fakültesi) tercih etti. Birçok dersin temel ders kitapları olmadığı için tuttuğu notları teksir haline getirirdi. Tüm öğrencilere dağıtılan notlardan çok mutlu olurdu.

1971 yılında okuldan mezun olduktan sonra 4 ay memuriyet hayatı yaşadı. Ardından Psikometri (ölçme ve değerlendirme) asistanlık sınavını kazandı ve akademisyenlik yolu açılmış oldu. 1973 yılında doktora programına başlayan Koç, daha sonra ABD’de Indiana Üniversitesi’ne gitti. 1988 yılında Psikometri alanında Doçent, 1995 yılında Profesör oldu. Fakültenin ilk kendi lisans mezunu Dekanı, Senato Temsilcilisi, Ankara Üniversitesi Ölçme ve Değerlendirme Uygulama ve Araştırma Merkezinin Kurucusu ve ilk Müdürü oldu. Londra Üniversitesi’nde alanıyla ilgili çalışmalar yaptı. Ülkeye çok değerli öğrenciler yetiştiren Prof. Dr. Nizamettin Koç, hayatını eğitime adamış, yüreği ülke sevgisiyle dolu çok değerli bir bilim insanıdır.

İYİLİK MELEĞİ

Bu dünyada tanıdığım çok müstesna bir insandır Nizamettin Bey. Yıllardır beni ziyaret edip birlikte fotoğraf çektirdiğimiz bu değeri size anlatmak için çok büyük arzu içindeydim. Hayatımda tanıdığım en dürüst, en hoşgörülü, karıncayı bile incitmekten imtina eden Nizamettin Bey, Kara Harp Okulu öğrencilik yıllarımda benim en büyük destekçimdi. Hafta sonları hiçbir akrabamın olmadığı Ankara’da özel mektuplarımı bile onun adresine göndertir, büyük bir heyecanla hafta sonunu beklerdim. Bazen sevgili arkadaşım Orhan Çubuklu ile erken saatte sivil elbiselerimizi sakladığımız evine giderdik. Geç saatlere kadar çalışan Nizamettin ağabeyimizi uyandırdığımız bile olurdu. Ama 4 yıl boyunca bir gün yüzünü ekşitmedi.

Mimar eşi Kadriye Hanım onun en büyük destekçisi oldu. Oğlu Özgün Bora, genç ama babası gibi idealist bir hukukçu. Çok başarılı bir avukat olacağı kesin ve kendine özgüveni tavırlarından belli.

Arı gibi çalışkan, çok üretken, güler yüzlü, sevecen, saygılı, yeryüzünde ne kadar pozitif tutum ve davranış içeren konu varsa hepsini üzerinde barındıran, ulusal kongrelerde, konferanslarda ülkemizi başarıyla tanıtan, pek çok lisans ve doktora tezine danışmanlık yapan Koç, tam bir eğitim gurusudur.

O kadar net ve kesin sözcüklerle anlattığım Prof. Dr. Nizamettin Koç, cana yakınlığı, dostluğu, arkadaşlığı, nezaketi, kibarlığı, kardeşliği, ağabeyliği ile inanılmaz derece saygı duyduğum ve yıllardır her dostuma anlattığım çok özel bir insandır.

Emekli olduktan sonra da insanları kırmayıp İstanbul’daki üniversitelerde derslere giden, bildiklerini paylaşmayı çok seven Nizamettin Koç ile dost olmak bu dünyanın en büyük zenginliklerindendir. Hayatta maddi değerlere, paraya pula hiç önem vermeyen, insanlığa hizmet için gecesini gündüzüne katan Prof. Dr. Nizamettin Koç’u anlatmaya inanın sayfalar kifayetsiz kalır.

İyi bir oyunun son söze ihtiyacı yoktur. İyi pazarlar.

Yorum Yazın