0Yorum

Başkent'in Temel Taşları

İki çocuklu evli bir adam olan Quinlan, yeğeni ile Kaliforniya’dan Galapagos Adaları’na gitmek üzere dört bin millik bir yolculuğa çıkmıştı. Ama bin mil sonra 15 metrelik yatları alabora olmuş, iki serüvenci yatın altında kalmışlardı. Güçlükle su yüzüne çıkmalarından az sonra Quinlan yatın altına girmiş ve bir saatlik çalışmayla salın iplerini çözmeyi başarmıştı. Kamaradan içecek su ve yiyecek için tekrar dalan amcasının beline bağlı ipin ucundan tutarak bekleyen Lucas, suların arasında kapkara bir kuyruk görmüştü.

Quinlan’ın bacağından akan kanlar köpek balıklarını bu bölgeye getirmişti. Lucas, ipi çekip amcasını sala aldı. Fırtına yatışınca ardından yakıcı bir yaz güneşi çıktı. 1978 yılı temmuz ayında 48 yaşındaki Bill Quinlan ile 18 yaşındaki yeğeni David Lucas, sal içinde bir geminin gelip kendilerini kurtaracağı umudundaydılar. Ancak amca pek umutlu değildi. İçinde bulundukları durumdan kendisini sorumlu tutuyordu. Beş gün boyunca hiçbir gemiye rastlamadılar.

Quinlan ellerindeki yiyeceğe baktı. Bir matara su ile iki konserve… “Biri bizi görene kadar kim bilir daha ne kadar zaman geçecek?” dedi. “Burada bir kişiye iki hafta yetecek kadar yiyecek ve su var. Sen daha on sekiz yaşındasın. Önünde koskoca bir yaşam var” dedi ve kendini suya bıraktı. Lucas, amcasını yakalamaya çalıştı ama gençten daha güçlü olan adam yeğenini itti ve güçlü kulaçlarla saldan uzaklaşmaya başladı. Bir kez bile arkasına bakmamıştı.

“Ona dönmesi için çok bağırdım” diye daha sonra Lucas anlatıyordu. “Ağladım ama bir kere bile arkasına dönmedi. Ben yüzmesini bilmediğim için ancak arkasından bakabiliyordum. Suyun içinde köpekbalıklarını görünce hiç kuşkum kalmadı. Onun kadar yürekli bir insan daha olduğunu sanmıyorum.” Ancak Quinlan’ın bu fedakarlığı boşunaydı. Ertesi günkü Meksika balıkçı teknesi Lucas’ı kurtardı. Amcasının bıraktığı yiyeceklere daha elini bile sürmemişti.

Lucas, kurtulduktan sonra amcasının Kaliforniya’daki evine gidip yengesi Vicki’ye Quinlan’ın bıraktığı iki şeyi verdi: Altın bir yüzük ve üzerinde “Seni seviyorum, beni bağışla” sözleri kazınmış bir teneke parçası.

Atacan Aksoy, hem dostları hem de ülkesi için fedakarlıktan hiçbir zaman kaçınmayan, çok değerli bir iş insanıdır.

Başkent’in marka isimlerinden iş insanı Ayhan Sümer’in kurduğu dostluk grubunda yakinen tanıma fırsatı bulduğum Atacan Aksoy’un yarım asra yakın tecrübesiyle, sahip olduğu Atacan Aksoy İnşaat Turizm Dış Ticaret ve Sanayi şirketi sektörün lider firmaları arasında yer almaktadır.

VİZYON SAHİBİ

Atacan Aksoy İnşaat yaptığı tüm işleri uluslararası normlarda gerçekleştirir. Modern ve çevreci bir anlayışla inşaatlar yapar.

Başarılarını önümüzdeki yıllarda da arttırarak sürdürme kararlılığında olan Aksoy gelecekteki güzellikleri ülke insanıyla paylaşmayı hedeflemektedir.

İki hamle sonrasını görebilen, günlük yaşantısı dışında geleceğe de yatırım yapmayı seven özel bir insandır Atacan Bey. Ankara’ya kazandırdığı Göksu Restoran, başkentin önemli bir açığını kapatmıştır.

İŞ HAYATINDA TİTİZ

Kurulduğu günden itibaren dinamik yapılanması içinde sürekli büyüyen Atacan Aksoy’un firması, finansal uygulamalarındaki toplam kalite prensibi ile pek çok projeyi başarı ile tamamlamıştır. İnşaat, limanlar, otoyollar, barajlar, hidroelektrik santraller, arıtma tesisleri, fabrikalar, endüstriyel tesisler, gıda tesisleri, boru hatları, otel inşaatları, alt yapı ve üst yapı projelerinde uzmanlaşan Atacan Aksoy, dünyanın önde gelen inşaat firmaları arasında sayılmaktadır. Böyle önemli başarılara imza atan Atacan Bey, çok çalışkan, titiz, azimli bir iş insanıdır.

SPORA DÜŞKÜN

Zaman zaman dostlarla birlikte Göksu Restoran’da bir araya geldiğimiz Atacan Bey’in yemek gustosu, spora düşkünlüğü ve prensipli yaşamını hep yakından izlemekteyim. Çok yoğun iş temposunda bile spora ayırdığı zamandan çalmaz. Mutlaka haftalık futbol maçlarına gider ve üniversite öğrencisi gibi top koşturur. Sevgi ile yaptığı işleri onu Başkent’te zirvelere taşımıştır. Ama düzenli yaptığı spor, sağlıklı beslenme onun hep fit kalmasını sağlamıştır. Deneyimlerini hoş sohbetlerinde aktarmayı seven Atacan Bey, üretmeyi, istihdam yaratarak ülkesine hizmet etmeyi her zaman ön planda tutmaktadır.

Doğaya olan sevgisi, pozitif yaklaşımları, insancıl tutumu onu hep farklı kılmıştır. Başarılı iş hayatında en büyük destekçisi zarif eşi Gülbeden Hanım’dır.

Türkiye’nin önde gelen müteahhitlerinden ve Ankara’nın temel taşlarından biri olan Atacan Bey, memleketi Trabzon’da da çok sevilmektedir. Sık sık Trabzon’daki dostlarını ve akrabalarını ziyarete giden eski futbolcu Atacan Bey, yıllar önce top koşturduğu arkadaşlarıyla irtibatını hep sürdürmektedir.

Sosyal yönü çok güçlü olan Aksoy, sosyal sorumluluk projelerinde de her zaman ön saflarda yer alır.

Enerjisi, çalışma azmi hiç eksilmeyen Atacan Bey, örnek bir iş insanıdır. Başkentli olarak yaptığı güzel hizmetlerden her zaman onunla gurur duymaktayız. İyi ki varsınız. Ankara’da hep var olmaya devam etmeniz en büyük dileğimizdir.

Başarı merdiveni dinlenme yeri değildir. O merdivendeki basamaklar, tırmanan birinin bir ayağını öteki ayağından daha yükseğe çıkarmasına imkan vermek için konulmuştur. İyi pazarlar.

Yorum Yazın