0Yorum

Başarıya İnananlar

Dünya genelinde sözü pek çok dinlenen, görüşleri kabul gören insanların ortak bir yargıları vardır. Derler ki insanoğlunun tadabileceği en büyük zevk; zenginlik, büyük bir ödül ya da çok yüksek bir mevkiye sahip olmaktan ibaret değildir. Değerli bi şeyi, değeri sürekli olan bir işi başarmak, hazların en yüksek noktasına ulaşmaktır.

Eski Romalılar, tarihte yapı işlerinde unutulmaz eserlere imza atmışlardır. Bu yüzden birçok Roma kemeri hala ayakta durmaktadır. 2000 yıldır hiçbir doğa olayından etkilenmeden varlıklarını sürdürmektedirler. Romalıların çok ilginç bir uygulaması vardı. Bir kemerin yapımını bitirdiklerinde, sorumlu mühendisin, iskele kaldırıldığında kemerin altında durması beklenirdi. Eğer kemer dayanıklı olmamışsa bunu ilk öğrenecek kendisi olurdu. İnsan, yaşamında neyi yapmayı seçerse seçsin, çocuklarının çocukları bir gün güven ve gururla altında durabilsinler.

Dr. Ahmet Küçükel, gelecek nesillere güvenecekleri, ilkeli, sağlam eserler bırakmayı ömrü boyunca kendisine şiar edinmiş, Ankara’ya kazandırdığı köklü hastanesine bile Güven ismini vermiş çok değerli bir işadamıdır. En önemli özelliği, satranç oyunundaki ustalık gibi birkaç hamle sonrayı görebilmesidir. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiş, 18. ve 19. Dönem TBMM milletvekilliği yapmış, Doğru Yol Partisi’nin kurucu üyesi olmuş, Elazığlı örnek bir girişimcidir.

GELECEĞİ ÖNCEDEN GÖRMEK

1978’de Harbiye’de öğrenciliğimin üçüncü yılına geçmiştim. Stres, aşırı yorgunluk, yoğun fen dersleri, savaş beden eğitimi gibi derslerin ağırlığı, sıla özlemi gibi nedenlerden dolayı midemde rahatsızlıklar görülmeye başlandı. Doktorun “peptik ulcus” tanısı koyduğunu çok iyi anımsıyorum. Hastalar, kendi vücutlarına hangi besinlerin iyi gelip gelmediğini çok iyi bilirler. Bana süt çok iyi geliyordu. Atatürk Orman Çiftliği’nin sütünden her gün bir şişe içince midem çok rahatlıyordu. Ama süt istihkakı kısa sürede bitiyor, yeniden yazdırmak için bile revirdeki doktordan torpilli olmak gerekiyordu.

En geniş imkanlara sahip bir kurumda olmama rağmen dişlerimin dolgusu düştüğünde haftalarca kuyrukta beklemeden, dişlerimi özel hekime yaptırmak için ağabeyimden para isteyip, öğrenci harçlığımı da ekleyerek çaba sarfettiğimi dün gibi hatırlıyorum.

Aradan 30 yıl geçti. Emekli olunca artık kimse yüzümüze bakmaz derken özel hastanelerde sıra beklemeden, dilediğim doktora muayene olabileceğim, istediğim yerde anında check-up yaptırabileceğim hiç aklıma gelmezdi.

Türkiye’de özel hastaneciliğin öncülüğünü yapıp, 35 yıl önce bu işin temellerini atıp, geleceği önceden gören Dr. Ahmet Küçükel’dir. İleri teknolojiyi yakından takip ederek, en yüksek sağlık hizmetinin verilmesi, hizmetin her aşamasında güven dolu bir iletişim yaratılmasının sağlanmasını, merhum eşi Dr. Aysun Küçükel’le birlikte bir ömür harcayarak başarmışlardır. Yarattıkları Güven Hastanesi, dünya çapında örnek alınan, pek çok yerde referans gösterilen, hasta odaklı muhteşem bir kuruluş olmuştur.

Ekim 2006 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Güven Hastanesi’ne kaldırılmasıyla birlikte gündemden hiç düşmeyen bu nadide kuruluş, 2008’de uluslararası hasta bakım kalitesini artırmak amacıyla kurulmuş olan JCI tarafından akredite edilmiştir.

Üç yıl önce Amerika Birleşik Devletleri’ne yaptığım bir seyahatte tanıma fırsatı bulduğum Dr. Ahmet ve merhum Dr. Aysun Küçükel’de vizyon, titizlik, kalite, yenilik gibi kavramların ne anlama geldiğini bizzat yaşayarak öğrendim. Hayatta da hiçbir şeyin tesadüfen olmadığına bir kez daha tanık oldum. 35 yıl önceden sağlık sektörünün geleceğini görmek ve Türkiye’de bir ilke imza atmanın mutluluğunu yaşamak, haftanın her günü her saati işinin başında olan Ahmet Bey’de bir başarı efsanesi yaratmıştır.

Kişisel başarılarıyla ilgili her formül, insanın şahsi teşebbüsü ile başlar ve biter. Kurallar oldukça azdır, fakat kudretlidir. İyi pazarlar.

 

Yorum Yazın