0Yorum

Başarılara Doymayanlar

29 Mayıs 1953 tarihine kadar dünyanın en yüksek noktasına, Everest Tepesi’ne kimse tırmanamamıştı. Bunu ilk kez Edmund Hillary başardı. Hatta bu başarısından ötürü kraliçe ona şövalye unvanını verdi.

Hillary’nin Everest’e tırmanmasının hiç de kolay olmadığını, daha sonra kaleme aldığı High Adventure isimli kitabında anlattıklarından, anlamak mümkün. Hillary 1952 yılında da Everest’e çıkma girişiminde bulunmuş, fakat bu girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bu başarısız tırmanışın ardından İngiltere’de bir okul, öğrencilerine konuşma yapması için kendisini davet etmişti. Anlatıldığına göre başarısızlıkla sonuçlanan denemesinden bahsettikten sonra Edmund Hillary duvarda asılı büyük boy Everest fotoğrafına doğru bakmış, bir müddet hiç konuşmamıştı. Ardından fotoğrafa doğru yürüyerek, önünde durmuş, sonra yumruğunu havada sıkıp bağırarak şöyle demişti:

“Ey Everest! Beni bu ilk denememde yendin, bunu kabul ediyorum. Ama işimiz daha bitmedi. Yine geleceğim ve zirvene bu kez çıkacağım!”

Sonra kendisine şaşkın gözlerle bakan öğrencilere dönüp, bir yıl sonra ulaşacağı başarısının sırrını hemen açıklamıştı. “Arkadaşlar, beni mağlup ettiği için Everest büyük. Ama onun büyüklüğü hiç değişmiyor; benim inanç ve azmim ise her geçen gün büyüyor!”

Bir yıl sonra Edmund Hillary, büyük inanç ve azminin meyvesi olarak Everest’in zirvesine ilk ayak basan kişi olmayı başardı.

Ahmet Hamdi Ayan inandığı şeyleri hiç yılmadan büyük bir azimle gerçekleştiren değerli bir iş adamıdır.

2001 yılında Seagull Fish and Crab House ismindeki Mahatma Gandhi Caddesinde kısa süre işlettiğim restoranımın müdavimleri arasında Yüksel Savunma Sistemleri A.Ş. ve Yüksel Kompozit Teknolojileri A.Ş.’nin başarıdan başarıya koşan yönetim kurulu murahhas üyesi Hayri Esen, zarif eşi Zuhal Hanım ve Fenerbahçe fanatiği güzel kızı Fulya bulunuyordu. Bir akşam Hayri Bey iki kişilik bir rezervasyon yaptırdı ve “Çok özel bir konuğumla geleceğim” diye not bıraktı. Tanıştığımız kişi ile Türk Mutfağı üzerine kapsamlı bir sohbet yaptık, gözleri açılmıştı. Ülkesinin tüm alanlarda, dünya üzerinde etkili olmasını istediği her halinden belliydi. Ahmet Hamdi Bey’le on yıl önce böyle tanışmıştık.

Türki Cumhuriyetleri’nin ismi telaffuz edilmezken, Ahmet Hamdi Bey devasa eserlerini Kazakistan’a yapmıştı bile. Vizyon sahibi, çok çalışkan ve yetenekli bir iş adamı olan Ahmet Hamdi Ayan, Ahsel Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı’dır.

1982 yılında kurulan Ahsel Grup bir dünya markası olma hedefiyle uzun vadede başarısının sürekliliğini ve gücünü; yüksek kalite anlayışı, çevre duyarlılığı, müşteri memnuniyeti ve sosyal sorumluluk bilinciyle planlayarak yapmakta ve yıllardır çok başarılı işlere imza atmaktadır.

Grubun lokomotif şirketi Ahsel İnşaat Müteahhitlik alanında önemli projelerde ismini duyurmuş, yurt içinde ve yurt dışında tamamladığı projelerde kalitesinden ödün vermeyen bir marka olmuştur. Proje geliştirme, yatırım, yapım ve işletme zincirinde değer yaratan, planlı ve istikrarlı büyüme stratejisiyle ve yarattığı değerler ile küresel bir oyuncu olmayı hedefleyen Ahsel Grup, toplu konut, akıllı binalar, arıtma tesisi, iş ve alışveriş merkezleri, turizm tesislerinin yapımı ve işletmelerinde çok önemli projeler yapmıştır.

İnşaat sektöründeki birikimini çağdaş yönetim anlayışıyla bütünleştirerek turizm sektöründe dünya standartlarında hizmet sunmayı ilke edinmiş, uluslararası arenada biz de varız diyerek kendisinden söz ettirmiştir. Kemer Türkiz Otel, Intercontinental Almaty, Türkiz Marina, Astana Tower İş ve Alışveriş Merkezi, Ahsel Grup’un dikkat çeken yatırımları arasında yer almaktadır. Almaty’a giden ne kadar dostum varsa dönüşlerinde Ahmet Hamdi Bey’in yaptığı güzel yatırımlardan gıpta ile bahsetmekte ve örnek alınması gereken tesisler olduğunu anlatmaktadırlar.

Uzun yıllar önce ufuktaki ışıkları görüp başarıya odaklanan Ahmet Hamdi Ayan’ın yaptığı güzellikler anlatmakla bitmez. Tecrübeler en iyi öğretmenlerdir. Verimli bir çalışma için çevremizdeki tecrübeli insanlardan faydalanmayı ihmal etmemek gerekir.

Zaman zaman baş ağrıları, soğuk kış günlerindeki soğuk algınlıkları gibi durumlarda canınızı sıkıp planlarınızı ertelemeyin. Önem derecesine göre işlerinizi sıralayıp, gücünüz yettiğince yapmaya çalışın. Eğer yatağa düşecek kadar hastaysanız hastalığı kitap okumak için bir fırsat olarak görün. Özellikle de başarılı işadamlarının yaşam öykülerini okuyun. Hem ağrılarınızı size unutturacaktır, hem de uygunsuz zamanlarınızdan bile kazançlı çıkacaksınız.

Ölümlü insanlar mutluluk saydıkları başarıya doyamazlar. Başarıyı ölçebilmek için bir insanın ulaştığı noktaya değil, başarmak için aştığı engellere bakılması gerekir.

 

Yorum Yazın