0Yorum

Başarı Sınır Tanımaz

 

 

         Merhum gurme yazar Tuğrul Şavkay yaşamı boyunca yeme-içme sektörünün gelişmesi için uğraştı. Mutfak Dostları Derneği’ni kurmuştu. Bu derneğe üye olabilmem için özel tüzük değişikliği yapılmıştı ancak o zamanların İstanbul Turizm İl Müdürü Yalçın Manav, 1994’te yeni bir dernek kurmuştu ve adını da Mutfak Profesyonelleri Derneği koymuştu. Beni de yönetime davet etmişti. Faaliyetlerine hızla başlayan dernek, uluslararası aşçılık şampiyonaları düzenlemeye başladı. İyi de oldu. Malta’da ve İngiltere’de mutfak şefleri yarışmalarında gençlerin ufku açıldı. Londra’da ilk altın madalyayı genç şeflerden Eyüp Kemal Sevinç kazanınca Türk aşçılara moral gelmişti.

         Mutfak Profesyonelleri Derneği’nin (MPD) en büyük sıkıntısı kendilerine inanacak, onlara yardımcı olacak sponsor bir firma bulmaktı. Sıkıntılarının zirvede olduğu, morallerinin ise dip yaptığı zamanda Öztiryakiler firması imdada yetişti. Malta’da, İngiltere’de Türk bayrağı ile birlikte Öztiryakiler’in bayrağı da hep dalgalandı. Gençleri hiç yalnız bırakmayan firma, sıcaklığını her zaman hissettirdi.

KALAYLI KAPLARDAN PASLANMAZ ÇELİKLERE

         Aydoğan, Yusuf ve Tahsin Öztiryaki kardeşler 1949’da İstanbul’da atölye kuran Muharrem Bey’in çocuklarıdır. 60 yılda 100 civarında ülkeye ihracat yapan, Türkiye’nin en büyük endüstriyel mutfak üreticisi olan Öztiryakiler’i çok uzun yıllardır tanırım. Yusuf ve Tahsin Bey sanki mesleğe yeni başlamışlar gibi heyecan içinde yenilikler yapmaya ve ülkeye döviz kazandırmaya devam etmektedirler. Askerlerin yıllarca korkulu rüyası haline gelen ve pek çok zehirlenme olayı yaratan kalaylı bakır kaplar, Yusuf Bey’in uzun seneler boyunca verdiği uğraş ve ikna yeteneğiyle sona ermiştir. Yani Türk Silahlı Kuvvetleri paslanmaz çelik tencerelere Yusuf Öztiryaki sayesinde kavuşmuştur. Cuma günleri bakım saatlerinde erlerin kullandığı bakır tencerelerin kalaylanışına hep dudak büken birisi olarak Yusuf Bey’e çok şey borçluyuz. Silahlı Kuvvetlerin dışa bağımlı olmadan modernizasyonunda büyük katkılar sağlamış olan Yusuf Bey, orduya büyük tencere, matara, çadır direkleri gibi malzemeleri de temin etmiştir. 1978’de Irak’a ihracat yapmaya başlayan Öztiryakiler, 1980’de turizm yatırımlarının yoğunlaştığı dönemde çok hızlı büyüyen bir şirket olmuştur. O yıllarda yüzde doksan ithalat, yüzde on ihracat yapan Öztiryakiler, bu ithalatı yüzde ona indirmiş, ihracatı da yüzde doksana çıkarmıştır.

FUARLARDAKİ GURURUMUZ

         Yıllarca kaliteli üretemedikleri malları yüksek fiyatlara satan firmaların terbiye edilmesi gerektiğine inanıp, yurt dışından endüstriyel mutfak malzemeleri, tencere küvetleri, sıcak yemek taşıma kapları, açık büfeler getirten birisi olarak Yusuf ve Tahsin Bey’le tanıştıktan sonra yurt dışından alım yapmamaya karar verdim. Çünkü kısa bir süre sonra yurt dışında gördüğüm, aradığım her malzemeyi Öztiryakiler’in imal ettiğini ve çok daha ucuza sattığını farkettim. Türk firmalarının Milano, Frankfurt gibi uluslararası fuarlarda ezikliğini gideren firmalardan birisi yine Öztiryakiler’dir. Çünkü bu fuarları yıllarca takip ettim. Türk firmaları bloklar arasındaki gösterişsiz yerlerde bulunurlardı. Ama şimdi en görkemli standları kurmaya başladılar. Öztiryakiler de 1988’de Almanya’daki ilk mutfak fuarına manda kasa bir Mercedesin bagajına doldurduğu malzemelerle katılmıştır. Artık tırlar dolusu malzemelerle gidiliyor.

YENİLİĞİN ÖNCÜSÜ

         5 fabrikasında 1050 kişiyi istihdam eden Öztiryakiler, Rusya’da da üretim yapmaktadır. Bursa, Antalya, Tuzla, Topkapı ve Beylikdüzü’ndeki fabrikalar, Almanya, Rusya, Kazakistan, Azerbaycan, ABD, Güney Afrika ve Çin gibi ülkelere ihraç edilen güzel ürünler yapmaktadır. Dünyanın pek çok ülkesindeki prestijli markaların mutfaklarını kuran Öztiryakiler, hep yeniliklerin öncüsü olmuştur ve kaliteli Türk malı imajının yurt dışında tanıtımını üstlenmiştir. Türkiye-İtalya Ortaklı Roro Yönetim Kurulu Başkanı olan Yusuf Öztiryaki aynı zamanda Emniyet Vakfı’nda da uzun yıllardır yöneticilik yapmaktadır. Kazandığı her kuruşu yatırıma yönlendiren Öztiryakiler, Ege sahillerinde 350 dönümlük arazide organik zeytin üretim işine de girmişlerdir. Yıllarca yurt dışında görüp “Bizde niye olmasın” dediği ve hedeflediği her şeyin en mükemmelini yapan Yusuf Bey bu kadar başarıya rağmen “Daha yolun başındayız, ülkemize yapacağımız çok iş var” diyerek her zamanki mütevaziliğini de sergilemektedir.

         Geçmişteki başarılarınızı içine gömüleceğiniz rahat bir koltuk gibi değil, daha yükseklere zıplayacağınız bir trombolin gibi kullanın. Unutmayın ki bir yere varmanın ilk adımı olduğunuz yerde kalmayacağınıza karar vermektir. İyi pazarlar.

Yorum Yazın