0Yorum

Azimle Gelen Şöhret

 

 

         1990 yılında Genelkurmay Başkanlığı’na tayinim çıktı. Birinci derece amirim sporla ilgilenen, herkesin yakından tanıdığı birisiydi. Henüz binbaşı rütbesinde olan komutan, daha sonra MHK  (Merkez Hakem Kurulu) başkanlığına kadar yükselen, FİFA kokartlı milli hakem Bülent Yavuz, öğleden sonraları spora gider, hafta sonunda da birinci ligdeki kritik maçları yönetirdi. Akşamüzerleri odasında yaptığı sohbet toplantılarında iki tanıdık simaya rastlardık:  Dr. Ahmet Çakar ve Erman Toroğlu. Üç arkadaş daha sonra da birbirinden güzel başarılara imza attılar. Bülent Yavuz uzun yıllar MHK başkanlığı yaptı. Dr. Ahmet Çakar’ı futbol camiasında tanımayan kalmadı ama Erman Toroğlu kulvarda koşmaktan yorulmadı ve zirvedeki şeref mevkiine oturdu.   

ENTELLEKTÜEL  KİŞİLİK 

         Erman Toroğlu’nu 1990 yılından bu yana tanırım. Kendisini sürekli yenileyen, yetiştiren bir yapısı vardır. Sadece kendi alanı ile ilgilenmez, dünya ile entegre olmuştur. Her şeyin en iyisini seçer ve benim ilgi alanımdaki sahip olduğu bilgileri bile tamamen gerçekleri yansıtır. Domates ve nar ile ilgili görüşleri,  zevkleri ve gurme oluşu her zaman takdirimizi kazanmıştır. Nar ve portakal suyunun sıkılışından, hormonsuz domates seçimine, iyi bir lakerdanın ayırt edilmesine kadar her konu hakkında bilgi sahibidir. Hatta restorana ilk geldiğindeki titizliğini hissedip, ilk yurt dışı seyahatimde Berlin’den özel bir meyve sıkma makinesi getirdiğimi ve ondan sonra meyve sularının daha leziz olduğunu hatırlıyorum. Güncel yaşamla ilgili zengin bir bilgi hazinesine sahiptir. Lakerdanın torik mi, palamut mu olduğuna kadar ayırt edebilen hassas bir damağı vardır.    

İKİ KOLTUKTA ALTI KARPUZ 

         Çok parlak bir futbol geçmişi olan Toroğlu ilgilendiği her alanda başarıya ulaşmıştır. İş adamı, futbolcu, politikacı, eski hakem, televizyoncu, yazar gibi ünvanları olan Toroğlu’nun çok fazla okuyucu ve izleyici hayranları vardır. Keskin kalemi ve kimseden çekinmeden tarafsızca yaptığı futbol yorumları pek çok kişi tarafından takdir toplamaktadır. Doğrularına inandığı konuda hiç kimseyi dinlemeyen Toroğlu, en yakın arkadaşı Hasan Sümer ile birlikte önemli lig maçlarına gider. Türk takımlarının Avrupa’da yaptıkları maçlarda mutlaka bulunan Toroğlu, artık yurt dışında da pek çok kimse tarafından tanınmaktadır.

         Bir zamanlar ünlü araştırmacı Philip Adams’a “Bu kadar çok şeyi nasıl yapabiliyorsun?” diye sormuşlar. Onları incitmek amacıyla değil, fakat gerçekten; “Bu kadar az şeyi yapmayı nasıl beceriyorsunuz?” diye cevaplamış. Hayatta hiç kimse tesadüfen bir yere gelmez. Başarı merdiveni dinlenme yeri değildir. O merdivenin basamakları tırmanan birinin bir ayağını öteki ayağından daha yükseğe çıkarmasına imkan vermek için kullanılmıştır. İyi pazarlar.

  

Yorum Yazın