0Yorum

Ankara'nın Haklı Gururu

 

         Kazancımın büyük bir kısmını kitaplara harcarım. Ne zaman yurt dışına çıksam satın aldığım kitaplar yüzünden ekstra bagaj ücreti öderim. En son İngiltere seyahatimde “Fat Duck”ın ünlü şefi Heston Blumenthal’ın kitabını satın aldım. Allahtan ki restoranın sommelieri İsa Bal bir hafta sonra Türkiye’ye gelecekti. “Ben getireyim Süreyya Bey” deyince çok sevindim. Çünkü kitabın ağırlığı altı kilogram idi. Kendimi bildim bileli yeni çıkan, yeme içme ile ilgili kitapları hemen satın alır ve okurum. Prof. Dr. Artun Ünsal uzun yıllardır yiyecek sektörüne katkıda bulunmaktadır. “Ölmez Ağacın Peşinde” isimli kitabıyla zeytin ve zeytinyağını, “Süt Uyuyunca” isimli kitabıyla peyniri çok güzel anlatmıştır. 1996 yılında “Benim Lokantalarım” isimli kitabını yayınladı. Göz ve damak anılarını içeren kitapta Türkiye’den 77 mekan anlatılmıştı. Çok akıcı bir kitaptı. Gece bir solukta okumaya başladım, sabah olmak üzereydi ama Ankaralı ruhum bir türlü tatmin olamamıştı. Çünkü Ankara’dan bir tek mekanın adı geçmiyordu. Neyse ki ağırlaşan uykumu dağıtan 113. sayfaya geldim. Rahatlamıştım, mutluluktan uçuyordum. Sabahın ışıklarına, yeni bir güne kavuşurken moralim düzeldi. Çünkü kitabın 113. sayfasında Ankara’nın gururu olan mekandan, Uludağ Et Lokantası’ndan tam sayfa bahsediyordu.

         Malezya’da açtığım lokantanın da esinti kaynağı Ulus semtinde Denizciler Caddesindeki Uludağ Et Lokantası’dır. Malezya kraliyet ailesinden Ankara’ya gelen konuklarımı orada ağırlamıştım. Daha sonra Kuala Lumpur’da Bangsar Baru semtindeki lokantada iskender yemeğinin testlerini yaparken hep Uludağ’ın iskenderini örnek almıştım.

         Burhan ve Ergün Uludağ kardeşlerin henüz ben doğmadan başlattıkları ve ünü dünyaya yayılan bu başarılı işletmeleri, damağının kıymetini bilenlerin uğrak yeridir. Damak zevkine güvendiğim oğlum Koray’la yeni açılan mekanlara ne zaman gitmeye niyetlensek hep sonunda direksiyonu Denizciler Caddesindeki Uludağ Et Lokantası’na çevirir ve her zaman mutlu ayrılırdık. Bazen yeni bir mekanı dener, ama aradan birkaç gün geçtikten sonra cevizli tulum peyniri, üzeri susamlı sımsıcak lavaşlar, tereyağlı iskender ve kaymaklı ekmek kadayıfı özlemimizi gidermek için yine Uludağ’ın yolunu tutardık. Tutuculuk değil elbet. Yarım asırlık değişmeyen lezzet, kalite ve titizlik. Ergün Bey ve eşi Kadriye Hanım, oğulları Burak Uludağ ve eşi Gülseren Hanım vizyonu olan son derece titiz insanlardır. Hayatını Uludağ’lara adamış genel müdür Cesim Yoludoğru’nun disiplinli ve azimli çalışkanlığı markanın oluşmasında en büyük etkenlerden biridir.

         Uludağ Et Lokantasının sahipleri İstanbullular’ı da lezzetlerinden mahrum etmemişlerdir. Bir zamanlar Atatürk’ün dinlendiği, kayığa binip kürek çektiği, manevi kızı Ülkü’ye yüzme öğrettiği, tarih yüklü Florya Köşkünün yanı başında yeşillikler içinde geniş, sakin ve bakımlı bir mekan açmışlardır. Anadolu Yakası’ndan gelen talep üzerine de Küçükyalı şubesi açılmıştır. Ankara’da Armada, Çayyolu, Panora ve Antares şubeleri, Denizciler Caddesindeki ilk mekanın yarattığı kurumsal ruhla  ve başarıyla çalışmaktadır.

         İnsan sağlığı şansa bırakılmayacak kadar önemlidir. Kalite, tıpkı diğer yapılması gerekli olan şeyler gibi kendiliğinden olmaz. Yarının kendiliğinden gelmesi gibi bir şey değildir. Oturup onun size gelmesini bekleyemezsiniz. İyi pazarlar.

Yorum Yazın