0Yorum

Ankara'nın Çınarı Yıkıldı

Kimya hocası bir deney esnasında öğrencilerine ders vermek amacıyla, “Hiç gözlem yapmıyorsunuz. Ezbere hareket ediyorsunuz. Yaptıklarınızın farkına varın ve ona göre hareket edin” dedikten sonra masanın üzerinde duran iğrenç kokulu sıvının içine parmağını daldırdı ve ağzına götürdü. Öğrencilerinden de yaptığını tekrar etmelerini istedi. Öğrenciler, isteksiz bir şekilde ama karşı gelmemek için söyleneni yaptılar. Yapar yapmaz da hepsinin yüzlerinde acı dolu bir ifade belirdi.

Bunun üzerine öğretmen, öğrencilerini yeniden uyardı:

“Bir daha söylüyorum. Gözlem yapmıyorsunuz, eğer dikkatli bakmış olsaydınız ağzıma götürdüğüm parmağın sıvıya batırdığım parmak olmadığını fark ederdiniz.”

Geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz Mehmet Başman; yaşamı, üretimi, üretmekten doğan sevinci ve insanlığın yüce değerlerini fark etmiş müstesna bir insandı. Yarattığı şirket ismini aldığı Ankara’nın ünlü semti Kavaklıdere’yi dünyaya duyurdu.

YAŞAMI BOYUNCA MÜTEVAZI

Özellikle yabancı diplomatların çok sevdiği, saygı duyduğu Mehmet Başman’ı öğle yemeklerinde Trilye’de sık görürdüm. Büyükelçilerin davetlisi olarak geldiğinden rezervasyon listesinde adı geçmezdi. Sessizce gelir, kapris yapmaz, sohbetini yapıp yemeğini yedikten sonra sıradan bir insan gibi restorandan güler yüzüyle hepimizle vedalaşarak ayrılırdı. Onu her gelişinde sağlıklı görünce çok mutlu olurduk. Mütevazılığını hep konuşurduk. Ölümünde bile insanları rahatsız etmemeyi, yormamayı, işinden gücünden alıkoymamayı istediği için sessiz sedasız gömülmesini vasiyet etti Kavaklıdere Şarapları Yönetim Kurulu Başkanı ve Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Başkanı Mehmet Akman Başman.

ONA ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ

Şimdiki gençlerin Ankara’da gezip dolaşmak için alternatifleri çok. Bizim zamanımızda Gençlik Parkı ve Papazın Bağı popüler yerlerdi. Hafta sonları oralara giderdik. Kavaklıdere bölgesinin ve Sheraton Oteli’nin bulunduğu arazinin olduğu yer Kavaklıdere Şarapları’nın bağlarıydı. Mehmet Başman, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Anadolu’nun sahip olduğu enlem ve boylamların dünyanın en iyi üzümünü yetiştirdiğini yıllar önce görüp sektörün geleceğine inanmış ve ileriye taşımıştır.

Ankara’nın sosyal hayatında dürüstlüğü, çalışkanlığı, samimiyeti ile büyük saygınlık kazanan, sevilen, sayılan, gıpta edilen Mehmet Başman, şarapçılık sektöründe ve sanat, kültür alanında başkentimize çok şey katmıştır. Yetiştirdikleri birbirinden değerli iki evlat Ali Başman ve Murat Başman onun mütevazı ve çalışkan kişiliğinin kopyaları gibidir.

ASMA YAPRAĞININ TADI YOK

Galatasaray Lisesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Ecole Nationale Superieure du Petrol mezunu Makine Yüksek Mühendisi olan Mehmet Bey’in ülkemizde yarattığı katma değer, istihdam gerçekten takdire şayandır.

2008 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’nin başkenti Pekin’de devlet konukevinde Türk Heyeti onuruna yemek veren eski Uygur Eyalet Başkanı, Çin Halk Cumhuriyeti Meclisi 2. Başkanı İsmail Amad, ülkemizin şerefine heyet huzurunda kadeh kaldırırken, Kavaklıdere tesislerinde özel yaptırdığım fotoğraflı Angora şarabını hediye ettiğimde üzerinde kendi fotoğrafını görünce yüzündeki ağlamaklı sevinç ifadesini dün gibi hatırlıyorum.

1998 yılında Belçika Mons Nato Karargahı’nda Cumhuriyet’in 75’inci yıl kutlamalarında 75 çeşit yemekle tanıtım yaptığım günlerin sonrasında harcırahımı harcamak için alışverişe gittiğim BX denilen ünlü markaların vergisiz satıldığı askeri kantinde bir köşenin ‘Anatolian Wines’ adı altında Kavaklıdere Şarapları’na ayrılması beni ziyadesiyle mutlu kılmış ve tüm yorgunluğumu almıştı.

Yine Endonezya’da Türk Haftası’nda, Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanı Zeki Açıköz ile birlikte Türk Tanıtma Vakfı’yla birbirinden güzel yemeklerimizi 250 milyonluk ülkenin gazetecilerine Cakarta’daki Gran Melia Oteli’nde tanıtmaya gitmiştik. Türk mutfağında şarap yemek uyumu olarak tattırdığım Yakut ve Çankaya’dan sonra ünlü yemek yazarı ve Indonesia Tatler dergisi Genel Yayın Yönetmeni Maria Lukito’nun “Dünyanın En İyi Şarapları Türkiye’de Üretiliyor” diye manşet atması Mehmet Başman’ın bana tattırdığı en büyük mutluluklardandır.

Yaz aylarının başından beri sardalye bol bu yıl. Ben hep ağustos sonu ve eylülü beklerim. Yağlı balık sardalyenin yağı mangaldaki ateşi söndürecek kadar fazladır. O nedenle bağ bozumu zamanı asma yaprağında sardalye sarılırsa mangalın ateşi sönmez. Yaprak yağı absorbe eder. Etrafa koku yaymasını de önler. Ama bu yıl ağzımın tadı hiç yok. Duygusal yönüm biraz ağır basıyor galiba. Yetim kalan bağların asma yaprakları biraz soluk gibi. Kaybettik o güzel üzümleri, asma yapraklarını bize veren bağların kurucusunu.

OĞLUNUN DOĞUM GÜNÜNDEYDİ

Bütün ölümler erkendir. Yaş ne olursa olsun. Hele bir de arkasında eserler bırakan biri gidince çok üzülüyor insan. Sevindiğim bir tek şey var, nedir biliyor musunuz? Bir dostum yıllar önce bana yarım asra yakın bir Kavaklıdere şarabı hediye etmişti. Uzun bir süre loş ve serin bir yerde sakladım. Ama o hediyenin gerçek değerini bulmasını, ona layık olan birisine gitmesini istiyordum. En son 2 Mart tarihinde, Mehmet Başman aile efradıyla oğlu Murat Başman’ın doğum günü kutlamasına geldi. Trilye, konuklarının hepsinin doğum günleri bilir, takip eder. Yemeğin sonunda bir sufle ikram edip fotoğraf alır ve Kavaklıdere Angora şarabının üzerine monte edip konuğa hediye eder. Bu özel günde uzun yıllar sakladığım yarım asırlık Kavaklıdere şarabını Mehmet Bey’e hediye ettim. Gözleri dolmuştu. Murat Bey için de Angora yerine Pendore’nin üzerine fotoğraf yapıştırmıştım. Pendore bağları da onun ve çocuklarının eseri. Adını dünyaya duyurdu. Fransızların ünlü şarap bağlarının bulunduğu Gigondas’ta bir şarap fabrikasında yabancı uzmanların ağzından işitmiştim Pendore sözcüğünü.

Hayatı yaşam kılan insanlardır. Aşkı aşk yapan duygulardır. Şarabı şarap yapan ise uzun yıllardır, çabalardır, emektir. Emeklerini hiçbir zaman unutmayacağız Mehmet Başman’ın.

SOSYAL SORUMLULUKTA ÖNCÜYDÜ

Yaptığı iyiliklerin reklam edilmesinden hiç hoşlanmazdı Mehmet Bey. Başkanı olduğu Sevda-Cenap And Müzik Vakfı ile Türkiye’de Batı Klasik müziği kültürünün ve bu kültüre dayanan çok sesli Türk müziğinin, müzikle ilişkili gösteri sanatlarının, müzik bilimi ve müzik eğitimi çalışmalarının gelişmesine ve yaygınlaştırılmasına, bu sanat ve çalışmaların bilinmesi tanınması ve benimsenmesine katkıda bulunmuştur. Türk bestecilere eser siparişi, Türk bestecilerin eserlerinin çalınmasını sağlama, eserlerin kayıt ve çoğaltılması, kitap ve nota basımı, konservatuar öğrencilerine karşılıksız destek bursları verme, çeşitli müzik etkinlikleri düzenlemesine çalışmıştır. Uluslararası Ankara Müzik Festivali yine vakıf tarafından düzenlenmektedir.

Merhum Mehmet Bey’in müzikle ilgili çalışmalarını merhum müzik gurusu Asım Cem Konuralp ve ünlü patchwork sanatçısı eşi Nuran Konuralp’ten övgü dolu sözlerle duyardım.

Mehmet Bey’in yaptığı güzel ve yararlı işler anlatmakla bitmez, sayfalara sığmaz.

Her yıl Asım Cem Konuralp’i anma töreninde baş köşede olurdu Mehmet Bey ve sevgili eşi Sevgi Hanım. Bu yıl da yine eşiyle ön sırada oturuyordu Mehmet Başman.

Ben de çok sevinmiştim oğlunun doğum gününde onu çok mutlu ve sağlıklı görünce. Ama son perdeymiş.

Perde kapandı! Mükemmel bir oyunun son söze gereksinimi yoktur. Huzurlu ve rahat uyu Mehmet Başman. Ankara ve Türkiye sizi hiç unutmayacak. İyi pazarlar.

Not: Kurban Bayramı’nızı en içten duygularımla kutlar, nice bayramlara sağlık, mutluluk ve huzur içinde erişmenizi dilerim. 

Yorum Yazın