0Yorum

76 Yıllık Hayal Gerçek Oldu

        Günlük yaşantımızda ve iş hayatımızda hep sabırsız davranır, hayal ettiğimiz şeylere bir an önce kavuşmak isteriz. Genellikle orta ve uzun vadeli düşünmeyiz. Hep kısa vadeli planlar yapıp sonunda avcumuzu yalarız. En iyi mantar veren bir ağacın yetişmesi için seksen yıl gerekir. Kaliteli bir şarap için onbeş, yirmi yıl gibi uzun yıllar ve çabalar gerekir. Bunları bildiğimiz halde üç yıl önce aldığımız bir üzüm bağından “dünyanın en iyi şarabını yapıyoruz” diye hem kendimizi hem de bazılarını kandırabiliriz. Yeni bir iş kurduğumuzda altı ay içinde koyduğumuz sermayeyi geri alamadığımız zaman vazgeçeriz. Bunlar aklıma gelen birkaç konu sadece. Örnekleri çoğaltabiliriz.

TÜRK BÜROKRATIN MÜTHİŞ PERFORMANSI

         Tekel’in tütün ile ilgili bölümünün ihale öncesi çalışmaları sırasında sık sık Trilye’ye gelen British-American Tobacco (BAT) yöneticileri ile zaman zaman sohbet ederiz. Sempatik ve candan tavırlarıyla dikkat çeken Johan Vonderneulen şirketin genel müdürü ve yönetim kurulu başkanıdır. Sunil Panray ise yatırımlardan sorumlu direktördür. Karargahı Londra’da olan şirketin kurumsal ilişkiler müdürü ve yönetim kurulu üyesi Rıza Tuna Turagay’dır. Bir zamanlar kaçakçıların korkulu rüyası, tam bir dürüstlük abidesi, Gümrük Bakanlığı eski müsteşar yardımcısı Turagay, deneyimlerini dünya devi bir imparatorluğun tahtında kullanmaktadır.         İnsanlığın büyük ve muhteşem eseri bir amaçla yaşamayı bilmektir. Şirketin Ankara’daki ofislerinden yıllardır Trilye’ye rezervasyon yaptıran Murat Güven de BAT grubunun çok çalışkan bir neferidir.  

İNANILIR GİBİ DEĞİL

          İhalenin kazanıldığından kısa bir süre sonra Trilye’ye gelen ekibin yönetim kurulu başkanı Mr. Johan bir ara bana: “Süreyya Bey 1-1,5 milyar dolar değer biçilen Tekel’e neden 1,72 milyar dolar verdik biliyor musunuz? Çünkü bizim yönetim kurulu 1932 yılında Türkiye’deki Tekel’in alınmasıyla ilgili karar almıştı” dedi.

         Kendisini her zaman ideallerine adamış değerli bürokrat Turagay da “Türk ekonomisi için daha yararlı olacak bir iş yaptık” diyor. Ben de başarılar diliyorum ve hafızamda kalan tarihsel bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

         1911 yılında Leonardo da Vinci’nin “Mona Lisa” adlı tablosu Paris’teki Louvre Müzesinden çalınır. Olaydan sonraki iki yılda tablonun duvarda boş kalan yerini seyretmek için gelenlerin sayısı tablo orada iken seyretmeye gelenlerin sayısının iki misline çıkar. İyi pazarlar.

 

Yorum Yazın