0Yorum

Unutamadığım Mutlulukların Mimarı

Tanınmış bir hatip, seminerine 50 Dolarlık bir banknotu göstererek başladı. 200 kişiyi bulan dinleyicilere, bu parayı kim ister diye sordu ve eller kalkmaya başladı. Konuşmacı: “Bu parayı sizlerden birine vereceğim fakat öncelikle bazı şeyler yapacağım” dedi. Parayı önce buruşturdu ve dinleyicilere: “Hala bu parayı isteyen var mı?” diye sordu, eller yine havadaydı. Bu sefer, konuşmacı: “Peki bu paraya şunları yaparsam?” dedi ve 50 Doları yere attı onun üstüne bastı, ezdi, pisletti ve para şimdi pis ve buruşuktu fakat eller yine havadaydı ve o parayı herkes istiyordu. Konuşmacı şöyle dedi: “Arkadaşlarım burada çok önemli bir şey öğrendiniz, paraya ne yaptıysam hiç önemli değil onu yine de istiyorsunuz çünkü benim ona yaptığım şeyler onun değerini düşürmedi, o hala 50 Dolar.” Hakan Şükür’ün milletvekili olup Ankara’ya gelişine en çok sevinenlerden birisiyim. Restorana her gelişinde mutluluğum birkaç misli artar. Yıllar önce bize yaşattığı güzellikleri anımsarım. Fenerbahçe kongre üyesi olmama rağmen halka mal olmuş bir sporcuyu yıllardır çok severim. Hakan Şükür’ü 1994 yılından beri tanırım. Spor yazarı ve yorumcusu dostum Oğuz Dizer’in oğlu Hakkı’yı benim yanıma askerlik yapması için teslim etmişlerdi. Daha sonra zaman zaman telefonlaştığımız oldu. Hakan Şükür, oğlum Koray’ın küçük yaştan beri fanatik Galatasaraylı olduğunu bildiği için ona forma imzalayıp verirdi. Futbol yaşantısına Sakarya’da başlayan Galatasaray ve Milli Takımın efsane futbolcusu Hakan Şükür’ün hayatındaki dönüm noktası 1992 yılında Galatasaray’a transferi ile başladı. 1997 yılında FIFA tarafından “Dünyanın En İyi Golcüsü” seçilen Şükür, 2000 yılında Galatasaray’ın UEFA Kupası’nı kaldırdı. 2002 yılında Parma formasıyla İtalya Kupası’nı kazanmanın sevincini yaşadı. Tabi bu arada da Türkiye’nin parasız reklamını yapıyordu. Tüm dünya bir Türk futbolcunun unutulmayacak gollerinden bahsediyordu. Türk Milli Takımı’nın üçüncü olduğu 2002 Dünya Kupası’nda Güney Kore Milli Takımı’na karşı 11. saniyede attığı gol ile Dünya Kupaları tarihinin en erken golüne imza attı. Futbolda zor günlerin adamı olarak hep jokerimiz olmuştur Hakan Şükür, yüzümüzü güldürmüş ve ilklerin yaratıcısı olmuştur yıllarca. Hakan Şükür bu kadar şöhrete rağmen hiç mütevazılığını bozmayan, restorana geldiğinde herkesle selamlaşan, herkesin ilgi odağı olan, çok sevilen bir isimdir. Her zaman halkın arasındadır, ona sempati duyan Beşiktaş ve Fenerbahçeli konuklarım ülkemize mal olmuş özel bir değer olarak konumlandırmaktadırlar Hakan Şükür’ü.

DAR GÖRÜŞ SENDROMU

Restoran işletmeciliğine soyunduğum yıllarda kısa sürede başarıyı yakalayınca, eski tanınmış bir bürokrattan okkalı bir tenkit aldım. “Süreyya Bey siz birinci dereceden emekli bir memursunuz. Niçin bu işlere girdiniz? Bırakın da başkaları ekmek yesin.” Yani şu anda istihdam ettiğim küçük bir fabrika kadar eleman çalıştırmama, işsizliğin azalmasına yardımcı olmama, devlete vergi kazandırmama ne gerek vardı gibi bir dilekti bu. Otur evinde emekli maaşı ye. Hiç üretme, bildiklerini deneyimlerini aktarma v.s. Allahım bu zihniyeti size havale ediyorum demekten kendimi alıkoyamamıştım. Zaman en iyi yanıtı veriyor bu tür zihniyetlere. Ben Trilye’yi açtığımda 9’uncu balık restoranıydım. Şu anda 300’ün üzerinde irili ufaklı pişiriciler ve balık lokantaları var Ankara’da. Çarşı uzadıkça nasip arttı. 7 yıldır Sabah Ankara’da balık tarifi veriyorum. Balıkçılığı teşvik etmeye çalışıyorum. Türkiye’de taze balık tüketiminin en çok arttığı illerin başında Ankara geliyor. “Trilye’nin Balık Sevdası” adlı kitabımı bastım, bildiklerimden gelecek nesiller de yararlansın diye. TRT HD’de “Balık Ankara’da Yenir” isimli program yapıyorum tüm Türkiye’ye uzmanı olduğum konularda paylaşım sağlamak için. Yayın saatinde Türkiye’deki balık restoranlarının ekran başında olması ve kitabımın İstanbul’un ünlü balık restoranları Bebek Balıkçısı ve Poseidon’da satıldığını duymak hep o bürokratın söylediği sözleri çınlatıyor kulağımda. Futbol gibi yaşantımızda önemli yer tutan bir konuda efsane olmuş isimleri yıpratmamak, gençlere deneyimlerini aktarmasına fırsat tanımak ve onları pamuk ipliğinde korumak gerekir. Çok özel yeteneklere sahip futbolcuların sayısı yüzyılda bir elin parmakları gibi azdır. Hakan Şükür de bir elin parmaklarından bir tanesidir. Yıllar önce Paris’teki Gianfranco Ferre mağazasında alışveriş yaparken “A siz Türk müsünüz? Ben Hakan Şükür hayranıyım” diyen tezgahtarın bana indirim yaptığını nasıl unuturum? Londra’daki bir Nike mağazasının girişinde Hakan Şükür’ün posterini gördüğümde tüylerimin diken diken oluşunu ve mağazaya daha dik girişimi unutmam mümkün mü? Japonya’dan Malezya’ya, Çin’den Amerika’ya kadar pek çok ülkede yüzlerce insanla karşılaştığımda “Nerelisiniz?” dediklerinde “Türkiyeliyim” yanıtını verince bana “Hakan Şükür” diye çığlık attıklarını anlatmasam içime dert olurdu. Tanıtım fonlarının yapamayacağı tanıtımı yapmış, Türkiye’yi dünyaya pazarlamıştır Hakan Şükür. Hayatta her şeyi elde etmiş insanlarda tatmin olmamış duygular ön plana çıkar. Deneyimlerini, bilgilerini paylaşmak isterler. Bu sadece manevi tatmindir. Hakan Şükür’ün parayla hiç işi olmamıştır hayatı boyunca. O zaten şöhrettir. Şöhret her zaman parayı getirir. Ama o gönül adamıdır, milletvekili de olsa hiç değişmez, spordan kopamaz. Böyle bir deneyimden futbol konusunda bütün birimlerin yararlanması gerekir. Bir İngiliz kadını, bir gün Lord Northcliffe’ye: “Ünlü İngiliz yazar ve şairi Thackeray, bir sabah gözlerini açtı ve kendisini meşhur bir adam olarak buldu” demişti. Lord Northcliffe bu iddiaya şu cevabı verdi: “Thackeray, yataktan kalkıp kendini meşhur bir adam olarak bulduğu ana kadar 15 sene her gün 8 saat yazmıştı.” Hayatımızda çoğu kez verdiğimiz kararlar veya hayat şartları nedeniyle hırpalanır, canımız acıtılır, yerden yere vuruluruz, kendimizi kötü hissederiz fakat ne olduğu veya ne olacağı önemli değil, hiçbir zaman değerimizi kaybetmeyiz, temiz ya da pis, hırpalanmış ya da kırılmış bunların hiçbiri önemli değildir. Sizi sevenler sizin ne kadar değerli olduğunuzu her zaman bileceklerdir. Altın her zaman altındır. Pırlanta her zaman pırlantadır.

Yorum Yazın