0Yorum

Nerede Yemek Yiyelim?

Genelkurmay Başkanlığı’nda çalıştığım yıllarda içim içime sığmıyordu. Ankara’da RV, Yahya, Washington ve Pineapple restoranları dışında gidilebilecek yer sayısı parmakla gösterilecek kadar azdı. Bir an evvel emekli olmalıydım ama birinci dereceyi, yeşil pasaport hakkını yakalamak gibi sıkıntılarım vardı. Hatta yarbaylığıma çok kısa bir süre kalmıştı. Ağustos ayını bekleseydim maddi olarak bir hayli menfaatim olacaktı. Ama mutfak aşkı böyle bir şey. Hiçbir şeyi görmüyordu gözlerim. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hulusi Akar Paşa, IQ’su yüksek, iki hamle sonrasını gören çok değerli bir komutandı. Genelkurmay İkinci Başkanı olmasına rağmen, halkından kopmayıp, Anadolu’nun bağrından çıkmış kişilik yapısını hiç değişmeden korumaktadır. O zamanlar Karargahta Kurmay Albay rütbesindeydi. Benim emekli olup bir an önce restoran açmamım hem kendim hem de ülke için çok yararlı olacağını söyledi, adeta beni teşvik etti. Restoran sektörüne girdiğim ilk aylarda en yakın dostların bile spekülasyon yaptığı bir ortamda üzerimdeki desteğini hiç esirgememiştir. Şimdi kendisine sürekli dua ediyorum. Kim ne derse desin Türkiye’de son yıllarda gözle görülür gelişmeler var. Ankara’da irili ufaklı binin üzerinde restoran var. Hepsi kendi çapında çarkını çeviriyor ve işsizliğin önlenmesinde büyük etkisi var. Fakat hepsinin ortak derdi masrafların, vergilerin çok fazla olması.

Dışarıda yemek yeme alışkanlığının henüz istenen seviyelerin çok altında olduğu ama yine de süratli bir ilerlemenin kaydedildiği, bu kadar çok restorandan anlaşılıyor. Restoranlarda yemek yeme stratejisinin birinci belirleyicisi çocuklardır. Aileler çocuklarının tercihlerine göre dışarıda yemek yiyecekleri restoranı belirlerler. İyi bir restoran nasıl olmalı? 1. Fiyatı makul 2. Ulaşımı kolay 3. “Eh hadi yine oraya gidelim” 4. “Ne yediğimizi bilelim hadi oraya gidelim” gibi kıstaslara uygun cevabı verebilmeli. Peki fiyatı ne oluşturur? İngilizcede 3C yani cost (maliyet), consumer (müşteri), competation (rakipler). Bazen istisnalar kuralları bozabiliyor. Örneğin dünyanın en iyileri arasında sayılan Londra’daki Fat Duck Restoranı şehir merkezinden yaklaşık bir buçuk saat uzakta ama bir yıl öncesinden doluyor. Yine Londra’daki Hakkasan isimli Çin restoranının sokağından bir araba zor geçiyor. Restoranlarda aldığınız hizmet soyut bir kavramdır. Bir ceket fiyatına ödediğiniz para sonunda, eğer yemekler ve servis güzelse uzun yıllar kafanızda kalacaktır. Bir de cebinizde fatura. Dünyanın en zor işlerinden birisidir restorancılık. Sürekli işinizin takibini gerektirir. Yılbaşı, bayram ve özel günlerde müşteriler hep restoranları tercih eder, sizin o günlerde işinizin başında olmanız gerekir. Kazandıklarınızı harcamak için zamanınız da olmaz. Ama dünyanın en zevkli işlerinden de birisidir restorancılık. Hele bir de amatör ruhla yaparsanız tadına doyum olmaz. Restoran tercihleri yaşlara göre de değişir. Bakın size yıllar önce Almanya’da yaşanan bir öyküyü anlatayım. 40 yaşlarında erkek arkadaşlar o akşam nerede yemek yiyeceklerini tartışıyorlarmış. Sonunda Gausthof zum Lowen lokantasında buluşmaya karar vermişler, nedenleri Helga adlı garsonun mini etek giymesi ve bacaklarının çok güzel olmasıymış. 10 yıl sonra 50 yaşına geldiklerinde aynı konuyu tartışmışlar ve Gausthof zum Lowen lokantasında buluşmaya karar vermişler, nedenleri lokantanın güzel ve zengin bir şarap kavına sahip olmasıymış. 10 yıl sonra 60 yaşına geldiklerinde aynı konuyu tartışmışlar ve Gausthof zum Lowen lokantasında buluşmaya karar vermişler, nedenleri sessiz ve sakin olmasıymış. 10 yıl sonra, 70 yaşına geldiklerinde aynı konuyu tartışmışlar ve Gausthof zum Lowen lokantasında buluşmaya karar vermişler, nedenleri lokantanın tekerlekli sandalyeler için uygun olması ve asansörün bulunmasıymış. Bir 10 yıl daha geçmiş. 80 yaşına gelmişler ve tekrar buluşup yemek yemeye karar verdiklerinde yine Gausthof zum Lowen lokantasında buluşmaya karar vermişler. Bu kez nedenleri daha önce hiç gitmedikleri ve yeni bir mekan tanıma arzularıymış.

Yorum Yazın