0Yorum

Heyecanını Hiç Yitirmeyenler

 

Genç ve başarılı bir yönetici son model arabasıyla bir mahalleden hızlı bir şekilde geçiyordu. Park etmiş arabaların arasından yola aniden çıkabilecek çocuklara dikkat ediyordu ve bir şey gördüğünü sanarak yavaşladı.

Arabayla caddeden yavaşça geçerken hiçbir çocuk göremedi fakat arabasının kapısına bir tuğla atıldığını fark etti. Aniden arabasını durdurarak tuğlanın fırlatıldığı yere geri döndü. Arabadan indi, orada bulunan küçük bir çocuğu tuttu ve onu park etmiş bir arabaya doğru iterek bağırmaya başladı: “Bunu neden yaptın? Sen de kimsin, ne yaptığının farkında mısın?” İyice sinirlenerek devam etti: “Bu yeni bir araba ve atmış olduğun bu tuğla bana çok pahalıya mal olacak. Bunu neden yaptın?” Çocuk yalvararak yanıtladı: “Lütfen efendim, çok üzgünüm ama başka ne yapabilirdim, bilmiyordum. Eğer tuğlayı fırlatmasaydım kimse durmazdı.”
Park etmiş bir arabanın arkasına işaret ederken çocuğun gözyaşları çenesine süzülüyordu. “Ağabeyim kaldırımın kenarından yuvarlandı ve tekerlekli sandalyesinden düştü, ben onu kaldıramıyorum. Lütfen onu tekerlekli sandalyesine oturtmam için bana yardım eder misiniz? Benim için çok ağır.” Bu durumdan son derece duygulanan genç yönetici, boğazında büyüyen yumruyu zor da olsa yutkundu. Yerdeki genç adamı kaldırarak, tekerlekli sandalyeye geri oturttu. Mendiliyle, çizik ve yaraları sildi ve genç adamın ciddi bir yarası olup olmadığını kontrol etti. Küçük çocuk genç yöneticiye dönerek “Teşekkür ederim efendim, Allah sizden razı olsun” dedi. Genç yönetici küçük çocuğun, ağabeyini kaldırımdan evine doğru götürmesini izledi. Bulunduğu yerden arabasına geri dönmesi oldukça uzun sürmüştü. Uzun ve yavaş bir yürüyüştü.
Genç yönetici, kapıyı hiç tamir ettirmedi. Kapıda oluşan çöküğü, hayatını birisinin kendisine tuğla atmasını gerektirecek kadar hızla yaşamaması gerektiğini hatırlatması için öylece bıraktı.
Saffet Kaya’yı cıvıl cıvıl bir genç olduğu askerlik yıllarından beri tanırım. Kabına sığmayan yetenekleri, azmi, çalışkanlığı, ticaretteki başarısı örnek alınacak niteliktedir. Bayazıt’ın köklü bir esnafı olan babası Şemsi Amca’nın yardımına bir an önce koşma hevesi ve arzusu yüzünden daha sonra tamamladığı yüksek öğrenimini yarıda kesip askerliğini bitirme isteği onun iki hamle sonrasında neleri başarabileceğinin çok öncelerden belli olan göstergesiydi.
Saffet Bey’de 1984 yılındaki heyecanını hala görmem beni çok mutlu ediyor. O zamanlarda da başarılı bir genç yöneticiydi. Ama arabasına tuğla atılmasını beklemeden sayısız insana yardım elini uzatırdı. Bir gün gazetelerde “Maaşını Köylülere Gönderiyor”, “Maaş Almayan Milletvekili” diye bir başlık gördüğümde hiç şaşırmadım. Onun askerlik yaptığı bölükte de hiç fakir asker yoktu. Çünkü haftalık evci izninde bile çalışan Saffet Bey kazandığı paraları memleketinden para gelmeyen, çay içecek parası bile olmayan çocuklarla paylaşırdı. Tüm bu yardımları da en ufak bir karşılık beklemeden yapardı.
TRT HD’de yayınlanan “Balık Ankara’da Yenir” programında eski bakan Kürşad Tüzmen’e ilk sözüm şu oldu: “Sizin bakanlıktan ayrılmanıza Ankara’da en çok sevinen kişi ben oldum. Çünkü balığa bu kadar düşkün olup da Trilye Ankara Balık Restoranı’nagelememek gerçekten zor bir durumdu.” Aynı sözü çok eski dostum olan Saffet Bey’e de söyledim. “17 yıldır Ankara’dasınız aktif siyaset yüzünden birbirimizi bu kadar sevdiğimiz halde ilk kez oturup sohbet etme fırsatı bulduk!” Ama siyaset öyle hastalıktır ki, bulaşıcıdır bir daha bırakamazsınız. Kaya’yı da yemek sofrasında bile memleket meselelerinin içinde buldum.
Meclise girdiği günden beri seçim bölgesi olan Ardahan’a tüm dikkatleri çeken Kaya’nın ismi en çok maaş almamak ve maaşını seçim bölgesine aktarmakla gündeme geldi. Onun gençlik yıllarındaki bonkörlüğünden, parlak ticaret hayatından yakınen haberdar olan birisi olarak diyorum ki bırakın maaşını, kazandıklarının hepsini hemşehrilerine harcamıştır.

ARDAHAN’IN DÖNÜM NOKTASI

3 dönem milletvekilliği yapan ama siyasette bulunmadığı zamanlarda da çok aktif olan Kaya’nın siyasete girdiği gün Ardahan için dönüm noktası olmuştu. Organize sanayi bölgesi, duble yollar, demir yolu, kırsal kalkınma planı, Köydes Projesi gibi hizmetler, onun ve kendisine inanan yol arkadaşlarının katkısıyla hayata geçirilmiştir. Sınır ticareti ile iş imkanı yaratmak, kendi gelirinden birçok köyün suyuna, camisine, köprüsüne el atıp yardımcı olmak onun artık günlük yaşamından bir parçadır.
Ardahan’a yaptırdığı yüksek okul ve yurt nedeniyle pek çok kişinin duasını almıştır.
Başarılarla dolu bir yaşamın henüz baharında Saffet Kaya. Benim gözümde henüz askere yeni gelmiş genç gibi. Çünkü enerjisi hiç tükenmiyor. Siyasete giren bir daha çıkamaz. Şimdilik birazcık aktif siyasetten uzak gibi görünüyorsa da oldukça geniş inananı, sempatizanı ve çok seveni var. Sevenleri onu ülkesine daha faydalı olabilecek önemli yerlerde görmek istiyor.
Öngörülerinizin ve hayallerinizin üzerine titreyin. Çünkü onlar ruhunuzun çocukları, sonuçta elde edeceğiniz başarıların planlarıdır.
Eğer gelecek hakkında düşünmezseniz, asla bir geleceğiniz olmaz!

Yorum Yazın