Bir profesörün mezun edeceği talebelerine verdiği son ders; Charles Schwab’ın istediği kadar verim alamadığı bir fabrikası vardı. Bir gün ustabaşı ile konuşuyordu: “Senin gibi becerikli birisi nasıl olur da fabrikadan istediği kadar verim alamaz?” “Bilmiyorum. Bütün işçileri çok çalıştırdım. Birçoğunu işten atmakla tehdit ettim. Ama başarılı olamadım.” Schwab yakınında duran bir işçiye sordu: “Bugün kaç kazan erittiniz?” “Altı” diye cevap verdi işçi. Schwab bir tebeşir parçası alarak yere büyük bir 6 yazdı ve çıkıp gitti. Gece işçileri geldiği zaman bu 6 rakamının ne olduğunu sordular. Gündüz vardiyası işçileri de: “Patron bugün bize kaç kazan çelik erittiğimizi sordu, 6 cevabını verdik, buraya 6 yazdı ve gitti” dediler. Ertesi gün Schwab fabrikayı yine dolaştı. 6 rakamı silinmiş ve yerine 7 yazılmıştı. Gündüz işçileri gelince 7’yi gördüler. Demek gece çalışanlar kendilerinden daha iyi iş yaptıklarını zannediyorlardı? Kendilerini gece işçilerinden üstün göstermek için büyük bir gayretle çalıştılar ve yere 10 yazdılar. Çok geçmeden fabrikanın verimi o civardaki bütün fabrikaları geçti. Uğur Arıbaş, bir zamanlar sevgili Nafi Güral’ın “Süreyyacığım hiç sanayici müşterin oluyor mu? Sanayiciler yemek yemeye vakit bulamaz” dediği türden bir iş adamıdır. İnanılmaz bir iş temposuyla çalışan Arıbaş, pazar günleri bile erken saatlerde fabrikasının başında olur. Ürettiği her üründe, yaptığı her işte iddialıdır. Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı As-Mak-San Ltd. Şti. dünyanın her yerine makina ihraç eden, her zaman gururlandığımız bir kuruluştur. Çok özel makinalar üretir, hep farkındalık yaratır. Almanya’nın başkenti Berlin’de yaşayan Türk iş adamı arkadaşım Kenan Erdoğan’ın iki yıl önce yılbaşında konuğu olmuştuk. Bir hafta boyunca Almanya’ya kar yağdı. Arabasındaki yaz lastiklerini henüz değiştirmemiş olan Kenan’a lastiklerini değiştirmesi için biraz baskı yaptıysam da başarılı olamadım. Gerekçe olarak; “Ağabey burada her yıl kar temizleme ihalesi olur. Ben de bir iki kez bu ihaleyi kazandım. Ona göre ekipman kiralarsın, tuz stoğu yaparsın. Aşırı kar yağarsa zarar etme olasılığın yüksek, az kar yağarsa kazanırsın” demişti. Ama o aşırı yağışlarda bile caddelerde asla kar olmazdı. O sert kış dönemindeki Almanya seyahatinden sonra birazcık konuyla ilgili araştırma yaptım. Meğer dünyanın çok özel ve önemli firmalarından birisi Ankara’daymış. Kışın tuz serpme makinasından, yazın asfalta kadar geniş imkan ve kabiliyetleri olan As-Mak-San, asfalt yamamada da oldukça isim sahibi. Azerbaycan’daki asfalt makinalarının tamamı bu firmaya ait. Mercedes firması Türkiye’yi üs olarak seçmiş. 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapıyor. Ankara Devlet Mimarlık Makina Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra DPT ve TKİ’de makina ikmal müdürlükleri görevinde bulunan Arıbaş, Afşin-Elbistan projelerinde aktif rol oynadı. Asfalt ve makina elemanları denildiğinde akla ilk gelen firma olan As-Mak-San, 1973 yılında Ankara’da kuruldu. Sağlam ve emin adımlarla ilerleme, firmayı asfalt makinası konusunda Türkiye’nin lider markası yaptı. Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde hizmet veren fabrikada Kar Bıçağı, Asfalt Relay Tankı, Mekanik Plent, Mıcır Serme Makinası, Sabit Asfalt Tesisleri, Kızgın Yağ Kazanları, Dorse Üzeri Relay Tank, Figüre Makinası, Arazöz, Asfalt Distribütörü, Yol Bakım Aracı (robot), Yol Süpürge Makinası, Asfalt Isıtıcısı ve buna benzer pek çok ürün üretilmektedir. İnovasyon çalışmalarıyla yaratılan yeni ürünler bu yelpazeye sürekli eklenmektedir. İş prensiplerine sıkı sıkıya bağlı olan firma devlete karşı yükümlülüklerinde de oldukça ciddi ve duyarlıdır. Kul hakkı, insana değer verme gibi konularda çok titiz davranmaktadır. Mercedes, BMC, Ford gibi firmaların da üssü olan As-Mak-San sektöründe çıtayı her geçen gün biraz daha yükseltmektedir. Gıpta edilecek işler başaran Uğur Arıbaş, kitap okumayı ve şiiri çok sever. Cemal Safi’nin şiirlerinden de esinlendiğini sık sık dile getirir. Zarif eşi Perizat Hanım, her başarılı erkeğin arkasında bir hanım vardır sözüne birebir uygunluk sağlayan bir yapıdadır. Babalarının her zaman yanında hissettiği kızları Meriç ve Nilsen başarılı bir öğrenim hayatından sonra yaşamın icraat sahnesinde ısınma turları atmaktadırlar. Bereket ifade ettiği için çocuklarına nehir isimleri koyduğunu söyleyen Uğur Bey, onlara olan düşkünlüğünü de hiç gizlemeden her tavrında belli etmektedir. Meriç Koç Üniversitesi İngilizce Sosyoloji bölümü, Nilsen Yeditepe Üniversitesi Sinema bölümünü bitirmiştir. Arıbaş ailesi topyekün başarıya odaklanmıştır. Dün yaptığınız şey size hala çok iyi görünüyorsa, bugün yeterli değilsiniz demektir. Siz dakikalarla ilgilenin, saatler kendi başlarının çarelerine bakarlar. Yapabileceğinizin en iyisini yapıyorsanız başarısızlık için endişelenmeye zamanınız olmayacaktır. Benim gibi 2012’nin çok iyi geçeceğine inananların çoğalması dileğiyle. Yeni yılınız kutlu olsun.
Son Yorumlar