0Yorum

Balık Ankara’da Yenir

Eğer heyecanınızın buharlaşıp uçmasına müsaade ederseniz onlar da kolayca uçacak bir yol bulurlar. Kendimi bildim bileli işimi hep heyecanla yaparım ve Allah heyecanımı hiçbir zaman azaltmasın diye sürekli dua ederim. Bundan birkaç ay önce benden daha heyecanlı birisiyle karşılaştım. Duayen televizyoncu Kürşat Özkök “Süreyya Bey, balık tüketimimiz az ve denizlerimizde balık tükeniyor diye herkes hayıflanıyor, her şey sözde kalıyor. Hiç kimse üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemizde balık tüketiminin artması ve denizlerimizin korunması ile ilgili çalışmalar yapıp elini taşın altına koymuyor. Öğretici, zengin bir program yapalım” deyince ben de sevindim, “Çok yararlı olur. Hem de yıllardır konuşulan en lezzetli balığın neden Ankara’da yenildiğinin şehir efsanesi olmadığının bilimsel gerçeklerini anlatalım” dedim. Temmuz ayının başında çıktık sahillerin yoluna. Zorunlu mesleki yurt dışı seyahatlerim dışında restoranımdan ve değerli konuklarımdan hiç bu kadar uzun süre ayrı kalmamıştım. Sevgili eşim ve ekibim benim yokluğumu aratmamaya çalıştılar. İlk durağımız Çeşme oldu. Çeşme Marina’da genç girişimci Salih Çeçen’le bu güzel tesis ve çevreye yararları üzerine konuştuk. Ildırı Köyü’nde “dünyanın en güzel orkinos çiftliği” kabul edilen çiftliğe gidip su altı çekimleri dahil muhteşem görüntüler kaydettik. Tesis sahibi Nedim Ambar’la orkinoslarla ilgili söyleşi yaptık. Alaçatı’da “Çılgın Proje”nin mimarı iş adamı Aykut Mutlu ile Kanalkent’i dolaşıp çekimler yaptık. Kuytu Restoran’da Yaprak Uziş’in maharetli ellerinden güzel mezeler denedik. Bodrum’da Kılıç Balık Çiftlikleri’ni gezdik. Yalıkavak Marina, Gümüşsuyu’nda balıklarımız ve Bodrum’la ilgili anonslar yaptık. Ali Şen’le teknede dalgıçlıkla ve denizlerimizle ilgili güzel sohbetlerde bulunduk.

Balık restoranlarında deniz ürünleri mezeleri ve balıkların tadına baktık. Mimoza’yı biraz şımarmış bulduk. Reklama ihtiyacı olmadığını söyleyince şoke olduk. Coca-Cola ve Louis Vuitton’a şaşırdık! Dünyanın en ünlü markaları tanıtıma neden bu denli önem veriyorlar diye. İskelede çekim yaparken Gümüşlük Belediye Başkanıyla tanıştık. Çok yardımcı oldu çalışmalara. Başkanlık hayali yıllar öncesinden varmış. Başkan Mehmet Tire, Gümüşlük’ün su sorununun kalmayacağını söyledi. Arıtma çalışmalarının son safhasına geldiğini müjdeledi. Her yıl uluslararası sanatçıların geldiği klasik müzik festivallerinin düzenlendiğini ve yoğun ilgiyle karşılaştıklarını anlattı. Yollara parke döşenmesi, çim ve halı futbol sahaları konularında bir hayli mesafe kat ettiğini, başarılı çalışmalarının artarak devam edeceğini ve kışın kalanların sayısında önemli bir artış olacağını söyledi. Büyük bir aşkla Gümüşlük’ü tanıtmak ve güzellikler kazandırmak için uğraşı verdiğini gözlemlememiz bizi mutlu etti.

İstanbul ve Büyükada’da, Galata Köprüsü’nde, Kumkapı’da programın ikinci ayağı devam etti. Büyükada çok güzeldi. Korumayı becermişler. Bir ara olumsuz bir yapılanma vardı ama zararın yakınından dönmüşler. İstanbul’da çok miktarda Arap turist vardı. Mevsim nedeniyle sahillere koşanların eksikliğini turistler kapatmış. Lokantalar bayram ediyordu. Üçüncü seyahatimiz Çanakkale’ye yapıldı. “Balık Ankara’da Yenir”in yönetmeni “Çifte Kavrulmuş”, “Türkiye’de Gece Yarısı”, “Haberdar” programlarına imza atmış ünlü yönetmen Sibel Urgancıoğlu’nun biz varış noktamıza erişmeden gözüne uyku girmiyordu. Uçak biraz gecikince telefonumu defalarca aramış. Müthiş bir lojistik planı uygulandı. Şehitler Abidesi, Boğaz ve Gelibolu’da çok güzel faaliyetlerde bulunuldu. Ben bile memleketimin güzelliklerini bu kadar yakından fark etmemiştim. Yönetmen Yardımcımız Çiğdem Atik, edebiyat öğretmenliğinden çok sevdiği mesleğine geçiş yapmış ve inanılmaz çalışkan bir insan. Kameramanlar Ali Çiçek, Alpertunga Türkdoğan, Halil Ertuğrul, Haşim Durtaş, Halil Elmas, Program Müdürü Banu Eryücel kamuda çalışanlar konusunda gerçekten yüreğime su serptiler. Mesai mevhumu tanımadan gece gündüz cansiperane çalıştılar. Kim inanabilir iki ay deniz kıyısında çekim yap, ayağını suya sokmadan gel! Gerçekten hepsi birer ayrı kahraman. Son etabı Sapanca’da tamamladık. Dağın yamacındaki bir alabalık çiftliğini inceledik. Porselenin duayeni Nafi Güral’ın eski bir askeri birliğin konuşlandığı yere yaptığı oteli inceledik. Dudakları uçuklatan detayları gördükçe dedik ki “Ey Türkiye, seni küçümseyen yasını tutar!”

Ve sunucu arkadaşım Başak Temel, yılların deneyimli sunucuları gibi çok iyi bir performans gösterdi. İleride fırsat bulduğumda sizlere bu değerli kahramanları ayrı ayrı tanıtacağım. Vizyon sahibi olmak bambaşka bir şey. Kürşat Bey bir taşta birkaç kuş vurulmasına neden oldu. Hem Ankara’daki tüm balıkçılara yardımcı oldu, hem balıkçılığın ekonomideki yerinin daha önemli olduğunun bilinmesine, hem turizm sektörüne, hem sağlıklı yaşamak için balıksız sofraların olamayacağına ve buna benzer pek çok konuya parmak basılmasına neden oldu. TRT HD’yi hiç tanımayanları şimdiden ekran başına çekmeyi başardı. Eğer bu kanalı bir de özel gözlüğüyle izlerseniz 3D görüntüsünün akıllara durgunluk veren cazibesine kapılacaksınız. İnsanlar hep karanlığa küfrediyor, mum yakmak lazım. Akıllı insanlar tenkit etmezler anlamaya çalışırlar. Şuna emin olun ki Türkiye’nin en kıymetli malı zamandır. En fena kullandığımız şeylerden biri de odur. İnsan bankada bulunan belirli bir parasını mantıksız yere, oraya buraya harcarsa bir gün elinde bir şey kalmaz. Zaman da böyledir. Hiç yapılmayan işlerin neden yapılmadığını beraberce anlamaya çalışıp “En geç en erkendir” diyerek bir yerlerden başlayalım. “Balık Ankara’da Yenir” zeka ve vizyonuyla her zaman takdir ettiğim TRT HD Kanal Koordinatörü Kürşat Özkök’ün yarattığı müthiş yararlı bir proje. 4 Eylül’den itibaren TRT HD ekranlarında…

Yorum Yazın