0Yorum

Tarabya'da Bir Belçikalı

Belçika mutfağı denince aklıma Brüksel Grand Plaza meydanındaki midyeciler gelir.Türkiye’de ne zaman bir midyeci açılsa hemen gidiyorum ama inanın hevesim kursağımda kalıyor. Ya midyeler ince ve etsiz oluyor ya midyelerin sakalı bile kesilmemiş, kabuğundaki taşları temizlenmemiş ya da alakasız bir sos ile karşılaşıyorum. Brüksel’e ne zaman gitsem soluğu hep Grand Plaza’daki midyecilerde alıyorum. Kerevizli, soğanlı ve beyaz soslusu her zaman tercihim. 

NİHAYET BULDUM

Damak zevkine çok güvendiğim ve yaşam gustosunu hep takdir ettiğim dostum Halil Ağırdoğan ve eşim Mahmure ile geçen hafta soluğu Le Cuistot Studio’da aldık. Zaten daha önce de bahsetmişti. Zamanı kendisi için çok kıymetli olduğundan vaktini boşa harcamaz, mutlaka damağına olumlu tepki bırakan lezzetlere takılır.

16 yıldır Türkiye’de yaşayan Şef Carlos Hottechamps, bütün doğal ve yerel ürünlerimize aşina, çok yaratıcı. Türk damak tadını keşfetmiş ama yabancı müşterisi de çok.

Çok kültürlü bir ailede yetişmiş olan Carlos, dünyayı dolaşmış, lezzet keşfine çıkmış, farklı ülkelerin yerel tatlarını bilgi dağarcığına eklemiş. Aynı zamanda akademik eğitimini de tamamlamış. Belçika, Almanya ve Kıbrıs’ta kendi projelerini geliştirmiş ve Belçika devlet bakanının özel aşçılığını yapmış. 

SAĞLIKLI VE KALİTELİ

Restoranın mubayaasını kendisi yapıyor şef Carlos, kahvaltı ile başlayan faaliyetlerinde taze kruvasan ve ekmek çeşitlerini beğeninize sunuyor. Konserve ve donmuş ürünleri asla mutfağına sokmuyor. Bir yemeğin hem sağlıklı hem de lezzetli olması her zaman mümkündür diyor. Beyaz sosla yaptığı midye marinara, dana şiş, safran soslu karides, biberli steak damak çatlatan cinstendi.

Günün her saatinde müşterisi var. Zengin dünya mutfağına soyunanlar için zor bir başarı. Ama zoru başarmış Carlos. Buraya kahve ve tatlı için bile gelinir. Yemeğin sonunda mutlaka tadına bakmak isteğimiz çilekli tart, elmalı tart ve brezilyan çok kışkırtıcı ve lezzetliydi. Belçika usulü waffle’ları ise bir başka ziyaretime bıraktım.

‘Le Cuistot’ küçük şef demekmiş. Bence mütevazı bir şekilde yaklaşmış mekanın ismine Carlos. Zaten çok tevazu sahibi, günün her saatinde işinin başında. Müşterilerle tek tek ilgileniyor, servis yapıyor.

Le Cuistot Studio, bir kereliğine gidilecek bir yer değil. Halil Bey müdavim olduğuna göre yakında tüm lezzet tutkunları burayı keşfeder. Sıcak ortam, samimi bir atmosfer, sevimli dekorasyon ve birbirinden güzel dünya lezzetleri ile Tarabya Ferahevler’e katma değer katan büyük “Küçük Şef”i kutluyorum.

Yorum Yazın