0Yorum

İlaç Niyetine Restoranlar

18. yüzyılda yemek üzerine yazılmış pek çok Fransızca kitapta, acı çeken hastalara şifa olacağını, tatsız, tuzsuz soslara lezzet katacağını garanti ettikleri, ‘restoran’ denen ve esası bulyona dayanan ilaçlarla ilgili uzun tarifler bulunurdu.

Paris kentine özgü bir toplumsallaşma mekanı olarak restoran, hasta ya da bitkin birine gücünü yeniden kazandırma özelliğine sahip olan et suyundan doğdu.

TAVUK SUYUNA ÇORBA

Restoran işletmelerine sağlık ocağı da deniliyordu. Doktorlar hastalık derecesine göre hastasına karabiberli, havuçlu, konsomeli ya da keklikli restoranları reçetesine yazabiliyordu. Şaka gibi! 200 yıl sonra ne boyutlara geldi bir tas et suyundan doğan restoran. Ama günümüzde bile doğada serbest gezen köy tavuğundan yapılan, bol karabiberli ve limonlu tavuk suyu çorbayı içen hastanın gözlerinin fal taşı gibi açılıp kendine geldiği çok iyi bilinmiyor mu?

AŞÇILIK ÖNEMLİ MESLEK

Çağımızda endüstriyel gıdalar hastalıkları çoğaltınca şapkayı önümüze koyup düşünmeye başladık. Hastalandıktan sonra ilaçla tedavi olup iyileşmeye çalışacağımıza hastalığı oluşturan koşulları ortadan kaldırsak daha iyi olmaz mı? Bu nedenle günümüzde aşçılık doktorluk kadar önemli meslek.

ŞEFLERİN BULUŞMASI

Chef Akademi’nin kurucusu Ali Açıkgül, Ankara’da ilklere imza atan yetenekli ve çalışkan bir şef. Geçen hafta Chef Talks buluşması yaptı kendi kurduğu okulda. Ömür Akkor, Ali Ronay gibi ünlü ve başarılı şeflerle doğal ürünleri, sektörle ilgili görüşleri konuştuk.

Genç şef Tolgar Mireli’nin yaptığı yemekler büyük beğeni alırken, ekşi mayalı ekmeklerden, probiyotik, glisemik indeksli yiyeceklere kadar pek çok konu tartışıldı. Genç ve heyecanlı şefleri gördükçe mutfağımızın gelecekte önemli yerlere geleceğine olan inancım biraz daha arttı. Onların başarıları ekonomiye de ilaç olacaktır.

Yorum Yazın