0Yorum

Beyoğlu'nun Canlılığı

Geçtiğimiz hafta THY’nin etkinliklerinden bir bölümüne katılmak için günübirliğine İstanbul’a gittim. Krizin etkilerinin en çok hissedilebildiği yerlerin başında gelen Beyoğlu’nu gündüz saatlerinde gezince yüreğime su serpildi.

İnsanların can güvenliğinin ekonomiden daha önemli olduğunu anladım. Önemli bir gösterge Beyoğlu. Terörün zirve yaptığı dönemlerde terkedilmiş bir yer gibiydi burası. Bu seyahatimde ise pek çok sokak tıklım tıklım turistle doluydu.

Ekonominin daraldığı günlerde dayanışma içinde olmak gerekiyor. Simitçiden simit almak, taksiciye destek vermek ve para harcamak tüm sektörlere can suyu olur. Harcamaları kısmak, kısa süreli rantlar peşinde koşmak, kendi ayağımıza kurşun sıkmak demektir. Kimse şunu unutmasın ki başka ülkelere yerleşmek hiçbir zaman çözüm değil. Vatan kavramını, diyarı gurbette çok iyi anlarsınız. Milyon dolarlarınız bile olsa size sadece bol bahşiş verdiğiniz garson, kaldığınız otelin çalışanları itibar eder. Her zaman o ülkede ikinci veya üçüncü sınıf vatandaşsınız!

KALKANOĞLU PİLAVCISI

İstiklal Caddesi’nin kalabalığının arasından doğruca Ayhan Işık Sokağa gidip, tarihi Kalkanoğlu Pilavcısı’nda öğle yemeği molası verdim. Kuruluşu 1856 yılına kadar uzanan mekan günün her saatinde yerli ve yabancı konukları ağırlıyor. Genişçe bir servis tabağının içinde pilav, kuru fasulye ve kavurma çok rağbet görüyor. “Ne yaparsan yap, en iyisini yap” felsefesi burada da kendini gösteriyor. İnsanlar sokak arasındaki lokantayı arayıp bir şekilde buluyor.

Cadde üzerinde yine kalabalıkların olduğu Münhasır’a uğradım. Nefis dönerini de tatmadan geçemedim. İnci Pastanesi eski yerinde olsaydı profiterol ile final yapardım. Bazen gurmelik, gurmanlıkla (oburluk) karışabiliyor bende!

THY UÇUYOR

Çırağan Oteli’ndeki THY’nin etkinliği son derece etkiledi beni. Dünyanın her yerinden 800 kişi vardı yemekte. Duygusal satış yapan Türk Havayolları temsilcileri, gururla dünyanın en iyi havayolu şirketinde olduklarını söylediler.

Koza Atın Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Şahinalp’ten, MNG Holding’in sahibi Mehmet Nazif Günal’a kadar pek çok davetlinin bulunduğu etkinlikte Çırağan Oteli’nin yiyecek içecek departmanı başarılıydı ancak ahşap şişlere sarılan Adana kebabın içi çiğ kalmıştı. Ahşap yalıtkan olduğu için yapıştığı et tam pişmiyor. Metal şişlerde olsa ısı içine sirayet eder. Bir de zerdeye safranı çok kaçırmışlar. Üzerindeki çam fıstığı da azaltılmalı. İkisi de ithal ürün, döviz bu kadar pahalıyken maliyeti gereksiz yükseltmenin ne anlamı var?!

Ülkemizin dinamikleri kuvvetli, özel sektörü çalışkan, titiz ve yaratıcı. Krizi fırsata çevireceğimiz yakın günler dileyerek İstanbul seyahatimi tamamladım.

 

Yorum Yazın