0Yorum

Balıklar Da Ağlar

Kılıç balığı denizlerimizin en görkemli göçmen balığıdır. Çok eski dönemlerden beri tanınan bu balık ismini üst çenesinin üzerinde taşıdığı kılıcından alır. Bazı durumlarda bu kılıç vücudunun 2/3’si kadar büyüklükte olabilir. Balıkçıların takvimine göre Hıdrellez veya Aziz Yeoryios Günü’nde boğazda görülür ve akabinde Karadeniz’ çıkar. Silivri panayırı (15 Ağustos) sırasında tekrar görülmeye başlar. Zamansız ve aşırı avlanma, yoğun deniz trafiği ve deniz kirlenmesi bu muhteşem balığın denizlerimizden yavaş yavaş kaybolmasına neden olmuştur. 1930’lu yıllarda Ernest Hemingway “İhtiyar Balıkçı ve Deniz”, “Akıntı Adaları” isimli eserlerini, L. Marron tarafından yapılan makineli kamışla ilk kılıç avında onunla birlikte olunca ilham alarak yazmıştır. Tekneye alındıktan sonra önce gözleriyle ölür kılıç balığı. Çok güzel gözleri ağladığı hissini yaratır bakışlarıyla.

GÖZÜ KARA ŞÖVALYE

Çok hırçın balıktır kılıç balığı, süratli yüzer. Palamut, uskumru, zargana gibi balıkların peşinde koşar. Balina ve köpek balıklarına hatta sandallara bile saldırıp parçalayabilir güvendiği silahıyla. Her iki yanı bilenmiş gerçek bir kılıçtan farkı yoktur silahının. Anadolu Hisarı ve Kanlıca sahili, Çubuklu, Sivriburun, Kavaklar – Sarıyer arasındaki sakin sular eskiden beri bilinen, İstanbul’un kılıç balığı avlama yerleriydi.

ŞİMŞEKTEN KORKAR

Kılıç balığı sakin havada ve karanlık gecelerde yakalanır. Gündüz ve mehtaplı gecelerde avlanması zordur. Şimşekten çok korkar ve şimşekler gökyüzünü aydınlatınca su yüzüne çıkmaz. Fransa’da “imparator balığı” olarak da anılan kılıç balıkları tıpkı kırlangıç balıkları gibi eşi ile dolaşır. Ama hiç ayrılmazlar birbirinden. Çanakkale ve İstanbul boğazlarında mayıs ayında kendini göstermeye başlar. Aynı dönemlerde Karadeniz’e çıkar. Ağustos ortalarında yine boğaza dönüp palamut defilesinin başladığı günlerde gözükür. Kasım – aralık aylarına kadar kalır boğaz ve Marmara’da. Ege’ye de iner aynı dönemde. Bu aylar etinin en lezzetli olduğu dönemdir. Sicilyalı balıkçılar çok öykü türetmiştir kılıç balığı ile ilgili. Gemilerin kaburgalarına kılıçlarını sapladıklarını, Sicilyalı balıkçıların kılıç balıklarını gemilerine çekmek için Yunanca bir cümle kullandıklarını, kılıç balığının İtalyanca bir kelime duyduğu anda suya dalıp kaybolduğunu söyleyen bir gezgin, Sicilya mutfağında da çok fazla kılıç balığı tarifi olduğunu vurgular. Avrupa’daki pek çok ünlü restoranda (J Sheekey, Londra Covert Garden dahil) kılıç balığı tatma fırsatım oldu ama büyük balık olduğu için takozlar şeklinde dondurup sakladıklarından lezzeti kayboluyor ve birazcık tavuğu andırıyordu. Türkiye’deki kılıç balıkları hep taze tüketilir. Şişi pek yaygındır. Çocuklar tranç şeklinde üzerine kekik dökülüp bonfile gibi yemeyi tercih ederler. Onlara balık sevdirmenin ilk yoludur bence. Kılıç balığı ile bu kadar açılmışken denize, biraz da yeni lezzetlere açılalım ne dersiniz? Yeni lezzetlerle tanışacağınız bir hafta olsun.

Yorum Yazın