0Yorum

Arnavutköy'de Ton Balığı

Geçen hafta Ankara’da balık tüketiminin yüzde yirmi artışını gördüğüm istatistik sonuçlarına hiç şaşırmadım. Milliyet Cadde ve Ankara eklerinde her hafta verdiğim basit ve lezzetli balık tariflerinin bu artışta etkisi olduğuna inanıyorum.

Yıllık artışlar elbette sevindirici ama balığın bol olduğu yıllar ucuzluğuna aldanıp genç balıkların yakalanmasına göz yumuyoruz.

TEZGAHLAR ALDATMASIN

Balık bolluğunda süreklilik çok önemli. Sadece tezgahlara bakmak yeterli olmaz. Balığın belli bir dönemde sık olması ile balığın bol olması ayrı kavramlar. Bu iki kavram çok karıştırılıyor. Bir hafta balık bol olunca şenlikler başlıyor.

Palamutun bol olduğu bir sezon başlangıcı yaptık. Ancak tutulan balıkların yüzde 80'i, 20 - 30 cm. arasında. Yasal kapsamına girmiyor. Ancak genç balık statüsünde olduğundan önümüzdeki yıl yumurta veremeyecek. Dolayısıyla stoklarımızı iyi koruyamayacağız ve ithal balığa mahkum olacağız anlamına geliyor. Sadece 30 cm.'nin üzerinde yumurta verebilen palamutları yumurta dökmeden avlamak, gelecek stoklarımızı bitirmeye hızlı adımlarla ilerlemek demektir.

YABANCILAR İNSAFLIYMIŞ

Bir asır önce İstanbul Balıkhanesi Müdürlüğü yapan merhum Karekin Deveciyan, 1915 yılında 6 milyon palamutun balıkhaneye geldiğini söyler. Bilindiği gibi Düyun-u Umumiye (Genel Borçlar) Osmanlı İmparatorluğu ile ona borç veren devlet ve kurumların, ödenemeyen bu borçların tasfiyesinde yapılan anlaşmaydı. Balık halinin tüm geliri de bu kapsamdaydı. Ancak tahsilat yapan ülkelerin insaflı olduğunu, Türkiye’nin balık stokunun korunarak her yıl düzenli borç ödenmesinin sağlanması yoluna gidildiğini söyleyen Karekin Deveciyan’ın aydınlatıcı bilgileri gelecekle ilgili yön bulmamızda oldukça yardımcı oluyor.

İstanbul denizlerinde yüz yıl önce balık çeşitliliği ve bereketini anlatan Deveciyan’ın Arnavutköy’de ton balığının zıpkınla avlanmasına tanıklık ettiğini öğrenince tekrar o günlere dönmenin zor ama imkansız olmayacağını ümit etmek bile yaşam sevinci veriyor insana.

Yorum Yazın