0Yorum

Ankara'da Hareketli Günler

Türkiye seçim atmosferinde olmasına rağmen başkent Ankara’da canlılık devam ediyor. Bir yanda milletvekili adaylarının belirlenmesi için hummalı bir çalışma sürdürülürken sosyal hayattaki hareketlilik de hız kesmiyor.

Geçtiğimiz günlerde Sevda Cenap And Müzik Vakfı’nın düzenlediği bir dizi konserde dünyaca ünlü caz sanatçılarıyla tanıştık. Ünlü piyanist David Hazeltine gibi…

Yeni Zelanda’nın bir önceki sempatik başbakanı Helen Clark, Ankara’yı ziyaret etti. Tabii ki deniz ürünlerine düşkünlüğünü çok iyi bildiğimiz Clark, Yeni Zelanda Büyükelçisi Wendy Hinton ile birlikte Trilye’de akşam yemeği yedi. Renkli kıyafeti ve mutlu yüz ifadesiyle başkente Anneler Günü’nde renk kattı.     

Evliyagil, Erimtan ve Koç müzesinin etkinlikleri göz dolduruyor. Yüz kişinin ziyaret ettiği eski sergiler yok artık. Binlerce kişi akın akın bu müzelerdeki birbirinden ilgi çekici sergileri ziyaret ediyor.

TARİHİ DOKUMAK

12 Mayıs’ta Rahmi M. Koç Müzesi’nde açılan sergiyi Milliyet Gazetesi Ankara eki yazarlarından ve gerçek bir Ankara uzmanı olan Ali İnandım ile gezdik. “Tarihi Dokumak: Bir Kentin Gizemi” isimli sergide Hollanda’daki Rijksmuseum’dan Türkiye’ye getirmek için yıllardır büyük çaba sarf edilen, 1730’larda yapıldığı düşünülen “Ankara Manzarası” adlı tabloyu, sergilendiği ilk gün görünce heyecanım tavan yaptı. O ne muhteşemlik! Her şeyi ile kendine yeten kalenin etrafında konuşlanan bir asillik şaheseri.

ANKARA SOFU

Kanuni Sultan Süleyman’ın iç çamaşırlarını bile Ankara sofundan yaptırdığı, en çok yeşil rengi tercih ettiği söylenir. Sof, Ankara keçisinden yapılan pırlanta kadar parlak, ipek gibi yumuşak, kışın üşütmeyen, yazın terletmeyen çok özel bir kumaş. Venedikli tüccarların Ankara’ya gelip ticaretini yaptıkları bu özel kumaşı kentin kaybedilen değeri olarak görüyoruz. Yeniyi çok çabuk kabul eden, eskiyi çok hızlı tüketip unutan bir toplumuz!

Hediye ettiğimiz Ankara keçisi hamile çıkınca bugün Ankara tiftiği Yeni Zelanda’dan Avustralya’ya kadar yayılmış. Ankara’nın şansı ve tarihi olarak gözükse de hak ettiği ilgiyi göremeyen Ankara keçisinden yapılan tiftiğin en kalitelisi sof kumaş, Osmanlı döneminden başlayarak başta İngiltere, Hollanda, Polonya, Fransa ve Rusya’da aranan çok özel bir ürün olmuş. Tüccarlarımız da Venedik’e götürüp bu ülkelere pazarlamışlar.

Geçtiğimiz hafta sonu Anneler Günü vesilesiyle Nallıhan’a gittim. Özellikle yol üzerindeki Beypazarı köylerinde çobanların yüzlerce tiftik keçisi otlattıklarını görünce içimde yeniden bir umut belirdi.

Yorum Yazın