İlkokulda ezberlediğimiz, Türkiye’nin coğrafi konumunu tanımlayan “36 – 42 kuzey paralelleri ile 26 – 45 doğu meridyenleri” o yaşlarda bize sadece rakamları ifade ediyordu. Bugün ise paha biçilmez değerleri içinde barındıran toprakların sınırlandığı Anadolu’yu çok daha farklı algılıyoruz.
Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, belediye başkanlarını Ankara’da toplayınca bazıları ile Trilye’de tanışma olanağım oldu. İş İnsanı değerli dostum Uğur Girginkaya, Avşa Marmara Adası ve Bigadiç Belediye başkanları ile birlikte geldi. Bigadiç Belediye Başkanı İsmail Avcu’nun heyecanlı turşu yapımı anlatımından çok etkilendim.
BAĞIRSAK DOSTU
Ben dahil pek çok arkadaşım, Amerika’dan getirttiğimiz gıda takviyesi probiyotik hapları kullanıyoruz yıllardır. Bize ne oldu böyle? Doğal üretimlerimizin farkına yabancı ülkelerin insanları varırken biz uzaklaştık. Halbuki çocukluk yıllarımda akşamüzeri Çanakkale’de seyyar arabası ile kordon boyuna çıkan Turşucu Ali’yi, Turşucu Hakkı’yı dün gibi hatırlıyorum. Tertemiz malzemeleriyle sunduğu turşu suyunun içine birkaç ince parça kıtır kıtır hıyar turşusu koyup 25 kuruşa satarlardı. Bir dikişte içtiğim turşu suyu hararetimi alırdı. Faydası hiç anlatılmazdı, “Midenizi deler, içmeyin” diye telkinlerdi bilinçsiz insanlarımız. Daha sonraları Cihangir’de Asri Turşucu ve Ankara’da Hüsmen Ağa Turşucusu ile tanıştım. Guinness Rekorlar Kitabı’na giren Çubuk turşusu da ayrı bir efsane…
Bağırsak florasında bulunan probiyotiklerin insan sağlığı için ne kadar önemli olduğunun farkına varıp salatalık, patlıcan, lahana, biber gibi envai çeşit turşuyu aynı tohum ve topraktan, aynı özelliklerdeki sebzelerle 20 yıldır üreten ve ülkemize döviz kazandıran Bigadiç Belediye Başkanı İsmail Avcu’yu yürekten kutlamak gerekir…
HASANDEDE ÜZÜMÜ
İki hafta önce Harbiye’den sınıf arkadaşım kaptan pilot Aslan Efecik ve eşim Mahmure ile Ankara’ya bir saat mesafedeki Hasandede’ye gittik.
Kızılırmak nehrinin yanı başındaki şirin kasaba yuvarlak taneli, orta irilikte, bol şıralı ve ince kabuklu üzümleriyle meşhur. Kalecik Karası fidanlarının da buradan gittiğini söylüyor Hasandedeliler. Karpuzdan eriğe kadar envai çeşit meyve cenneti burası…
16’ıncı yüzyıldan kalma bir cami ve Hasandede türbesinin de bulunduğu bu şirin kasaba başkente yakın tam bir nefes alma yeri. Giderken kahvaltınızı yılların klasikleştirdiği Kayadibi tesislerinde yapmadan yola devam etmeyin derim.
Konfüçyüs “Karanlıktan şikayet edeceğine, bir mum yak” demiş. Anadolu’nun her karış toprağı çok kıymetli, pandemiden sonra daha iyi anladık. Şimdi artık mum yakıp şahlandırmanın tam zamanı!
Son Yorumlar