0Yorum

Anadolu Bacıları Üretiyor

 

Karanlıktan şikayet edenlerin bir mum yakması gerekiyor. Bu felsefe ile yola çıkan Rotary kulüpleri Anadolu’daki üretim potansiyelini değerlendirmek için kolları sıvadı. Geçtiğimiz çarşamba günü Bahçelievler Rotary Kulübü Başkanı Murat Doğru, Polatlı’da “Anadolu Bacıları” olarak anılan, bölgedeki ürünleri değerlendirip organik üretim yapan çalışkan Polatlılı hanımefendilerin işleteceği peynir tesisinin açılışını gerçekleştirdi.

Bölge ve ülkenin kalkınması için emek gerektiren sosyal kalkınma projelerinin ülkemizde büyük rahatlama sağlayacağını belirten Doğru, sütü köyden getiren sütçülerin bile eğitimden geçirileceğini, hijyenik bir tesisin bütün köylere yayılacağını anlattı.

UNUTULAN KÜLTÜR

Ülkemizin peynir çeşitliliğinin Fransa, İsviçre ve İtalya kadar olduğunu, maalesef unutulmaya yüz tuttuğunu ama son yıllarda kaliteli peynir üretiminde (Kars gravyeri, kaşarı, Ezine, Konya obruk gibi) önemli mesafe kat edildiği açılışta anlatıldı. Yöresel peynir kültürümüzün örnek bir kalkınma modeli ile gelişme kaydedeceğini, hayata güzellik ve yeni umutlarla seslenen Anadolu Bacılarının bu denli şevk içinde çalışmaları, sıcak bir günde hepimizi serinletti. Ayrıca reçel üretimi yapan Anadolu Bacılarını Gamze Cizreli de keşfetmiş. Kendi mekanlarında tüm ürünleri satıyor.

DUT MUCİZESİ

Küçüklüğümde bahçemizde yetişen nar, ceviz, erik, dut, pazı gibi pek çok ürünün zayi olmasına içim elvermezdi. Kocaman dut ağaçlarını babam silkelerdi biz de altında çarşaf tutup toplardık. Sepete doldurur, üzerini dut yaprağı ile örter ve çarşıda satmaya giderdim. “Haşlama iri dut 150 kuruş” diyerek başlardım satışa ama Musevi hemşehrilerimin tuhafiye dükkanlarının ötesine gidemezdim, hemen orada bitiverirdi… Ülkemizde meyve olarak bile hak ettiği yeri bulamayan beyaz ve kara dut yaprağı ve meyvesiyle tam bir mucize.

Polatlı İkbal’s Pastanesi’ni ziyaret ettiğimde sahibi Başar Yağcı’nın karadut suyunu içince uzak geçmişi imgeleyen belleğim canlanıverdi birden. Hatta karadutlu dondurma, kurabiye, gevrek ve reçel imalatlarını görünce Türk insanının Anadolu’da inovatif üretimlerine büyük bir ivme ile başladığını bir kez daha anlamış oldum.

Mehmet Yaşin’in bile Polatlı’ya gelince ünlü tatlısı Uludağ’dan yemeden gitmediğini söyleyen İkbal’s Pastanesi’nin sahibi Başar Bey, yarım asrı geçen mekanını babası Müslim Bey’den aldığı el ile yönetiyor. Karayolu ile tatile giderken Polatlı’ya uğrayıp karadut suyu içmeden yolumuza devam edemeyeceğiz anlaşıldı…

Not: Herkese mutlu ve huzurlu bayramlar dilerim…

Yorum Yazın