Renklerin ustası olarak anılan büyük bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta öğrencisini uğurlarken, yaptığı resmi şehrin en kalabalık meydanına koymasını ve yanına da kırmızı bir kalem bırakmasını, halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmesini istemiş.
Öğrenci birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş.
Üzüntüyle ustasına gitmiş. Usta ressam üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Öğrenci resmi yeniden yapmış. Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş, fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını ve yanına da insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmelerini rica eden bir yazı ile bırakmasını önermiş.
Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş. Usta ressam şöyle demiş:
“İlkinde insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. İkincisinde, onlardan yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi. Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma.”
Hayatımız aslında bu ressamın anlatmaya çalıştığı olaylarla doludur. Bizi anlamayanlara anlatmak, sevmeyenlere kendimizi sevdirmek, yetersiz insanlara aslında ne kadar becerikli ve yetenekli olduğumuzu kanıtlamak, istediğimiz şeyleri istiyormuşuz gibi davranmak için ömrümüzü harcarız. Sonra bakarız ki boşa harcanmış, yok olmuş gitmiş bir hayatın posasıyla kalakalmışız. O nokta, başlangıçlar için bazen çok geç olabilir, yorgun düşmüş yürek yeni heyecanları göze alamayabilir.
Zeynep Köksal Yaykıran, yüreği hiçbir zaman yorgun düşmemiş, 18 yıldır tanıdığım çok değerli bir iş insanıdır. İlk günkü heyecanını ve topluma yararlı olma şevkinin hiçbir zaman azalmadığını yakinen izlemekteyim.
ÇOK ÇALIŞKAN
Türkiye’nin en saygın kuruluşlarından Pet Holding’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Zeynep Köksal Yaykıran, çok çalışkan, on parmağında on marifet olan birisi.
Aramızdan çok erken ayrılan annesi Pınar Köksal Hanımefendi de gerçek bir sanat güneşiydi. Kibarlığı, güzel yüreği, insanlara, sanata olan duyarlılığı onu müstesna bir değer yapmıştı. Kızı Zeynep’in faaliyetlerini hep bana bildirir ve onunla gurur duyardı. Yazarlık yeteneğini, şair ruhunu, mutfak sanatındaki yeteneğini bazen anlatır ve bazı yazıları da okuturdu. Dert ortağı gibi her şeyini benimle paylaşır, dakikalarca konuşurduk. Hep iyilik ve güzellik için çabalardı.
KEV EFSANESİ
Sosyal sorumluluk projelerinde hep ön saflarda yer alan Pet Holding, yetenekli ressamlara, sergi açmak isteyen sanatçılara her zaman kucak açar. 1993 yılında Köksal Eğitim Vakfı (KEV) kurulur. Zeynep Hanım bu vakfın Yönetim Kurulu Başkanıdır. Vakıf sayesinde karşılıklı ve karşılıksız burslarla binlerce çocuk okutulmuştur. 26 yıldır faaliyetlerini sürdüren Köksal Eğitim Vakfı, topluma çok değerli insanların yetişmesine büyük katkı sağlamaktadır. Erasmus, teşvik, İngilizce kursları, İstanbul ve Antalya koşuları etkinliklerden sadece birkaçıdır. Zeynep Hanım da maraton koşularına her yıl katılır.
65 öğrenci ile başlayan yolculuk bugün çok önemli bir düzeye gelmiştir. “Umut sen ne güzel şeysin” sloganı ile istekli çalışkan çocuklara büyük ufuklar açan KEV gurur duyulacak bir vakıftır. Başarılı ama imkanı olmayan üniversite öğrencilerine burs vermekten çok mutlu olan Zeynep Hanım’ın babası Prof. Dr. Güntekin Köksal, İTÜ’ye giderken bütün akrabalarına mektup yazmış. Bir tek memur olan bir akrabasından destek görmüş. 100 Lira maaşının 28 Lirasını burs olarak veren akraba bu başarıyı hayattayken gördüyse ne denli mutluluk yaşamıştır kim bilir…
İYİ BİR ŞEF
Trilye’yi açtığımız günden beri müdavim olan Zeynep Hanım, sağlıklı beslenme konusunda çok titizdir. Çocuklarını da sağlıklı yiyeceklerle büyüten örnek bir annedir. Deniz ürünlerine oldukça ilgili olan Zeynep Köksal Yaykıran, çok iyi yemek pişirir. “Eline Sağlık Anneciğim” isimli kitabı çok ses getirmiştir. Üstelik kitap gelirini de KEV’e bağışlamıştır.
Çocuk evde pişen yemeğe alışmalı düsturuyla yazdığı “Eline Sağlık Anneciğim” kitabı 130’dan fazla tarifi ebeveynlerle buluşturuyor. Memeden mamaya ve katı gıdaya geçiş rehberi olarak bir hayli ilgi gören kitapta çok özel tüyolar bulunuyor. Kendisi adına Youtube kanalı da bulunan Zeynep Hanım, yemekle ilgili tüm bildiklerini cömert bir şekilde izleyicilerle paylaşmaktadır.
Bilkent Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Londra’da European Business School Regent College’da Girişimci İşletmecilik Yüksek Lisansı ve Webster Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yapan Zeynep Köksal Yaykıran, Pet Holding’in ikinci kuşak patronu olarak çocukluğundan beri petrol ve enerji sektörünün içinde.
Ablası Ayşe Köksal Çetin ile birlikte şirket görevini devralınca büyük bir sorumluluğu omuzlarında hisseti. Ancak zamanının büyük bölümünü annelik görevine ayırıyor. İki oğlunu çok iyi yetiştiriyor, hem arkadaş hem anne hem de öğretmen oluyor onlara. Birlikte sinemaya, restorana, pek çok aktiviteye katılıyor. Gençlere yönelik toplumsal projelere de imza atıyor.
Ankaralı genç iş insanı Zeynep Köksal Yaykıran, 2012 yılında Münih’te gerçekleşen Dünya Genç Liderler Zirvesi’nde Türkiye’yi temsil etti. Kendisine başarılı çalışmalarında büyük destek veren, bir Ankara beyefendisi olan eşi Emrah Yaykıran’dır.
Trilye’nin eski binasını da satın alıp inşaata başlayan Zeynep Hanım’la yollarımız çok önceleri kesişti. Başarılı hizmetlerini hep alkışladım. Babası Güntekin Bey ve merhume annesi Pınar Hanım ile öz abi, abla, kardeş ilişkim vardı. Ülkemizin dinamiklerinden olan Pet Holding bu yıl hepimizi bırakıp giden Pınar Hanım’ın üzüntüsüyle sarsıldı.
Bırakıp gittin bizi, seni unutacağız sanma,
Zaman her şeyi affeder belki ama unutulmayı asla…
Sen ışıklar içinde uyu, kızların tüm bıraktığın güzellikleri gözleri gibi koruyor…
Zeynep Köksal Yaykıran, genç girişimcilere başarılarıyla ve yetenekleriyle örnek olan bir iş insanı. Vefalı, özgüveni müthiş, ülke sevgisi yüreğinden hiç eksilmeyen bir isim.
İyi bir oyunun zaten son söze ihtiyacı yoktur…
Mutlu, huzurlu, bereketli ve bol balıklı bir yıl diliyorum sevgili Milliyet okurlarına…
Son Yorumlar