1Yorum

Türkiye'nin Tuz Kralı

Afrikalı kaşif David Livingstone’a, bir gün Güney Afrika’daki derneklerden ünlü bir gezgin şöyle bir mektup gönderir:

Bulunduğunuz yere ulaştıracak iyi bir yol tespit ettiniz mi? Eğer böyle bir yol varsa bize bildirin. Böylece size katılmak isteyenleri yanınıza gönderebilelim.

Livingstone’nun mektuba cevabı şu şekilde olur:

“Buraya eğer iyi bir yol varsa gelmek isteyenleri ben istemiyorum. Benim, yol olmadığı halde gelmek isteyenlere ihtiyacım var.”

Nihat Özpınar, yaşamı boyunca yolu olmayan yerlerde tırnaklarıyla kazıyarak, çabalayarak başarıyı yakalamış değerli bir iş insanıdır.

Tanıdığım günden beri inovatif girişimcilerini yakinen takip ettiğim Özpınar, çok çalışkan, yaratıcı ve her zaman ülke menfaatlerini gözeten bir kişiliktir.

HOBİSİ İŞİ OLDU

Yüzyıllar boyu dünyadaki kıtalarda yaşayan insanlara hayat götürmek için tuz kullanıldı. İpek Yolunda konvoylarla taşınan, yokluğunda büyük eksikliğini hissettiğimiz tuz uğruna nice savaşlar yapıldı.

Tuz ile yakından ilgilenen Safir Tuz’un sahibi Nihat Özpınar, Anadolu’nun tuzunun dünyadaki en kaliteli tuzlardan biri olduğu konusunu gündeme oturttu. Her şeyin fazlasının insan sağlığına zarar verdiğini belirten Nihat Bey, azı karar çoğu zarar felsefesinden yola çıkarak tuzumuza gerektiği değeri vermeliyiz diyor.

KIŞKIRTICI AMBALAJLAR

Son kitabım “Lezzetin Rotası”nda da belirttiğim gibi gelişen pazarlama teknikleri ile tuzu öyle allayıp pulluyorlar, sonra da iki haneli sayılarla çarpıp bize satıyorlar. Bunlara aldanmayın, dünyadaki bütün tuzlar deniz tuzudur. Hemen yanı başımızdaki en kaliteli tuzlardan biri Safir Tuz, Çankırı’dan çıkarılmaktadır. Birkaç milyon yıl önce Çankırı’nın da Anadolu’nun diğer illeri gibi denizlerle kaplı olduğunu düşünürsek, dünyadaki bütün tuzların kaynağının aynı olduğunu görürüz. O nedenle tuza fazla para ödemeye hiç gerek yok. Burnumuzun dibindeki kıymetleri bilmeli ve sahip çıkmalıyız.

Dünyanın pek çok ünlü tuzlarının üretim merkezlerini gezdim. Senegal’deki Pembe Göl’den henüz çıkan tuzu tattım. Ama inanın pek farkı yok. Hatta Çankırı tuzu daha güzel diyebilirim. Tüm tuzlar yüzde doksan dokuz oranda sodyum klorür ihtiva ediyor. O nedenle kışkırtıcı ambalajlarına aldanıp çok para ödemeyin. Yemeklere tuzu son aşamada atın ki kaynama sürecinde tadı kaybolmasın, tıpkı aromatik sebze yaprakları gibi…

Nihat Özpınar’ın tuz ile ilgili heyecanını görünce tuz hakkındaki bildiklerimi aktarmak istedim. Tuz olmadan hayat olmaz. Buzdolabı icat edilmeden önce yiyecekleri uzun süre saklama metotlarından biri tuzdur. Tuz bakteri üretimi durdurur, lezzet verir, mutfak tezgahlarında tüm zararlıları kovar ve kendine yaklaştırmaz. Dünyanın en lezzetli yiyeceklerinden lakerda (balık etinden lokum yapma sanatı) tuz ile yapılır. Tuzlu sardalye, tuzda balık gibi önemli pişirme teknikleri hep tuz sayesinde olur. Hele şu anda domates mevsimi, Ayaş domatesini ortadan ikiye bölüp üzerine biraz tuz serpiştirin, damaklarınız tavan yapsın, diliniz gülümsesin.

YATIRIMI SEVİYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı ekonomik seferberlik çağrısı üzerine harekete geçen iş insanı Nihat Özpınar, Kırıkkale’nin Delice İlçesi’ne bağlı Çerikli beldesinde Türkiye’nin ve Orta Doğu’nun en büyük doğal kaynak tuzu üretim tesisini hayata geçirdi. Aylık 10 – 15 bin ton tuzu, 40 ülkeye satmayı hedefleyen Özpınar’ın sahibi olduğu Safir Tuz da pek çok Avrupa ve Asya ülkelerine ihraç edilmektedir. Yüreği ülke sevgisi ile dolu olan Nihat Özpınar, inşaat sektöründe de oldukça başarılı. İstihdamı ve paylaşmayı seven, mütevazı Anadolu insanı Nihat Bey, sosyal sorumluluk projelerinde de hep ilk sıralarda yer almaktadır.

ARKEOLOJİK KAZIYA DESTEK

Tarihi Zerzevan Kalesi’nde arkeolojik kazıya sponsorluk desteği sağlayan Nihat Özpınar, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Safir Tuz firması arasında sponsorluk protokolü hazırlanmasında öncü olmuştur.

Diyarbakır’da Roma İmparatorluğu döneminde ‘askeri yerleşim’ olarak kullanılan tarihi Zerzevan Kalesi’nin geçmişimizde çok önemli bir yeri bulunuyor.

Doğduğu topraklara yatırımı kendisine büyük bir sorumluluk gibi hisseden Nihat Bey, çok vefalı ve dost canlısı bir insandır. Sevgili gurme dostum Can Vulkan’ın tanıştırdığı bu değerli insanın örnek olacak bir başarı öyküsü bulunmaktadır. İşlerini Ankara merkezli yöneten, inşaat işleri ile uğraşan ama bütün işlerine dokunan, takip ve kontrol eden Özpınar, iş hayatında son derece titiz ve prensiplerine bağlıdır.

Küçük yaşlardan beri çalışan, durmak bilmeyen azmiyle başarıyı yakalayan Özpınar’ın yaşamında dinlenme, tatil gibi kavramlar pek yoktur.

Filozof Diyojen’e çevresindekiler “İhtiyarladınız, artık bundan sonra dinlenmeniz gerek” deyince Diyojen “Niçin?” diye sorar. “Eğer ben koşucu olsaydım, koşunun sonuna doğru yavaşlamam mı gerekirdi? Tam tersine bütün gücümle koşmak zorunda mı kalırdım?”

Nihat Bey de aynı yukarıdaki örnek gibi durmak yok yola devam diyor ve Anadolu’nun şahlanması için yeni projelere yelken açıyor.

Bir şeyi gerçekten yapmak isteyen bir yol bulur, istemeyen mazeret bulur. İyi pazarlar.

Yorum Yazın