0Yorum

Türkiye'nin Önemli Değerleri

1911 yılında Leonardo Da Vinci’nin Mona Lisa adlı tablosu Paris’teki Louvre Müzesi’nden çalınır. Olaydan sonraki iki yılda tablonun duvarda boş kalan yerini seyretmek için gelenlerin sayısı, tablo oradayken gelenlerin sayısının iki misline çıkar.

İnsanoğlu elindeki değerleri kaybettikten sonra kıymetini daha iyi anlıyor maalesef.

Ali Koç, Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birisi olan Koç Holding’in Yönetim Kurulu Üyesi olup, bunca varlığa rağmen mütevazı yaşamını sürdüren, ülke menfaatlerini her şeyin üzerinde tutan çok değerli bir işadamıdır.

Bir süre önce aramızdan ayrılan ve bizim yüreğimizden de bir parçayı götüren, Ankara’ya geldiğinde her fırsat bulduğunda Trilye’ye uğrayan, esprili, garsondan mutfak personeline, restorandaki tüm müşterilere kadar herkese samimiyet ifadesi yansıtan, her karşılaştığımızda bize enerji ve heyecan veren merhum Mustafa Koç’un en küçük kardeşidir Ali Koç.

SEMPATİK BİR YÜZ

Ali Koç, halka mal olmuş ve kamuoyunda pek tanınan bir isimdir. Kapris yapmayan, insanlara tepeden bakmayan, tam bir halk insanı olan Koç, geçtiğimiz hafta Fenerbahçe Spor Kulübü Kongre Üyeleriyle Trilye’ye gelince birden bire ilgi odağı oldu. Bu kadar çok seveni olduğunu inanın ben bile tahmin etmiyordum. Aniden restoranın havası değişti. İnsanlar onunla fotoğraf çektirebilmek için yemeklerini soğuttular! Ama o hiç sıkılmadan tek tek poz verdi ve herkesin isteğini sabırla yerine getirdi.

Ali Koç gerçekten müstesna bir insandır. Dedikoduyu sevmez, çok açık sözlüdür, prensiplerine bağlı, tuttuğunu koparan ve odaklandığı hedefe mutlaka ulaşan özelliklere sahiptir.

ENTELEKTÜEL ZEKA

Londra’da Harrow School’dan mezun olan Ali Bey, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili’dir. Üniversiteden mezun olduktan sonra çeşitli şirketlerde farklı pozisyonlarda çalışan Koç, her konumu sindirerek, koklayarak çıkmıştır başarı merdivenlerini. 2006 yılında Kurumsal İletişim ve Bilgi Grubu Başkanlığı’na getirilen Ali Koç, 2008 yılından bu yana holdingin yönetim kurulu üyesidir.

Zarif eşi Nevbahar Hanım ile Amerika’da üniversite yıllarında tanışan ve bir süre sonra evlenen Ali Koç’un Sadberk Leyla adında kızı ve Kerim Rahmi adında bir oğlu vardır. İyi bir aile babası olduğu, aileye yakın dostları tarafından her zaman gururla anlatılır.

FENERBAHÇE SEVGİSİ

Hani insanların yürekten sevdiği dostları vardır, uzun yıllar güvenini kazanıp varlığını hissetmesinin kendisine güç verdiği ve sesini bir hafta duymasa özlediği. Benim böyle dostlarımdan biri Ali Şen’dir. 1982 yılında İstanbul Hasdal’da subaylık yaparken, Fenerbahçe kalecisi Yaşar’a izin vermediğim için beni tümen komutanına şikayete (!) geldikten sonra tanışıp dost olduğum Ali Şen, geçenlerde yine bir sohbetimizde Ali Koç’un başkanlığının Fenerbahçe için şans olduğunu söyledi. Her konuda deneyimlerini aktaran, yorumları her zaman tutan efsane başkan Ali Şen, Ali Koç’un Fenerbahçe’yi uçurmakla kalmayıp Türk futboluna da müthiş bir katkısı olacağını ifade etti. Hatta her kulübün Ali Koç’ları olmalı diye de Ali Bey’in vasıflarını örneklerle anlattı.

Oldukça neşeli ve eğlenceli bir insan olan Ali Koç, bulunduğu ortama sadece sarı lacivert değil, tüm renkleri katabilen bir özelliğe sahiptir.

ABD Houston Teksas’taki Rice Üniversitesi’nden lisans diploması alan Ali Koç, daha sonra Boston, Massachusetts Harvard Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptı. ABD’de çeşitli kuruluşlarda çalıştı, Otosan’da otomobil montaj hattında görev aldı, otomobil üretimi ve bayi ağı ile ilgilendi. 1990 yazında J.P. Morgan’da stajerlik yaptı. Birçok programa dahil oldu.

2004 yılından bu yana 1907 Fenerbahçe Derneği Başkanlığı yaptı. Uzun yıllardır sarı kanaryada kongre üyesi olan Koç, bu kulübe daha çok yararlı olmak ve ülke futboluna da katkıda bulunmak, Türkiye futbolunu da dünyaya tanıtmak gibi hedeflerle Fenerbahçe başkanlığına adaylığını koydu.

Entelektüel bir kimliği olan, sempatikliği ve samimiyeti ile insanların sevgisini kazanan, çok çalışan, çok okuyan, karizmatik ve yakışıklılık gibi farklılıkları da olan Ali Koç’un “Efendi Devletten Demokratik Topluma” isimli bir kitabı bulunmaktadır. İçi dışı bir olan, düşündüğünü açıkça ifade edebilen Ali Bey, müthiş bir hafızaya sahiptir.

“Define Adası”nın yazarı İskoç romancı Robert Louis Stevenson, antibiyotik ilacının daha bulunmadığı dönemde büyük bir sorun olan verem hastalığına yakalanmış ve yatağa mahkum olmuştu.

Karısı, kötü bir şekilde öksürürken gördüğü eşine moral vermek amacıyla “Hala harika bir gün olduğuna inanmanı bekliyorum” dedi.

Stevenson, pencereden yansıyan gün ışığına baktı ve yanıt verdi: “İnanıyorum. Bir sürü ilaç şişesinin ufkumu daraltmasına asla izin vermeyeceğim.”

Ali Koç, ülkemizin yetiştirdiği, vizyon sahibi, geleceğe oynayan, kibir nedir bilmeyen, geniş ufuklara daha çok yol alacak bir işadamıdır. İyi ki varsınız! Varlığınız hem güven hem moral hem de ufuktaki güzellikleri vadediyor. İyi pazarlar.

Yorum Yazın