0Yorum

Tıp Dünyasının Unutmadığı İsimler

18’inci yüzyılın ünlü ressamlarından William Holman Hunt’ın “Kainatın Işığı” isimli tablosu Londra Kraliyet Akademisi’nde sergilenirken, bir sanat eleştirmeninin hışmına uğrar. Hunt’ın tablosunda en çok dikkat çeken şey, gece elinde fenerle bahçede duran filozof görünümlü adamdır. Adam bir eliyle feneri tutarken, diğeriyle kapıya vurup içeriden bir cevap bekler halde durmaktadır. Tabloyu inceleyen sanat eleştirmeni Hunt’a dönerek,

“Güzel bir tablo doğrusu ama anlamını bir türlü kavrayamadım,” der. “Adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak mı? Kapı kolu çizmeyi unutmuşsunuz da…”

Hunt gülümseyerek, “Adam sıradan bir kapıyı vurmuyor ki…” der ve tablosunun anlamını açıklar: “Bu kapı insan kalbini simgeliyor. Ancak içeriden açılabildiği için dışında kola gereksinim yoktur.”

Prof. Dr. Nusret Aras, kalbi ile insanların sevgisini kazanmış, ömrünü insanların sağlıklı yaşamasına nasıl katkıda bulunurum çabalarına harcamış değerli bir tıp doktorudur.

Uzun yıllar önce çok sık karşılaştığım Nusret Hoca’yı emekli olduktan sonra göremez olmuştum. Yılbaşı akşamı ailesi ve dostları ile birlikte Trilye’de görünce uzak geçmişi imgeleyen belleğim beni çok eski yıllara götürdü. Başkent, Prof. Dr. Nusret Aras’ın engin bilgilerinden, deneyimlerinden çok yararlandı. O nedenle adı kolay kolay unutulmaz.

İLKLERİN TEMSİLCİSİ

2000 – 2008 yılları arasında Ankara Üniversitesi Rektörlüğü görevinde bulunan Prof. Dr. Nusret Aras, genel cerrahi alanında pek çok çalışma yapmıştır.

Yabancı basında birçok kez çalışmalarına yer verilen Aras, 1992 yılında laparoskopik cerrahi alanındaki çalışmalarını Türkiye’ye tanıtmıştır. Bu tanıtımdan sonra Türkiye’de ilk kez laparoskopik ameliyatı uygulayan kişi olarak tıp dünyasına adını yazdırmıştır.

Rektör olarak görev yaptığı süre boyunca yabancı dil ve bilimsel çalışmalarına önem vererek bu eğitimlerin arttırılması için de öncü oldu Nusret Hoca. Uzaktan eğitim merkezlerinde öğretim görevlisi olarak görev aldı. Çok çalışkan, prensip ve vizyon sahibi bir insan olan Nusret Bey, mütevazı yaşamıyla her zaman takdir kazanmış bir bilim insanıdır.

DENİZİ ÇOK SEVER

Ankara doğumlu Prof. Dr. Nusret Aras, 1971 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. Ankara Numune Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği Şefi olarak bir süre çalışan Aras, Genel Cerrahi Uzmanı olarak mesleğini sürdürdüğü sıralarda hep araştırmacı olmuş ve yaptığı bilimsel araştırmalar Türkiye’nin tıpta ilerleme kaydetmesini sağlamıştır. Buluşları, ARGE çalışmaları yabancı basında yayınlanmış ve çok ses getirmiştir.

Deniz aşığı olan Aras, emeklilik günlerini Datça’da geçirmektedir. Balık ve deniz ürünlerine oldukça ilgilidir. Fit görünümünü sağlıklı beslenme ve spora borçlu olduğunu söyleyen Aras, emekli olduktan sonra da kliniğini uzun süre bırakmayıp, “Doktorun emekliliği olmaz” demiş ve insanlığa hizmet etmeye devam etmiştir.

GENÇLERE DESTEK

Gençlerin gelecekte başarılı olmaları için üniversitelerde onların yolunu açmak gerektiğini her zaman dile getirmiştir Nusret Bey. Genel Cerrahi alanında yaptığı değerli çalışmalar bugün halen tıp dünyasında genç doktorlara yön vermektedir.

“Yenilenmeyen yenilir” prensibine çok inanan Nusret Hoca, genç doktorların yeni gelişmeleri sürekli ve yakından takip etmelerini, her zaman yepyeni bilgilerle kendilerini donatmalarını söylemektedir.

İyi bir orkestra şefi gibi uzun yıllar üniversitede yöneticilik yapmış Aras, harika bir yöneticinin, oyuncularına olduklarından daha iyisini yapabileceklerini düşündürme marifetine sahip olduğunu söyler. Her zaman gençlerin motive edilmesi ve özgüvenlerinin artırılması gerektiğini savunur. Motivasyonun sizi kendinizden daha iyi görmeye zorladığını, size inandığını anlatır. “Motivasyon her zaman kendinizden daha çok faydalanmanıza etken olur ve gerçekten ne kadar iyi olduğunuzu bir kez öğrendikten sonra elinizden gelenin en iyisinden azını yapmaya asla razı olmazsınız” diyen Aras, genç doktorların önünü açmak için uzun yıllar büyük emekler vermiştir.

Sohbetlerinden büyük keyif aldığım Prof. Dr. Nusret Aras, oldukça vefalı, yardımsever, insanların şifa bulması için büyük çaba gösteren, özverilerde bulunan bir bilim insanıdır. Ömrünün büyük bölümünü insanlığa yararlı olmak için harcamıştır.

İnsanoğlu yaşlanmadan gençliğinin, kötü günler gelip çatmadan iyi günlerinin, hastalanmadan sağlığının kıymetini bilmiyor maalesef. İşte o zor günlerde kafanızı kaldırdığınızda size çare bulabilecek bir doktorun ışıl ışıl gözlerini görebiliyorsanız, rahatsızlığınızın zaten yarısı iyileşiyor hemen.

YENİLİKÇİ KİŞİLİK

Çevresinde sevilen bir insan olan, sosyal sorumluluk projelerinde hep başı çeken Nusret Aras, doğru bildiği konuları her zaman ısrarla savunur. Yenilikçidir, modern tıbbın tüm gelişmelerini takip eder, doğru bildiklerinin arkasında durur. Gerçek bir bilim insanı olduğunu her tutum ve davranışında hissettirir.

Ankara Üniversitesi’nde Rektör olarak görev yaptığı dönemde Mühendislik Fakültesi, Yabancı Diller Yüksekokulu, Biyo-Teknoloji Enstitüsü, Nükleer Bilimler Enstitüsü ve Teknokent’in kurulmasına öncülük etmiştir.

Uzun süredir göremediğim Prof. Dr. Nusret Aras ile karşılaşınca ülkemizde tıp camiasına kazandırdıklarını, eğitime verdiği emekleri ve yaptığı güzel faaliyetleri hatırladım. Bir zamanlar büyük acılara sebep olan ameliyatların yerini alan laparoskopik ameliyatın Türkiye’deki ilk uygulayıcısı Nusret Bey’dir. Bilim insanları kolay yetişmiyor. Onlar ömrünü insanlığa adıyor.

Uzun, sağlıklı ve mutlu bir hayat, katkıda bulunmanın, insanı heyecanlandıran ve başkalarının hayatlarına katkıda bulunarak bu hayatı kutsayan anlamlı projelere sahip olmanın bir sonucudur. İyi pazarlar.  

Yorum Yazın