0Yorum

Tekstilin Güvenilir İsmi

 

Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği bir kazada birlikte ölmüşlerdi. Gökyüzüne çıktıktan sonra bembeyaz bulutların arasında dolaşmaya başladılar. Adam çok susamıştı. Biraz su bulabilmek umuduyla yürümeye devam ederken birden kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular. Rengârenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış bir bahçe kapısı ve onları karşılayan beyazlar içinde bir kadın. Adam köpeğiyle birlikte kadına yaklaştı ve sordu:

“Affedersiniz… Burası neresi?” Kadın ona gülümsedi: “Burası cennet edendim”. Adam bunun üzerine sevinçle “Harika!!!” dedi. “Peki bana biraz su verebilir misiniz? Gerçekten çok susadım”. Kadın cevap verdi: “Tabi efendim, içeri girin… İçeride dilediğiniz kadar su bulabilirsiniz…” Böylece adam köpeğine döndü, “Hadi oğlum içeri giriyoruz” diyerek kapıya yürüdü ama kadın onu birden durdurdu: “Üzgünüm efendim köpeğiniz sizinle gelemez, hayvanları içeri almıyoruz.” Bunun üzerine adam bir an durdu, düşündü ve geri dönüp köpeğiyle birlikte yolun ters yönünde yürümeye koyuldular.

Bir süre geçtikten sonra kendilerini bu kez tozlu çamurlu bir yolda buldular ve yolun sonunda karşılarına çiftlik girişini andıran bir kapıyla yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı. Adam sordu:

“Affedersiniz… Bana biraz su verebilir misiniz? Dede “İçeri gel” dedi. “Kapıdan girdikten sonra sağ tarafta bir çeşme var.” Adam sordu: “Peki köpeğim de benimle gelip orada içebilir mi?” Dede, “Tabi…” dedi. Çeşmenin yanında köpeğinin de su içebileceği bir kâse bulacaksın…” Bunun üzerine adam kapıdan girdi, biraz yürüdükten sonra sağ tarafta çeşmeyi buldu. Adam çeşmeden, köpek de oracıktaki kâseden doya doya içerek susuzluklarını giderdiler. Derken adam geri giderek girişte bekleyen dedeye sordu: “Su için çok teşekkür ederim… Peki burası neresi?” Dede, “Burası cennet” dedi. Bunu duyan adam şaşırdı, “Ama nasıl olur? Az önce burası gibi kırık dökük olmayan muhteşem bir yere gittik ve orasının da cennet olduğunu söylediler…” Dede, “Şu rengârenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer mi?” dedi “Ama orası cehennem.” Adam iyice şaşırmıştı: “Peki ama orası sizin adınızı kullanarak insanları kandırıyor diye hiç kızmıyor musunuz?” Dede gülümsedi: “Kızmıyoruz çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakanları cennetten uzak tutuyorlar.”

Bir dostun derdine herkes üzülebilir, bu çok kolaydır. Bir dostun başarısına sevinebilmek ise sağlam bir karakter gerektirir.

Dostlarını yarı yolda bırakmayan, onlarla birlikte yürüyen Eray Şener’i çok uzun yıllardır tanırım. Ömrünü tekstil dünyasına adayan Şener, kendi iş alanı dışında hiçbir iş ile uğraşmamış ve uzmanlaştığı konular üzerinde ilerlemiştir.

İNOVASYONA ÖNEM VERİR

Güneyteks Giyim Sanayi firmasının sahibi Eray Şener, vizyoner bir iş insanıdır. İleriyi hep beyni ile görür. Hani ünlü bir söz vardır: “Göz olanı, beyin olacağı görür” diye. Geleceğe, çalışanına, insana yatırım yapar, bu tutumuyla da yıllardır istikrarlı büyümeye devam eder Şener.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Emniyet teşkilatının, Jandarma Genel Komutanlığı’nın en temel çamaşır, çorap, iç ve dış giyim gibi gereksinimlerini karşılayan Eray Bey, sürekli olarak yenilik peşindedir. Antibakteriyel tişörtten mantar önleyici çoraba, termal faniladan kışlık gömleğe, spor çoraptan eldivene ve bereye kadar polisimizin, askerimizin giydiği kıyafetleri üreten Güneyteks firmasının sahibi Eray Şener, nasıl kendi çocuğuna en kaliteli kıyafeti alma çabası içindeyse, aynı özeni operasyonlarda ölümü göze alan vatan evlatlarına da gösterir. Çok duyarlı bir insandır Eray Bey, yaptığı, ürettiği ürünün fayda ve kalitesine odaklıdır. Ticari kaygı uğruna kaliteden taviz vermez asla.

1987 – 1990 yılları arasında Siirt’te tugayın muayene komisyon başkanlığını yaptığım dönemde Seyit Abdi Ekil isimli bir müteahhidimiz vardı. Nurlar içinde yatsın. Evinde yediği yiyeceklerden daha kalitelisini askere yedirmek için çaba sarf ederdi. Böyle insanların varlığı benim yüreğime hep su serpmiştir.

Eray Şener de uzun süre arazide kalan askerin giydiği çorabın lastiğinin ayağını sıkmaması gerektiği için devamlı fabrikasının başında titizlikle işini takip etmektedir. Kara Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı askerlerinin, kahraman polislerimizin sağlıklarının ülkemiz için çok önemli olduğunun bilincini her zaman taşımaktadır Şener.

ÇEKİRDEKTEN YETİŞTİ

1993 yılında sektörde çalışmaya başlayan Eray Şener, deneyimlerini 2011 yılında kurmuş olduğu Güneyteks Giyim Sanayi Dış Ticaret Ltd. Şti. ile daha ileri seviyeye taşımak için, kaliteli hizmet ve ürün sunmak maksadıyla yola çıkmıştır. En büyük gayesi, yurt içinde ve dışında kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör alanındaki çorap, çamaşır, iç ve dış giyim taleplerini çevreye ve insan sağlığına duyarlı kalmak koşulu ile kaliteli şekilde üreterek, müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutarak faaliyetlerine devam etmektir.

Sektörde tüm basamakları ağır ağır çıkmış Eray Bey. Genelkurmay’da çalıştığım yıllarda tanıştım kendisiyle. O zamanlarda takdir ettiğim efendiliği, çalışkanlığı ve dürüstlüğü onu zirveye taşıdı. Bunun en büyük mutluluğunu yaşayanlardan birisiyim. Ülkemizin en ciddi ve önemli tedarikçileri arasında yer alan Güneyteks’in sahibi Eray Bey ile ne kadar gurur duysak azdır. Onun yaptığı işlerden memnun olmayan yoktur. Çünkü o bir maratoncudur, 100 metreci değil. Hayatının her döneminde dürüst olmuş ve uzun soluklu yol almaya devam etmektedir.

İNSAN HAYATINA DEĞER KATIYOR

Rütbesiz erden, en rütbeli komutanına kadar insan hayatına değer katan ürünler tasarlayıp sürekli geliştiren Eray Bey, nesli tükenen kelaynak kuşları gibidir, yaptığı hizmetler karşısında insanlar ceketini ilikler.

Kurumsal yapı ve yetişmiş insan gücü ile çağdaş teknolojiyi yakalamak ve etkin hale getirmek için doğru, ekonomik, çevreye duyarlı ürünler üreterek müşterilerine konfor ve güveni yaşatmak için sürekli AR-GE çalışmaları yapan Eray Bey, çok okur, çok gezer ve araştırmacıdır.

Yoğun temposundan fırsat bulduğunda Ankara seyahatlerinde geç saatlerde de olsa Trilye’ye uğramayı ihmal etmez. Kendisi gibi ailesi de deniz ürünlerine çok ilgilidirler. Kendisinin başarılarında en büyük destekçisi zarif eşi Yeşim Hanım’dır.

Sosyal sorumluk projelerinde de hiç reklam yapmadan sürekli bulunan Eray Bey, çok mütevazı, kendisiyle barışık, etrafa pozitif enerji yayan, hep olumlu düşünen, bugünlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz insan örneklemesidir.

Çeyrek asırdan fazla süredir tanıdığım ve izlediğim gerçek bir başarı hikayesinin sahibi Eray Şener, bir insanın dürüstlükle ve tırnaklarıyla kazıyarak nasıl zirveyi yakalayabileceğinin kanıtıdır. Var olmak mı varlıklı olmak mı? Yol ayrımında var olmayı seçen ender insanlardansınız. İyi ki varsınız, iyi ki tanımışım sizi.

Gizli kalan yetenekler killi toprağa benzer. O, ayakkabılarındaki çamur olabilir, bir binadaki tuğla olabilir veya herkese ilham veren bir heykel olabilir. Önemli olan onun nasıl kullanılacağıdır. İyi pazarlar.

Yorum Yazın