2Yorum

Ömrünü Can Dostlara Adayanlar

Bir dükkan sahibinin dükkanının vitrininde “Satılık Köpek Yavruları” yazan bir tabela astığını gören küçük çocuk: “Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?” diye sordu.

Adam yavruların en az 50 dolar ettiğini söyleyince çocuk elini cebine atıp biraz bozuk para çıkardı. Dükkan sahibine bakıp “2 dolar 35 sentim var, onlara bakabilir miyim?” dedi.

Dükkan sahibi çocuğa gülümseyip bir ıslık çaldı. Lady adlı köpek, kulübesinden fırlayıp yanlarına doğru koşmaya başladı. Arkasında 5 tane daha minik yavrusu vardı. Yavrulardan biri diğerlerinin gerisinden topallayarak geliyordu ve küçük çocuğun dikkatini çekti.

“Bu yavrunun nesi var?” diye sordu.

Dükkan sahibi: “Veterinerin dediğine göre kalçasında bir kemik eksikmiş, hep böyle topallayacakmış,” diye cevap verdi.

Küçük çocuk: “Onu almak istiyorum,” dedi.

Dükkan sahibi: “Gerçekten mi? İstersen sana bedava verebilirim,” dedi.

Çocuk, dükkan sahibine öfkeyle “Onu bana bedava vermenizi istemiyorum, bu yavru da diğer yavrular kadar değerli. Fiyatı neyse size ödeyeceğim, şimdi size elimdeki parayı vereceğim, kalanı da her ay 50 sent olarak ödeyeceğim,” dedi.

Dükkan sahibi: “O sakat yavruyu ne yapacaksın? O hiçbir zaman diğer köpekler gibi koşup oynayamayacak,” dedi.

Küçük çocuk pantolonun paçasını yukarı kaldırdı ve iki çelik bağla desteklenmiş eğri sol bacağını gösterdi.

“Ben de pek koşamıyorum. Bu yavrunun da kendini anlayacak birine ihtiyacı var.”

Son dört aydır bacağına çelik bağ takan küçük çocuk, kucağında yeni aldığı köpek yavrusuyla evinin ön kapısından içeri girdi. Köpeğin kalçasında bir kemik eksikti ve yavru yere bırakıldığında ciddi biçimde topallıyordu. Çocuk kendi durumundan umutsuzdu ama yanında yeni arkadaşıyla umutları canlanmış ve yepyeni bir coşkuyla dolmuştu.  

Ertesi gün çocuk, annesiyle köpeğe nasıl yardım edebileceğini öğrenmek için bir veterinere gitti. Veteriner çocuğa her sabah yavru köpeğin bacağına masaj yapar, sonra da onu en az iki kilometre yürütürse o zaman kalçasındaki kasların güçleneceğini, yavrunun artık acı çekmeyeceğini ve daha az topallayacağını anlattı.

Yavru köpek ve çocuk acı ve zorluk çekmelerine rağmen, programı iki ay sabırla sürdürdüler. Üçüncü ay, her sabah okuldan önce 5 kilometre yürüyorlardı ve artık ikisi de yürürken acı çekmiyordu.

Bir cumartesi sabahı çalışmadan dönerken çalıların arasından bir kedi fırladı ve köpeği korkuttu. Tasmasından kurtulan köpek caddeye fırladı. Hızla gelen bir kamyon köpeğe yaklaşırken çocuk da koştu, köpeğini yakalayamayıp yolun kenarına yuvarlandı. Geç kalmıştı. Kamyon köpeğe çarptı, ağzından kan geliyordu köpeğin. Çocuk köpeğine sarılıp ağlarken kendi bacağındaki bağın çıkmış olduğunu gördü lakin kendisi için üzülecek zamanı yoktu. Ayağa kalkıp köpeği kucağına aldı ve eve doğru yola koyuldu. Köpek küçük küçük havlayarak çocuğa umut veriyor ve onun heyecan içinde elinden geldiğince hızlı koşmasına yardımcı oluyordu.

Annesi ikisini de yanına alıp hayvan hastanesine götürdü. Anne ve oğul merak içinde köpeğin ameliyatı atlatıp atlatmadığını öğrenmek için beklerken, çocuk hem de çelik bağları gevşemişken nasıl olup da hızlı hızlı yürüyebildiğini ve koşabildiğini sordu. Annesi şöyle dedi:

“Sende osteomiyelit vardı. Bu bir kemik hastalığıdır. Bacağını zayıflattı ve sakat bıraktı, bu nedenle de topallıyor ve acı çekiyordun. Bacağındaki çelik bağ destek içindi. Eğer acıya ve saatlerce sürecek tedavilere dayanmaya razı olsaydın, bu geçecekti, ilaçlara iyi cevap verdin ama fizik tedaviye her zaman karşı koydun. Babanla ne yapacağımızı bilemiyorduk. Doktorlar bize bacağını yitirmek üzere olduğunu söylediler. Sonra eve köpek yavrusu getirdin. Sanki onun gereksinmelerini anlıyor gibiydin, sen ona yardım ederken aslında büyümek ve güçlenmek için kendine yardım ediyordun.”

Tam bu sırada ameliyathanenin kapısı ağır ağır açıldı. Veteriner yüzünde bir gülümsemeyle çıktı ve “Köpeğiniz iyileşecek,” dedi.

Çocuk, insanın verirken aslında aldığını ve vermenin almaktan daha kutsal olduğunu öğrendi.

İşte can dostlar hep bize hayat verir. 12 yıl önce ailemize katılan Tontik sayesinde her sabah düzenli yürüyüşümü yaptığım için ona minnettarım.

Tarkan Özvardar bu tür öykülere çok tanık olmuş, yüreği doğa sevgisi ile dolu çok değerli bir veteriner hekimdir.

Ankara’da insanların can dostlarla yakınlık kurmasında, iletişimde bulunmasında Tarkan Bey’in çok emeği vardır.

HAYVAN DOSTU

Tarkan Özvardar, başkentte insanların köpeklere olan bakışlarının değişmesinde ve hayvanlara olan sevginin artışında büyük rol oynamıştır.

Denizi olan bir kentte İzmir’de büyüyüp Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ni kazandıktan sonra Ankara’ya gelir, mezuniyetinin ardından Ankara’da farklı çiftliklerde eğitmen olarak çalışır ve 1995 yılında Ankara Canine College Köpek Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ni kurar.  

Yurt içinde, yurt dışında köpek eğitimi ile rehabilitasyonu üzerine ve Türkiye’de köpekli sporlar hakkında pek çok ilimizde seminerler veren, TV kanallarında programlar yapan Tarkan Özvardar, ömrünü can dostlara adamış çok özel bir insandır. Tontik, henüz çok küçükken yurt dışı seyahatlerine gittiğimizde beş yıldızlı otel konforundaki Gölbaşı’ndaki çiftliğine güvenle bırakabilirdik. Misafir ettiği her can dosta kendi çocuğu gibi bakan Özvardar, başkentin renkli simasıdır.

PROJELERDE GÖNÜLLÜ

Ülkemizde köpekli sporlar hakkında da çeşitli şehirlerde seminerler veren Tarkan Bey, Çankaya Belediyesi’nin sokak köpeklerinin rehabilitasyonu, eğitilmesi ve sahiplendirilmesini kapsayan projesini gönüllü olarak yürütmektedir. Büyükşehir Belediyesi’ne de danışmanlık hizmeti veren Tarkan Özvardar, okullarda ve sivil toplum kuruluşlarının etkinliklerinde katılımcılara eğitim veriyor.

Küçüklükten beri hayvanlarla çok yakın diyalog içinde olan Özvardar’ın gönlünde hep veteriner olma arzusu yatarmış. Annesinin karşı çıkmasına rağmen çok sevdiği mesleğine kavuşan Tarkan Bey, insanların işlerini sevince başarıyı nasıl yakaladıklarının en güzel örneği.

Araştırmayı çok seven, kongreleri, Avrupa’daki seminerleri sürekli izleyen, takip eden, katılan ve kendini geliştiren Özvardar, Türkiye Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu’nun iş ve ırk standardı hakemidir. Doberman Irk Derneği’nin eğitim ve Akut Ankara K-9 Köpekli Arama Birimi sorumlusu gibi pek çok şapkası olan Tarkan Bey, Ankara’da köpekleri evlat gibi sevip evlerinde besleyen insanların nefes aldığı limanın sahibidir.

Yıllardır bu köşede sokaklardaki can dostlarımızı yiyeceksiz ve susuz bırakmayalım diye çağrı yapmaktayım. Ama son yıllardaki hassasiyetimin artışında Tarkan Özvardar’ın TV programlarında, yarışmalarda yaptığı konuşmaların, tutum ve davranışlarının çok etkisi vardır.  

ŞAMPİYON KÖPEKLERİN EĞİTMENİ

Ankara’nın efsane isimlerinden Gençlerbirliği Başkanı merhum İlhan Cavcav’ın, eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın köpeklerini de yetiştiren Tarkan Özvardar, sadece Ankara’da değil, Türkiye’de haklı bir üne kavuşmuştur. “Yetenek Sizsiniz” yarışmasında köpeği Rhino ile sergilediği şovlarla tanınan Tarkan Özvardar’ın tesisi; yeşile, maviye en çok da ‘tüylü sevgiye’ can dostlara doyduğu bir yerdir.

Köpek edinme kültürü üzerine her zaman derin sohbetler edeceğiniz Özvardar, çok yoğun bir tempo ile çalışıyor. Sabah köpeklerin çıkartılması, bakımları, beslenmeleri, daha sonra gece 24:00’a kadar devam eden eğitim programları. Yani günün her saatini can dostlarına ayırıyor. Köpeklerle ilgili her türlü konunun tam hakimi Tarkan Özvardar, Ankara için büyük şans. İyi ki varsın. Varlıklı olmak değil, var olmak yolundaki tutumun hepimize ilham kaynağı oluyor.  

Kalbinizdeki tüm sevgilerin ölümsüz olması temennisiyle, çarşamba günündeki Sevgililer Günü’nüzü kutlar iyi pazarlar dilerim.

Yorum Yazın