0Yorum

Japonya İzlenimleri-2

TRT Türk’te eylül ayından itibaren yayınlanacak “Dünyanın Türk Şefleri” programının çekimleri için gittiğimiz ülkelerde, Türk şefleriyle yaptığımız söyleşiler dışında o ülkelerin mutfaklarıyla da ilgili bilgileri aktarıyoruz. Örneğin geçen hafta dünyanın en zehirli omurgalılarından biri olan balon balığından yapılan geleneksel Japon yemeği fugu ile ilgili bilgileri aktarmıştık ve Türkiye’de ilk kez görsel olarak televizyon programında sizlere ileteceğiz.

Japon mutfağının önemli yemeklerinden birisi teppanyakidir. Japonya dışındaki teppanyaki restoranlarında ülkenin damak tadına uygun olması için ürün adaptasyonu yapılıyor, pirzola, çiftlik levreği gibi malzemelerle deneniyor. Tokyo’da ünlü New Otani Oteli’nin çiçeklerle ve güzel ağaçlarla donanmış devasa bahçesinde Garden Restoran bu işi iyi yapıyor. Bar ve masaların olduğu iki ayrı bölüm var. Önünüzdeki teppanyaki masasına gelen şef, kendini tanıtıyor önce. Sonra şov başlıyor. Karşınızda şelale ve sakura ağaçları. Sebzeler, tarak ve jumbo karides, arkasından o müthiş tat içeren kobe sığırından fileto. Hepsi damak çatlatıyor. Jumbo karidesin dondurulmuş olduğunu itiraf ediyor ama kabuklarını pişirdikten sonra çubuklara sıkıştırarak ikram ediyor bize. Reddetmiyoruz, iyi ki denemişiz diyoruz. Tam çıtır bir lezzet. Kabuğunun faydalarını, “Yenilebilir Kozmetikler” olduğunu hem yazmıştım hem de “Balık Ankara’da Yenir” programında anlatmıştım. Jumbo karidesi ve tarak etini tartar ve sirke karışımı bir sosa batırıyor, sosun içinde patlayan havyarlar var, ağzımızda şenlik oluşturuyor, üstelik rengarenk.

GİNZA’DA TENICHI TEMPURA

Tenichi Tempura’da kızgın yağda çok kısa sürede sebze, et, balık gibi yiyecekleri hiç yağ çekmeden o kadar güzel pişiriyorlar ki kuş gibi hissediyorsunuz. Dünyanın her yerinden pek çok ünlü insanın gelip ziyafet çektiği bu mekana rezervasyonsuz olarak öğle yemeğinde bile yer bulmak çok zor.

İki karides, üç çeşit balık ve dört çeşit sebzeden oluşan menüyle başladık. Hepsi birbirinden güzel, hiç yağ çekmemiş. Servisi şef aşçı yapıyor, göz ucuyla kontrol ediyor, bittikçe tabağımıza aktarıyor yiyecekleri. Karşısında mantarın çeşidinden karidesin hangi bölgede yakalandığına kadar sorular soran müşterileri görünce çok şaşırıyor. Biz de radyasyonlu bölgede olmamasını sorguluyoruz. Çünkü Japonlar her konuda oldukları gibi yiyeceklerle ilgili de çok araştırma yapıyorlar. Çok seçiciler. Örneğin suşinin yapıldığı orkinos balıklarının bir kısmı Türkiye’den geliyor. Tüketici temsilcileri ve meraklı Japon turistler her yıl Çeşme’nin Ildırı bölgesindeki orkinos balık çiftliğini ve bölgeyi geziyorlar. Dünyanın en iyi orkinos çiftliği ödülünü de alan bu çiftlikte her şeyi inceliyorlar. Orkinoslara verilen yemlerden, kafeslerdeki hijyen kurallarına kadar her şeyi. Ondan sonra da gönül rahatlığıyla yiyebiliyorlar.

Mantar tempura da çok güzel yakışmış. İki parçaya bölüp pişirmişler, nefis bir tadı vardı. Kuşkonmaz tempura da çok şahaneydi. Taze kuşkonmaza fazla un çektirmemişler. Balıklar hamsi, ringa, istavrit ve mezgitin Japon denizinde yaşayan türevleriydi, biraz değişime uğramışlar ama lezzetleri güzeldi.

Tenichi’de Japonların vazgeçilmezi miso çorbası bile farklı ve olağanüstü lezzette. Miso çorbası, kaynar suyun içinde soya macununu eriterek yapılmış, taze kıyılmış soğan ve soya peyniri eklemişler. Ayrıca bir sürü vongole kadar küçük ama etli, siyah midye koymuşlar. Tam kıvamında pişen midyelerin bir tanesini bile bırakmak işimize gelmedi.

Meyve siparişi aldıktan beş dakika sonra loş ayrı bir salona davet ettiler, meyvelerimiz müthiş bir sunumla hazırdı. Sevindik böyle ferah bir yerde sigara için izin verecekler diye ama sokağı işaret ettiler. Japonya’da açık havanın her yerinde sigara içemiyorsunuz. Nokta olarak tespit ettikleri yerlere yönlendiriyorlar sizi, çok acayip. Yüzde yüz dumansız hava sahası tanımı Japonya için tam geçerli.

EFSANE KÖPEK HACHIKO

Bir hayvansever olarak Tokyo’ya her gidişimde ziyaret ettiğim, dokuz yıl boyunca Shibuya Tren İstasyonunda ölen sahibinin yolunu bekleyen sadık köpek Hachiko’nun heykelinin bulunduğu yere yine uğradım. Öykü aklıma geldikçe duygularımı gizleyemedim.

SİGARA İNZİBATLARI

Sakura ağaçlarının bulunduğu Shinjuku Gyoen Milli Park’ta ise çiçeklerin kokusuna sigara dumanı karışmasını istemedikleri için sigarayı yasaklatmışlar. Kolluklu inzibatlar geziyor ve ceza yazıyorlar.

Birazcık rahatsızlığı olan ağzında maskeyle geziyor, başkalarına mikrop bulaşmasın diye. Çok duyarlı insanlar.

Odaiba, Tokyo’nun okyanus kıyısındaki semti. Özgürlük anıtı var. New York’tan kopyalanmış, çarşıları, kıyı sahili tıpatıp New York’u andırıyor. Buradan teknelere binip kıyısı olan istasyonlara kolayca gidebildiğiniz gibi okyanus turu da atabilirsiniz.

TEPPANYAKİDE SON NOKTA SAZANKA

Okura Oteli’nin en üst katında zor rezervasyon yaptırdığımız Sazanka Teppanyaki Restoran’ın kapısında sizi karşılayan ve paltolarınızı alan şefi karşınızda görünce sürprizlerle dolu bir yemeğe geldiğinizi anlıyorsunuz. Büyük bir teppanyaki masası etrafında toplanıyoruz. Ağız hoşlukları, Korelilerin vazgeçemediği kimchi tarzı turşular, yeşil havyarlı somon füme damak çatlatıyor. Ördek fümeye ne dünyanın en ünlü ördekçisi sayılan Quanjude Roast Duck’ta ne de Fransa’da rastladım.

Tokyo, yüzölçümü az ve yeterli toprak olmadığı için dikine genişliyor. Hatta yerin altına da iniyorlar. Tokyolular üç katmanda yaşıyorlar. Yer altı, sıfır noktası ve yerin üstündeki üst geçidi andıran yürüyüş yolları. Mimaride ferahlık bir zenginlik göstergesiyse Tokyo bu konuda en gösterişli şehir olmalı. Böyle bir tavan yüksekliği yok. “Space” nedir insan burada görüyor. Bir Amerikan etkisi daha, kafanızı çevirdiğiniz her yer alışveriş merkezi. Kalite simgesi hatta bunlar. Hepsinin üstünde bir otel, bir rezidans mutlaka var.

Asakusa bölgesindeki tapınak, pazar ve insanların çektiği faytonlar bütün turistlerin ilgisini çekiyor. Pazarın hemen yanında karı kocanın çalıştırdığı Masudaen isimli yeşil çay dükkanı var. İstanbul’daki HSBC binasındaki patlamada hemen yanı başındaki otelde konaklıyorlarmış. Çok korkmuşlar ama Türkiye’yi çok seviyorlar. Yine geleceğiz diyorlar.

AYRAN MODASI BAŞLAMIŞ

Çok başarılı iş adamı Soner Öner ile sakura ağaçlarının altında Türk mutfağına malzeme temini hakkında söyleşi yaparken Japonya’ya zeytinyağından kuru üzüme, sucuktan salçaya kadar çok miktarda ürün sattığını duyunca tüm yorgunluğum gitti. Son zamanlarda piyasaya ayran soktuklarını şu an talebin iyi olduğunu da sözlerine ekledi!

BÜYÜKELÇİ KILIÇ’IN BAŞARISI

Göreve başlayalı henüz çok fazla olmamasına rağmen MGK Genel Sekreterliği’nden tanıdığımız Büyükelçi Serdar Kılıç eski tabuları yıkmış bir bürokrat. Ülkesini düşünen, iş adamına yardımcı olan farklı ve yetenekli, görmeyi özlediğimiz, alışık olmadığımız bir büyükelçi. Mayıs ayının ilk haftası Japonya Başbakanı Shinzo Abe ve heyetinin Türkiye’ye yaptığı ziyaret, Türk – Japon ilişkilerinin bu denli iyi yolda gelişmesinde büyük payı var Kılıç’ın.

THY JAPONYA’DA TAM GAZ

THY Tokyo Müdürü Hasan Mutlu genç, dinamik, nesli tükenen kelaynak kuşlarından. Gözü sadece başarıyı görüyor. Kendisiyle barışık, uyumlu, güven verici ve sevecen. Yakında birkaç sefer daha konacak Tokyo’ya. Osako ve Tokyo hattı yeterli olamıyor.

Japonya seyahatimizi yazılı olarak anlattım. Eylül ayında yayınlanacak programda görüntüleri ve Türk aşçıların başarılı çalışmalarını izleyince bizden çok uzakta ama gönüllerimizde çok yakın olan, Ertuğrul Fırkateyni’ne büyük ilgi gösteren, Türkleri çok seven, vize istemeyen bu ülkenin sıcak insanlarını sımsıcak kucaklamaya hazır olacağınızdan kuşkum olmayacak.

Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun.

Yorum Yazın