0Yorum

Güçlü İletişimin Lideri

1864 yılında Mobile Körfezi’nde cesaretini sergilemesiyle tanınan Amiral David Farragut, donanmasını Charleston Limanı’ndan çıkaramayan ve savaş kaybetme mazeretlerini bir bir sıralayan Amiral Samuel Dupont’u dinliyordu. Dupont hikayesini ve açıklamasını bitirdiği zaman Amiral Farragut şöyle dedi; “Unuttuğunuz bir sebep daha var Amiral. Siz yapabileceğinize inanmamıştınız…”  

Ali Saydam, hem kendisini yapabileceğine inandıran, hem de insanları bu konuda yönlendiren çok yetenekli bir gazeteci, halkla ilişkiler ve pazarlama gurusudur.

Zorlu AVM’nin bitimine kısa süre kala inşaatın son günlerinde ünlü işadamı Öner Aktürk’ün beni tanıştırmak üzere Ankara’ya davet ettiği Ali Saydam’ı uzun yıllardır tanırım. Ama ilk tanışıklığımız bir öğle yemeğinde Trilye’nin eski mekanında oldu.

İLETİŞİM DANIŞMANLIĞININ ÖNCÜSÜ

Ali Saydam Ankara’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra Bern Üniversitesi’nde okudu. Milliyet Gazetesi’nde (Hey Dergisi) muhabir olarak çalıştı. Aynı dönemde Goethe Enstitüsü’nün İstanbul şubesinde Almanca öğretmenliği yaptı. Daha sonra Karaca Yayınları’nda Genel Müdürlük ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. 1986 -1988 yılları arasında Sabah Dergi Grubu Genel Müdürü oldu. 1988 yılında Güneş Yayınları’nın Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü görevinde bulundu. Her iki yayınevinde de çok sayıda dergi ve kitabın yayınını yönetti. İlerleyen yıllarda TRT’deki bazı programların danışmanlığını yürüttü. Halkla ilişkilerde medya araştırma, değerlendirme ve ölçümleme hizmeti veren PRNET şirketinin kurucularından olan Saydam, Bersay İletişim Grubu’nun Onursal Başkanıdır.

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde lisans ve yüksek lisans sınıflarına 10 yıl boyunca ders veren Ali Bey, Bahçeşehir Üniversitesi’nde İletişim Fakültesi’nde algılama yönetimi dersi vermekte ve uzun yıllardır ulusal gazetelerde köşe yazarlığı yapmaktadır.

BAŞARI İÇİN RİSK ALINMALI

Derslerinde, yazılarında, günlük hayattan çok güzel örnekler veren, zevkle dinleyip okuduğunuz bir insandır Ali Bey. Tonton, sevecen yaklaşımıyla bildiklerini paylaşmayı çok iyi bilir. Her zaman yapıcı yaklaşımı ile dikkat çeker. Halka mal olmuş markaların serüvenlerini çok iyi bilir. Onlara toz kondurulmaması gerektiğini zaman zaman dile getirir, hatalar karşısında uygulanacak tavırların belirlenmesinde çok net ve sade yol haritası çizer. Duyarlılık örneklerini herkesle paylaşır. Risk alınmadan başarının mümkün olmadığını sık sık dile getiren Saydam, çalışkan, cesaretli insanların aldığı risklerin sonunda başarıyı yakalayacaklarını, şansın her zaman hazır kafalara konduğunu söyler.

EŞ VE MÜŞTERİ KAYBI

Sosyal bilimler günlük yaşamımızın her anında, başarılı ilişkiler yönetmemizde kılavuz ve doğruları öğrenmemizde yardımcı olur bize. Kendini iletişime, pazarlamaya adamış, ülkemizin en önemli isimlerinden Ali Saydam’ın pek çok kitabı vardır. En çok ilgimi çeken “Eş ve Müşteri Nasıl Kaybedilir?”, “Algılama Yöntemi” kitaplarıdır. Fizik, kimya, matematik gibi bilimler pozitif bilim olarak kabul edilmekte ve çok önemsenmektedir. Ama sosyal bilimlerin bir kılcalı olan iletişim sabah uyandığımız andan, gece yatağa girene kadar günün her saatinde karşımıza çıkmaktadır. Ali Saydam’ın kitaplarındaki bilgiler hayatımızı kolaylaştıran temel bilgilerdir.

VAZGEÇMEK ÖZGÜRLÜKTÜR

Türkiye’nin en önemli iletişim ve halkla ilişkiler uzmanlarından Ali Saydam, 2011 yılında “Vazgeçmek Özgürlüktür” adlı kitabında, kendimizi farklılaştırarak ön plana çıkaracak değerlerimiz nelerdir? İtibar, özellikle zor günlerde insanları da kurumları da nasıl korur? Yönetici mi yoksa lider mi olmak gerekir? İnsan kaynak mıdır kıymet midir? Kriz iletişiminde bireysel sezgi, hız, deneyim ve becerinin rolü nedir? Marka ruhunun altını çizmek için nelerden vazgeçmeliyiz gibi sorulara yanıtları çok güzel bir dille vermektedir.

Deniz ürünlerine de oldukça meraklı, kibar insan Ali Saydam, sivil toplum kuruluşlarında zaman zaman sohbetlere, toplantılara gitmekte ve onun olduğu her ortam keyifli olmaktadır. Mütevazı kişiliğinden hiçbir zaman taviz vermeyen, inandığı yolda kararlılıkla ilerleyen Saydam, yaptığı icraatlarla ülkemize çok büyük katma değer sağlamaktadır.

Bir gün ulusal gazetelerden birinde şöyle bir manşet vardı: “Sardalye balıklarının peşine düşen 300 balina çıkamayacakları küçük bir koya girerek yaşam savaşı veriyorlar.”

Bu gazete haberi üzerine Frederick Brown olayı şu şekilde yorumlar: “Küçük balıklar, denizin devlerini ölüme sürükledi. Geniş güçlerini önemsiz hedefler uğrunda harcayıp, küçük kuyrukları izleyerek vahşi sonlarına teslim oldular.”

İletişimde potansiyel ve hedef ilişkisi çok önemlidir ve sizleri felakete sürüklemeden kurtarır.

İşte doğru ilerlemek için Ali Saydam gibi donanımlı tecrübelilere ihtiyaç var. İyi ki varsınız. İyi pazarlar.  

 

Yorum Yazın