0Yorum

Geleceğin Türkiye'sini Kurgulayanlar

Üniversitede okurken, öğleden sonraları spor malzemeleri satan öğrenci, tanık olduğu bir olayı şöyle anlatıyor:

“Küçük bir erkek çocuğu haftada en az iki üç kez gelir ve satın almak istediği beysbol eldivenine bakar giderdi. Patronumla bu duruma gülerdik. Çünkü hem çok kararlıydı hem de mağazadaki en pahalı eldiveni satın almak istiyordu. Bu böylece aylarca süregeldi. Çocuk gelir, eldivenin hala satılmadığını görünce rahatlardı. Eldiveni eline takar, sonra da dikkatlice yerine yerleştirirdi. Sonunda bir gün bir ayakkabı kutusuyla geldi. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle eldiveni satın almak istediğini söyledi. Patronum eldiveni yerinden aldı ve kasaya götürdü. Çocuk o sırada bozuk paralarını sayıyordu. Parası toplam 19 dolar 98 sentti. Patronum etikete bir daha baktı. Yedi yaşındaki çocuk 7 rakamını 1 gibi görmüştü. Patronum bana bakıp gülümsedikten sonra çocuğun paralarını dikkatle saydı ve ona ‘Tamam tam 19 dolar 98 sent’ dedi. Sonra da eldiveni paketleyip uzattı.

Patron akşam eşine şöyle demiş: ‘Hanım bugün dükkana bir çocuk geldi ve ona böyle böyle davrandım. Çocuğun eldiveni aldığındaki sevincini görmeliydin. O sevinci asla yok edemezdim.’ 60 doları feda eden patronum, o çocuğun sevincinin hiçbir paraya değişmeyeceğine inanıyordu.”

Renan Gökyay, Türkiye’nin son yıllarda fazlaca ihtiyaç duyduğu hasletlere sahip olan çok değerli bir işadamıdır.

Yıllar önce eski bakanlardan Erkan Mumcu’nun doğum günü partisinde tanıştığımız Renan Gökyay’ın özgeçmişini kısaca anlatmıştı Mumcu. Daha sonraları yolumuz birkaç kez kesişti ama zaten TÜRYAK Yaşlılık Konseyi’nde birlikte çalıştığımız babası Akın Gökyay ve gazete yazarlığına ilk başladığım Gazete Ankara’nın sahibi Birten Hanım oğullarını her fırsatta gururla anlatırlardı.

Galatasaray Lisesi’ndeki öğrencilik yıllarında Beyoğlu İnci Pastanesi’nde cuma ve cumartesi akşamları temizlikçilikten tutun, Beyoğlu’nda gazete satmaya kadar pek çok iş yapıp para kazanan Renan Gökyay, tırmandığı merdivenlerdeki attığı her adımdan büyük bir gururla bahsetmektedir.

HER PARMAĞINDA AYRI MARİFET

Öyle ilklere imza atmış ki Renan Bey, dinlerken ağzınız açık kalır. Geçtiğimiz hafta ünlü mimar Murat Tabanlıoğlu ile Trilye’ye gelen Gökyay, sohbet sırasında Türkiye’de TV’ye ilk çıkan çocuk olduğunu, 1969 yılında ilk çocuk seslendirmesi ile bir zamanlar insanları ekrana kilitleyen ünlü Kaçak dizisinde seslendirme yaptığını, ilk kez çocuk yarışması olan Kağıt Kaplama yarışmasında Türkiye’nin onu tanıdığını anlatınca yeteneklerinin sınır tanımadığına bir kez daha tanık oldum.

Tanıdığım günden beri mütevazılığını hiç bozmayan Renan Bey, marangoz olduğunu gururla söylüyor.

Nuri Usta’nın torunu, Birten – Akın Gökyay’ın çocuğu olduğundan büyük gurur duyduğunu her zaman dile getiren Gökyay, hedefini yıllar önce koymuş: “Dünyanın en iyi mobilyacısı olacağım.” Türkiye’nin ünlü üç mimarına bu iddiasını dile getirince ikisi sağır dinlemiş. Bir tanesi ona inanmış. Ama şu anda geldiği nokta sınırları çoktan aştı bile.

KABINA SIĞMIYOR

90 yıllık Nurus firmasının baş tasarımcısı Renan Gökyay, en değerli yatırımın çalışanlara yapılan yatırım olduğunu sık sık dile getirir. Maliyet kaygısı yaşamadan modern çalışma kültürünün gerekliliği olan çalışanların vücut ve zihin sağlığının gözetilmesine öncülük eder. İnsanların mutlu oldukları bir işte verimli olduklarına inançla ofislerdeki ampullerin ışık durumundan, ofis mobilyasının ergonomisine, kumaş ve boya kalitesine, ortam sesine dikkat edilmesi gerektiğini her zaman anlatır. Sürekli oturmaktan ve bilgisayar kullanmaktan kaynaklanan boyun fıtığı veya bilekte sinir sıkışması gibi kas iskelet sistemi hastalıklarının her geçen gün arttığını söyleyen Gökyay, çalışan sağlığına yönelik sürekli çözümler üretmektedir.

ARGE’Yİ ÇOK ÖNEMSER

Hiçbir üniversitede bulunmayan laboratuvar cihazlarını Nurus’a getirip testler yapan Renan Bey, kendisi gibi yaratıcı kardeşi Güran Gökyay ve CEO Dinçer Sinici ile tam bir sinerji yaratmaktadırlar. Uçak tasarımı, tekne tasarımı bile yapılan Nurus artık uçmuş! Tasarımın sonu olmadığını, sürekli bir yolculuk olduğunu dile getiren Renan Bey, tam bir inovasyon gurusu.

Çalışma mobilyalarını tasarlarken mekanın ses özelliklerini, yankı durumunu bile dikkate aldıklarını söyleyen Renan Bey, akustik laboratuvarlarını bu iş için kurmuş.

Almanya, Belçika, Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi ülkelere ihracat yapan Nurus’un Almanya ve Dubai’de mağazaları var. Yurt dışı online mağazası açmayı, Hindistan ve İran’daki yatırım ağını genişletmeyi, Almanya ve Körfez ülkelerindeki etkisini arttırma planları var.

Ofis mobilyalarının yanı sıra özel tasarımlı ev ürünleri, uçak koltuğu, terminal koltuğu, konser salonu koltuğu, eğitim alanı ve konferans koltuğu gibi yan sektörlerdeki yatırımlarını geliştirerek değerlendirmeyi hedefleyen Nurus’a, yakında uzaya gidecek araçlar için koltuk siparişi gelirse hiç şaşırmam!

ÜRETİME DESTEK

Sivas’ta serbest dolaşan hayvanların sütlerini çiğ olarak tüketiciye ulaştırıp ekolojik ürünlere tekrar kavuşmamızı sağlayan projeye desteğiyle de büyük bir hizmete imza atan Renan Bey, durmak dinlenmek nedir bilmiyor.

Yüreği hizmet aşkı, ülke ve insan sevgisi ile dolup taşan Gökyay’ın başında olduğu Ankara markası Nurus’un dünyaya meydan okuyarak adından söz ettirmesi çok gurur veriyor.

Her gece sabahları sürekli ertelemek isteyeceği hayalleri kurmak yerine asla ertelemek istemeyeceği hayaller kurarsa insan, ne çabuk uyanır.

En yenilikçi ürünler çalışanların motive olması ve uygun ortamın sağlanması sonucu elde ediliyor. İyi pazarlar.

Yorum Yazın