0Yorum

Enerjisi Hiç Tükenmeyenler

Başarılı bir iş adamı ve oğlu ormanda yürüyüş yaparlarken oğlanın ayağı takılır ve yere düşer. Canı yanan çocuk “Ah” diye bağırır. İleride bir dağın tepesinden “Ah” diye bir ses duyar ve şaşırır. Merak eder ve “Sen kimsin?” diye bağırır. Aldığı cevap ise “Sen kimsin?” olur. Cevaba kızıp “Sen bir korkaksın” diye tekrar bağırır. Dağdan gelen ses ise “Sen bir korkaksın” olur. Çocuk babasına dönüp “Ne oluyor böyle?” diye sorar. “Oğlum” der adam, “Dinle ve öğren!” ve dağa dönüp “Sana hayranım” diye bağırır. Gelen cevap ise “Sana hayranım” olur. Baba tekrar bağırır, “Sen muhteşemsin!” Gelen cevap ise “Sen muhteşemsin!” Çocuk çok şaşırır ama halen ne olduğunu anlayamaz. Babası, “Oğlum insanlar buna ‘yankı’ derler ama aslında bu ‘yaşam’dır. Yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarımızın aynada bir yansımasıdır” der. Yaşamı çok çalışma ve başarı tanımlarıyla özdeşleşmiş Dr. Aytun Çıray, çok değerli bir bürokrat, ülke sorunlarından hiç kopmayan bir yazar, aktif olarak siyasette kalıp memleketine daha pek çok borcu olduğuna inanan, 24 saat mesai yapabilecek dinçlikte özel bir insandır. O, kendisini adeta ülkesine adamıştır. 1993’te Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı’na atandığında Türkiye’nin en genç müsteşarıydı. Sağlık sektörüne büyük katkılarda bulundu. Sağlık sektörünün yeniden yapılandırılması, program yönetimi, sosyal sektörlerde ulusal ve uluslararası proje, finansman yatırım, kalkınma ve geliştirme programları yönetimi tecrübesi olan Uz. Dr. Çıray, Petkim, Erdemir gibi kuruluşlarda Yönetim Kurulu Üyeliği; Erenco Yönetim Kurulu Başkanlığı, İsdemir Denetim Kurulu Üyeliği ve eski bakanlardan Mesut Yılmaz’ın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olduğu dönemde danışmanlığını yapmıştır. Dr. Aytun Çıray’ın “Kaybedilmiş Zamanlar Ülkesinden” isimli kitabını bir solukta okurken gözüm çok ince bir kalemle yazılmış önsöze takıldı. Önsözü yazan Yavuz Donat. Dr. Aytun Çıray’ı yıllar önce keşfetmiş. Donat’ın 2-3 hamle sonrasını görebilme özelliğine yakınen tanık olan birisiyim. İddialı, heyecanlı genç doktorla Tercüman Gazetesi’nin Ankara Temsilciliğini yaptığı sırada tanışan Donat, Aytun Çıray odadan çıktıktan sonra yanındakilere, “Göreceksiniz, bu genç doktor bu hırsla mutlaka başarılı olacak, bir yerlere gelecek” demiş.

EN GENÇ MÜSTEŞAR

Aradan yıllar geçtikten sonra bir gün Donat’ın sekreteri; “Yavuz Bey, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı ziyaretinize gelmek istiyor” diye haber verir. Müsteşar Bey gelir. “Beni tanıdınız mı Yavuz Ağabey?” deyince Donat’ın kafasında şimşek çakar. “Yoksa… Yoksa siz o genç doktor musunuz? O siz misiniz?”, “Evet, O benim.” Birbirlerine sıkıca sarılırlar. “Başarılı olacağınızı sizi ilk gördüğümde anlamıştım” der Yavuz Donat. İnternet dünyası ile henüz haşır neşir olduğum günlerde bir gece yarısı Google’a “Trilye” yazdım. Karşıma “Trilye’nin Duvarları Olsa” isimli bir makale geldi. Yazarı ise Trilye’nin duvarlarının bile onu çok iyi tanıdığı Dr. Aytun Çıray’dı.

İZMİR SEVDALISI

Aslında Türkiye ve dünya sorunları ile ilgili analizler, iç politikaya dönük yorumlar, ülkenin aydınlık geleceği için siyaset, üretim ve arayışlar içinde olan Çıray’a Türkiye sevdalısı demek daha anlamlı ama onun İzmir’e karşı sevdası büyüktür. İzmir onun için çok özeldir. Her başarılı erkeğin arkasında mutlaka bir hanım vardır. Biraz klasik bir söz gibi söylenir ama Aytun Bey’in eşi Selmin Hanım’ı tanıdıktan sonra iyice inandım. Selmin Hanım, onun hem eşi hem arkadaşı, doğru kararlar vermesindeki en değerli hazinesidir. Kızları Selin ve Ekin de babalarına her konuda yardımcı olan, ailenin güzide fertleridir. Aytun Bey, yüksek zekasını, kendisine güzel imkanlar sunan ülkesinin kalkınması için kullanan, dürüst, çalışkan, değerli bir politikacıdır aynı zamanda. CHP İzmir Milletvekili ve CHP Parti Meclisi Üyesi olan Çıray, her zaman ilkeli olmuş, şahsi çıkarlarını hiçbir zaman düşünmemiş, dik durmayı hep bilmiştir. Muhteşem bir başarıyı yakalamak için müthiş bir adanmışlık gerekir. Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk sanır.

Yorum Yazın