1Yorum

Ankara'yı Tatlandıranlar

Fransa’nın bir vilayetinde aynı sokakta üç dişçi vardı. Müşteri çok az olduğundan rekabet düşüncesi üçünü de için için kemiriyordu. Nihayet içlerinden biri düşündü taşındı muayene binasına uzaktan görünecek şekilde kocaman bir tabela astırdı:

“Fransa’nın en iyi dişçisi!”

Bunu gören öteki dişçiler öfkelerinden kuduruyorlardı. Baskın çıkmak için çare araştırırlarken ikincisi “Buldum!” diyerek haykırdı. Ve derhal ötekinden daha büyük bir tabela yazdırarak binasına astırdı:

“Dünyanın en iyi dişçisi!”

Bunu gören üçüncü dişçi o gece sinirinden uyuyamadı. Fakat düşüne düşüne nihayet o da bir çare buldu. Ertesi gün muayenehanesinin önünden geçenler şu tabelayı okudular:

“Sokağın en iyi dişçisi!”

Bizim mahallede 3 kardeş var pastacılık yapan, sinerji yaratan, dükkanlarının önünde sadece Palet yazıyor ama o ismi artık Ankara’da, Türkiye’de tanımayan yok. Yurt dışı seyahatlerimde krokanları hediye götürdüğüm insanlarda alışkanlık yaptı. Mahallemizin en iyi pastanesi olmakla sınırları minicik değil. Ankara ile birlikte anılan isimlerden biri artık Palet.

ÇEKİCİ KOKULAR

Daha dün gibi hatırlıyorum, 2001 yılındaki krizin dip yaptığı soğuk kış günleriydi. Mahatma Ghandi’deki Seagull isimli restoranımı devretmiş, Hafta Sokak’taki Trilye Restoran’a göz kırpıyordum. Diş Doktoru dostum Alper Kansu, dişçi koltuğundayken Trilye’nin devredileceği haberini duyurmuştu. Keşif yapmaya gittiğim birkaç kez kaybolduğum buzla kaplanmış sokakta vale Cengiz Dönmez Bey’in kürekle buz kırdığı günler hafızamdan hiç silinmedi.

Palet Pastanesi’ni keşfettim. Daha sonra Trilye’yi tarif etmek kolay oldu: Palet’in çaprazındaki sokak!

Güzel kokuların insan hayatında çok önemli rolü var. Vanilya ve kahve kokusunun insana başkalarına yardım etme konusunda uyardığı bilinir. Pastane önünde dolaşanlar şanslıdırlar. Bu mis gibi pasta kokularının bana da çok etkisi oldu sanırım. 15 yıl sabahın erken saatlerinden kapanışa kadar mutluluk kokuları yayan Palet Pastanesi benim için her zaman vazgeçilmez adres olmuştur.

FİLİSTİN CADDESİ’Nİ CANLI TUTTU

Krizlerin etkisiyle zaman zaman terk edilmiş bir cadde havasına giren Filistin Caddesi’nde dev dalgalara bile meydan okuyan Palet Pastanesi her dönemde ayakta kalmayı başardı ve pek çok mekanı çekti Filistin’e. Yeniden canlanmada büyük pay sahibidir. Fanatikleri hiçbir zaman terk etmedi Palet’i. Ergün Bey’in güler yüzü, Aydın Bey’in sevecenliği ve yetenekli ustalığı, Doğan Bey’in çalışma azmi hep başarıyı getirdi.

İyi bir ekip var Palet’te. Kasım Bey tam bir pozitif elektrik yayar herkese. Entelektüel bir yapısı var. Olan biten her şeyden haberi olur Kasım Bey’in. Çünkü çok okur. Milliyet Ankara’nın da sürekli okuyucusu olduğu için bazen benim kaçırdığım haberleri bile bana aktarır.

SANATSAL PASTALAR

Doğum günü, evlilik yıldönümleri veya düğün, nişan gibi organizasyonlarda vazgeçilmez adres olan Palet Pastanesi, son yıllarda büyük aşama kaydetti. Yurt dışı fuarlarını hiç kaçırmayan Kırmaç kardeşler hiçbir yenilikten geri kalmazlar. Sanat eseri gibi pastalarına son zamanlarda çok rastlamaktayım. Bazen müşterilerin kutlama için direkt sipariş verip Trilye’ye getirttiği pastalar sanki bir heykeltıraş elinden çıkmış gibi, görüntüsüyle büyüleyen, özenli ve lezzetli. İşin başında olmak, işi sevmek başarının birinci kuralı. Palet’in halkla ilişkiler uzmanı gibi çalışan, sürekli alaburus traşı ile sempatikliğini katlayan Ergün’ü hep işin başında görürüm. Aydın Bey’i ise imalat arasında mola vermek için dışarı çıktığında. Doğan Bey’le de TRT ile ilgili çalışma toplantılarımı yaptığım Oran’daki Palet şubesinde sık sık karşılaşırım.

YARDIMSEVER İNSANLAR

Filistin ve Oran Şubelerinde çok güzel hizmet vermesinden ziyade sahiplerinin ve çalışanlarının sevecenliği, herkese yardımcı olan tavırları, siparişleri tam dakikasında eve veya iş yerine yetiştirme kabiliyetleri onların farklılıklarını sürekli arttırmaktadır.

Mekiklerin mis gibi kokusuna dayanmanız biraz zor Palet’te. Mevsim yaz ise mutlaka size limonata ikram edilir ev yapımı, kış aylarında ise sıcak bir salep tutuşturulur elinize. İkramlardan kaçamazsınız. Bu gönlü zengin, bonkör insanlar paylaşmayı çok severler.

Zaman zaman da önemli kokteylerde catering yaparken karşılaşıyoruz Palet ekibiyle, o kadar sıcakkanlı insanlar ki pek çok firma onlara son derece güvenip kendilerinden bir parça gibi görüyor.       

Doğan, Aydın ve Ergün kardeşler gerçekten yeniliğe çok açık insanlar. Farklı gördüklerini denerler, insanlarımızın damak zevklerini de yakından tanıdıkları için tam bir ürün adaptasyonu yaparak yeni ürünleri imalata sokarlar.

Karamelli profiterol, balkabaklı ananaslı pasta, milföylü pasta, peynirli Karaköy, talaş böreği, kandil simidi, su böreği hepsi kendi kategorisinin en iyilerini temsil eden ürünler.

Çikolata konusunda yaptıkları yenilikler ise benim kilo fazlalıklarımın başlıca nedeni. Kahveli drajeler, yeşil fıstıklı drajeler, fıstıklı portakallı çikolatalar severek yapılan bir üretimin son halkası.

Palet Pastanesi başkent ile özdeşleşmiş bir Ankara markasıdır. Ankara tutkusunun yürekten olduğu belli olan Kırmaç kardeşler, gerçekten işlerini çok severek yapıyorlar. Her zaman işlerinin başındalar. Telefon ettiğinizde, berberde traş olurken bile size yanıt verip hemen isteğinizi karşılarlar.

Klasik ürünlerin lezzeti damağımızdan hiç silinmiyor. Yemek yeme alışkanlığının genlerle de çok ilgisi var. O nedenle gelenekselliğin yenilikle birleştirilmesini çok iyi uygulayan Palet her zaman bacasını tüttürmüş, caddedeki herkese moral kaynağı olmuştur. Onlar tüm zorluklara karşı meydan okumuşlar, ticari kaygılar nedeniyle asla kaliteden taviz vermemişler ve her zaman dik durmuşlardır. Çok sevdiğim kahve kruvasan ikilisinde Avrupa’da bile bazen hayal kırıklığına uğradığım halde Palet’te denediğim kruvasan gerçekten fark atıyor, tıpkı diğer ürünleri gibi.

Tatlı dilli, güler yüzlü Palet ailesi Ankara’da pastacılık sektöründe herkese ışık tutmuştur. Hizmet sektöründe işi yürekten sevmezseniz uzun süre devam ettirmek ve marka olmak çok zordur. Geçen hafta bu sektörün iki duayenini anlatmıştım Milliyet Cadde ekinde. Birisi Ankaralı Flamingo Pastanesi’nin sahibi Saffet Tarı, diğeri İstanbul’daki Baylan’ın yaratıcısı Harry Lenas idi. İkisi de şu an aramızda değil ama eserlerinden hala söz ediliyor, saygı ile anılıyor. Güzel hizmetler hepimize lazım, hizmet sektörüne ihtiyacımız her zaman var. Sektördeki oyuncular tatil yapmadan 7 gün 24 saat çalışmak, eleman sıkıntısından, maliyetlere kadar her şeyle boğuşmak zorundalar.

Mexico’da “Her Şeye Rağmen” gibi alışılmamış bir isim taşıyan çok güzel bir heykel vardır. Bu isim heykelin konusunu yansıtmaz, heykeltıraşı onurlandırmak amacıyla verilmiştir.

Size heykelin öyküsünü anlatayım. Bu heykelin yapımı sırasında heykeltıraş bir kaza geçirmiş ve sağ elini kaybetmiş. Ancak heykeli tamamlamakta çok kararlıymış ve kendisini buna adamış, bu nedenle sol eli ile taş yontmayı öğrenmiş.

Tüm bu problemlere rağmen, heykeltıraş heykelini tamamladığı için bu esere “Her Şeye Rağmen” ismi verilmiş.

Eğer yürüdüğünüz yolda hiç engel yoksa, o yol sizi hiçbir yere götürmez.

“Bana bu yolculuğumda dayanabileceğim zorlukları ve acıları ver ki kalbim gerçekten uyanabilsin, özgürlüğe ve evrensel saygıya erişebileyim” yazar ünlü bir Tibet duasında. İyi ki varsın Palet, yolun her zaman açık olsun! İyi pazarlar.

 

Yorum Yazın