0Yorum

Ankara’yı Spora Alıştıranlar

Boş bir yolda yürüyen yaşlı bir adam, akşamın karanlığında, geniş, derin, kocaman bir uçurumla karşılaştı. Alacakaranlıktı aştı uçurumu ve o kasvetli akıntıda korkmadı. Ama öbür yakada güvenliği bulunca döndü ve bir köprü kurdu kabaran suları aşmak için. “İhtiyar” dedi ona eşlik eden ufak tefek adam. “Burada yaptığın işle gücünü boş yere tükettin. Yolculuğun bugün sona erecek. Ve bu yoldan bir daha geçmeyeceksin. Sen zaten o derin ve geniş uçurumu aştın, neden akşamın kabaran sularına karşı köprü kurasın?” Yaşlı adam ağarmış başını kaldırdı, dedi ki “Dostum, geçtiğim yolda, bugün ardımdan bir genç yürüdü, ayakları onu da buraya getirecek. Ve benim için bir hiç olan uçurum, belki o sarışın gence tuzak olacak. O da alacakaranlıkta geçecek buradan. Dostum, bu köprüyü onun için kurdum.” Yıldırım Deniz’i Genelkurmay Başkanlığı’nda görev yaptığım yıllardan tanırım. Çoğumuzun spor nutukları attığı ama her pazartesi spora başlayalım çabalarına rağmen bir türlü hayata geçiremediğimiz düzenli spor faaliyetlerine onun sayesinde başladım. İhtiyar adamın kurduğundan daha sağlam bir gönül köprüsü kurdu sporla aramda. Bir gün hizmet binalarının birisinde daha önce hiç tanışmadığım yepyeni cihazlarla donatılmış bir spor salonu gördüm. Aletlerin üzerinde pek çok kişi vardı ve spor yaparken çok mutluydular. Cihazları tanıtan sevecenlikle teşvik eden bir genç vardı başında. Deniz Sport’un sahibi Yıldırım Deniz. Ankara’nın kışları oldum olası sert geçer. Öğrencilik yıllarında kaloriferli binadan çıkıp soğuk havada spor yapmak hep caydırıcı geliyordu bana. Parkalarımızı giyer arkadaşların tamamı toplanana kadar bir hayli zaman soğukta titrerdik. Sonunda terleyip, duş alamadan etüde girdiğimiz olurdu. Çok sevmek isteyip sevememiştim bir türlü. Yüzme takımındaki çalışmalarıma uzun süre devam edemedim, aşırı klordan gözlerim kapanıyordu ve antrenman sonrası üşütmekten kendimi koruyamıyordum.

KOŞU BANDININ ÖNCÜSÜ

1994 sonbaharında koşu bandı ve kondisyon aletleriyle tanıştırmıştı Yıldırım Deniz beni. Alıştım kısa zamanda. Ama onun işi zordu. Çok yeni ürünlerdi bunlar Ankara için. “Sabırla koruk helva olurdu” sözüne hep sadık kaldı ve yılmadan çalışmalarına devam etti. O yıllarda Ankara’da profesyonel kondisyon salonu bulmak çok zordu ve yok denecek kadar azdı. Sporun insan sağlığı açısından önemini herkesin kavraması ve duyarlı olması gerekirdi. Gün gelecek insanlar spor salonları sayesinde sosyalleşecekler, zararlı alışkanlıklarından kurtulabilecekler hem de zihinlerini ve vücutlarını geliştirecekler akımının öncülüğünü yaptı Yıldırım Bey. Bugün Türkiye’de binlerce spor salonunun varlığı yıllar önce hayalin gerçekleşmesi için atılan adımların ve harcanan emeğin sonucudur. Ev tipi koşu bandının yaygınlaşmasında da özel çaba ve zaman harcadı Yıldırım Bey. Zamanı çok kısıtlı olup spor yapma imkanı bulamayanlara koşu bandını sevdirdi. Tüm dünyada yaşamın bir parçası ve kültürü olarak kabul edilen spor ve egzersiz bizde de zaman içerisinde kabul edildi ve sporun faydaları herkesçe bilinir hale geldi artık.

MUTLU YAŞAM İÇİN SPOR

“Mutlu bir yaşam için spor yapın” sloganını yıllardır kulaklarımızda çınlatan Yıldırım Bey çabalarına uzun yıllardır devam etmektedir. Dünyanın neresinde olursa olsun, sporla ilgili bir fuar ve etkinlik varsa Yıldırım Bey oradadır. Üniversiteler, kamu kurumları, spor merkezleri, fitness salonları, fizik tedavi merkezleri ve askeri birliklerden oluşan geniş bir portföye hizmet vermektedir Yıldırım Bey’in Deniz Sport’u. Profesyonel kondisyon cihazları satışının yanı sıra ev tipi koşu bantlarının perakende olarak satışında da Ankara’da bir ilk gerçekleştirmiş ve insanların beklentilerine uygun programlar çerçevesinde uzman kadrolarla bilinçli tercihler yaparak evlerde koşu bandı kullanımını yaygınlaştırmıştır. İnsanlar doğada yaptıkları yürüyüşlerde hep patikaları takip ederler. Halbuki patika olmayan yerlerde yürüyüp iz bırakmak gerekir.

Yorum Yazın